Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2022/2309 E. 2023/2770 K. 08.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/2309
KARAR NO : 2023/2770
KARAR TARİHİ : 08.05.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Kardeşi kasten öldürmek
HÜKÜMLER : İstinaf başvurularının esastan reddi kararı

Sanık …’in temyiz istemi yönünden; sanığın, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 291 inci maddesinin birinci fıkrasında belirlenen kanunî süre içerisinde 04.04.2022 tarihli, temyiz sebebi içermeyen dilekçe ile temyiz isteminde bulunduğu; ancak aynı Kanun’un 295 inci maddesinin birinci fıkrasında öngörülen 7 günlük kanunî süre içerisinde temyiz nedenlerini içeren gerekçeli temyiz dilekçesini sunmadığı anlaşılmıştır.

Katılan Kurum vekili, sanık … ve sanıklar müdafiilerinin temyiz istemleri yönünden; İlk Derece Mahkemesince verilen hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararların; 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir oldukları, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin

hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

Sanıklar müdafiilerinin duruşmalı inceleme taleplerinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Patnos Ağır Ceza Mahkemesinin, 09.07.2021 tarihli ve 2021/54 Esas, 2021/169 Karar sayılı kararları ile sanıklar hakkında kardeşi kasten öldürme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 82 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası, 54 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 63 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca müebbet hapis cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluklarına, müsadereye ve mahsuba karar verilmiştir.

2. Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 03.11.2021 tarihli ve 2021/3091 Esas, 2021/3362 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik katılan Kurum vekili ile sanıklar ve müdafiilerinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan Kurum Vekilinin Temyiz Sebepleri
1. Suçun tasarlanarak, töre saiki ile işlendiğine,
2. Sanıklar hakkında 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası gereği takdiri indirim nedeni uygulanmak suretiyle eksik ceza tayin edildiğine,
3. Katılan Kurum lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğine,
İlişkindir.

B. Sanık … Müdafiinin Temyiz Sebepleri
1. Sanığın eyleminin meşru savunma kapsamında kaldığına,
2. Sanık hakkında kurulan hükümde 5237 sayılı Kanun’un 29 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği haksız tahrik hükmünün uygulanması gerektiğine,
İlişkindir.

C. Sanık … ve Müdafiinin Temyiz Sebebi
Sanık …’un suçu işlemediğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1. Resmî nüfus kayıtlarına göre kardeş olan sanıkların kız kardeşleri olan maktulün evli olduğu hâlde Lütfü isimli şahıs ile birlikte olmak istediği, maktulün yaşadığı sanıkların çağırması ve sanık …’un yol parası göndermesi üzerine … ilinden olay günü önce Patnos ilçesine geldiği, buradan sanık … tarafından alınarak Bulanık ilçesi Şehittahir köyündeki evine getirildiği, akşam saatlerinde başkası ile ilişki kurma meselesinden aralarında çıkan tartışmada sanık …’in bıçak ile maktulü yaraladığı, diğer sanık …’un kaçmaya çalışan maktulü tuttuğu, sanıkların fiil üzerinde ortak hakimiyet kurdukları ve bu şekilde eylemlerinin bir bütün halinde gerçekleştirerek kardeşi kasten öldürme suçunu işledikleri anlaşılmakla, buna göre uygulama yapıldığı belirlenmiştir.

2. Sanık …’in üzerine atılı suçlamayı tevilli kabul ettiği, sanık …’un ise kolluk güçlerince müdafii huzuru ile alınan savunmasını aşamalarda değiştirip suçlamayı kabul etmediği belirlenmiştir.

3. Olay anını gördüğünü bildiren tanık bulunmadığı belirlenmekle başka hususlarda beyanları alınan tanıklar … ve … ile sanık …’un ilk anlatımını tutanak hâlinde düzenleyen tutanak tanıkları …, … ve …’nin beyanları tespit edilerek dava dosyasına eklenmiştir.

4. Olay yeri inceleme raporu, olay yeri fotoğrafları ve basit krokisi dava dosyasında bulunmaktadır.

5. Kesin ölüm sebebinin tespit edildiği, 14.03.2020 tarihli otopsi tutanağında özetle;
“1) Saçlı deri frontal bölgede 1 cm. uzunluğunda, 2) Boyun solda sol kulak kepçesinin 2 cm. altında 1 cm. uzunluğunda, 3) Sırt solda skapula üst hatta dışta bir ucu dar diğer ucu geniş olan 1×1 cm. ebatta, 4) 3 no.lu yaranın 2 cm. iç tarafında 1×0,2 cm. uzunluğunda, 5) Sol omuz başından 5 cm. uzunluğunda İineer delici-kesici alet yarası, 6) Sol ön kol dışta 3×1 cm. uzunluğunda cilt, cilt altını içeren delici-kesici alet yarası, ayrıca sol yanakta 1 cm., 2 cm. ve 3 cm. uzunluğunda sıyrıklar olduğu, burun kökünde 1 cm. çapında sıyrık, burun kökü sağda 1 cm. uzunluğunda sıyrık, alın solda 4×1 cm.’lik alanın çökük olduğu, üst dudak ve alt dudakta ekimoz, alt çene solda 3 cm. uzunluğunda sıyrık, sağ dizde 0,5 cm. sıyrık” mevcut olup şahısta altı adet kesici delici alet yarası lezyonu olduğu, bu lezyonlardan harici muayenede (2) numarada tarif edilen kesici delici alet yarası lezyonunun tek başına öldürücü nitelikte olduğu, şahsın kesin ölüm sebebi kesici delici alet yaralanmasına bağlı meydana gelen büyük damar yaralanması ve iç kanama sonucu ortaya çıkan komplikasyonlara bağlı solunum ve dolaşım durması sonucu meydana geldiği belirtilmiştir.

6. a) Sanık … hakkında Bulanık Devlet Hastanesince 14.03.2020 tarihinde saat 03.41’de tanzim olunan; “sırt ense kökü kısmında 1×1 ve 5×2 cm.’lik 2 adet kızarıklık, sol taraf koltuk

altından 10 cm. aşağıda yaklaşık 2×1 cm.’lik 3 adet morluk, sağ klavikula altında 4×2 cm.’lik kızarıklık, sağ klavikula üstünde 5×3 cm.’lik kızarıklık, sol koltuk altı lineer 10×3 cm.’lik kızarıklık, sol kol dirsek üstü 2 tane 1x 1, 1 tane 3×2 cm.’lik kızarıklık, sol kol dirsek altı 1×1 cm.’lik kızarıklık, sağ kol pazu bölgesinde 7×5 cm.’lik kızarıklık, sol dirsekte 2 tane 1×1 cm.’lik kızarıklık, sağ el sırtında 0,5×0,5 cm.’lik sıyrık, sağ el sırtında 3×0,5 cm.’lik sıyrık, sağ el bileği dış tarafta kurumuş kan lekesi, sol el 3 ve 4. parmakta parmak ucunda 1×1 cm.’lik morluk, sol el 4 ve 5. parmaklarda 0,5×0,5 cm.’lik sıyrık, sol el sırtında parmak başlama noktasında 0,5×0,5 cm.’lik sıyrık, sağ skapula altında 7×3 cm.’lik kızarıklık, sol diz kapağı üstünde 6×1 cm.’lik eski skar izi, sağ diz kapağı yan alt kısmında 0,5×0,5 cm.’lik sıyrık, sol el 1, 4, 5. tırnaklarda ve tırnak aralarında ve sağ el 1, 3, 4, 5. tırnaklarda ve (..okunamadı) kurumuş kan lekesi ve toprak kalıntıları, sağ ense boyun birleşiminde 5×2 cm.’lik kızarıklık, sol ense boyun birleşiminde 3×0,5 cm.’lik lineer lezyon kızarıklık, lezyonlar boğuşma izleri ile uyumlu olup darp cebir vardır, BTM ile giderilebilir.”
Görüşünü içerir adlî muayene raporu dava dosyasına eklenmiştir.

b) Sanık … hakkında olay tarihinde tanzim olunan adlî muayene raporunda darp ve cebir izinin bulunmadığı belirtilmiştir.

7. Sanıkların olay günü kendi aralarında ve hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilen … arasında yapılan telefon görüşmelerine ilişkin HTS kayıtları dava dosyasında mevcuttur.

8. … Jandarma Kriminal Laboratuvar Amirliğinin 16.04.2020 tarihli ve …-PİZ-2020/829 uzmanlık numaralı “inceleme konusu bıçaklar üzerinde iz bulunmadığını” belirtir uzmanlık raporu, aynı yerden alınan 17.04.2020 tarihli …-PİZ-2020/829 uzmanlık numaralı DNA analizi raporu dava dosyasına eklenmiştir.

9. Bulanık Cumhuriyet Başsavcılığının, 24.01.2021 tarihli ve 2020/455 soruşturma numaralı evrakı ile şüpheliler …, …, … ve …’in öldürme eylemine iştiraklerini veya yardımcı olduklarını ortaya koyacak herhangi bir somut delilin bulunmadığı, bu haliyle müsnet suçtan kovuşturmaya geçmek için yeterli şüphe oluşturacak delilin bulunmadığı, şüpheliler …, … ve …’in suçluyu kayırma suçundan 5237 sayılı Kanun’un 283 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “Bu suçun üstsoy, altsoy, eş, kardeş veya diğer suç ortağı tarafından işlenmesi halinde, cezaya hükmolunmaz.” hükmü kapsamında haklarında ceza verilemeyeceği, bu hâliyle kamu davası açılamayacağı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmıştır.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
A. Katılan Kurum Vekilinin Temyiz Sebepleri
1. Suç Vasfına Yönelen Temyiz Sebebi
a) Tasarlama
Sanıkların maktulü öldürme kararını önceden verdiklerine, bu kararı verdikten sonra aradan soğukkanlılığa kavuşacak kadar makul bir süre geçmesine rağmen öldürme kararlarında sebat ettiklerine ilişkin dava dosyasına yansıyan bir durumun bulunmadığı, sanıkların savunmalarından olayın ani bir kastla geliştiği sonucuna varılmakla, İlk Derece Mahkemesince sanıkların eylemlerinin 5237 sayılı Kanun’un 82 nci maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi kapsamında kalmadığının kabul edilmesinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

b) Töre Saiki İle
Sanıkların töre saiki ile eylemi gerçekleştirdiklerinin kabulü için ilk olarak mağdurun toplumda genel olarak benimsenmiş olan bir davranış veya yaşam biçimine aykırı davranmış olmasının, ikinci olarak bu aykırı davranışın ölümle cezalandırılması gerektiğinin o toplumda yaşayanlar tarafından beklenen bir tepki olduğunun kabul edilebilmesinin, üçüncü olarak ise öldürme fiilinin fail tarafından toplumun öldürme beklentisinin yönlendirmesiyle sırf aykırı davranışın cezalandırılması görevi üstlenilerek işlenmesinin gerektiği belirlenmekle İlk Derece Mahkemesince sanıkların yaşadıkları toplumun kendilerine dayattığı bir sebepten olmayıp, kendi iç dünyalarındaki namus anlayışı doğrultusunda hareket ettikleri gerekçesi ile sanıklar hakkında bu nitelikli hâlin uygulanmamasında bir isabetsizlik görülmediğinden, hükümlerde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

2. Takdiri İndirim Sebebi
5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca takdiri indirim sebebi uygulanması Mahkemenin takdirinde olup İlk Derece Mahkemesince, sanıklar lehine, kovuşturma aşamasındaki davranışları, cezanın olası etkileri, mahkememizdeki tutum ve davranışları dikkate alınarak yerinde, yeterli ve kanunî gerekçeyle takdiri indirim sebebi uygulandığı belirlendiğinden, hükümlerde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

3. Vekâlet Ücretine İlişkin Temyiz Sebebi
Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 14 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer verilen; “Kamu davasına katılma üzerine, mahkûmiyete ya da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ise vekili bulunan katılan lehine Tarifenin ikinci kısım ikinci bölümünde belirlenen avukatlık ücreti sanığa yükletilir.” şeklindeki düzenleme karşısında, kendisini vekille temsil ettiren katılan Kurum lehine vekâlet ücreti ödenmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, hukuka aykırı bulunmuş ise de söz konusu hukuka aykırılık Yargıtay tarafından giderilmiştir.

B. Sanık …’in Temyiz İstemi Yönünden
Ayrıntıları, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 10.10.2019 tarihli ve 2019/9.MD-355 Esas, 2019/596 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere; sanığın yokluğunda verilen ve 04.04.2022 tarihinde usûlüne uygun şekilde tebliğ edilen karara karşı, 5271 sayılı Kanun’un, 291 inci maddesinin birinci fıkrasında belirlenen kanunî süre içerisinde 04.04.2022 tarihli, temyiz sebebi içermeyen dilekçe ile temyiz isteminde bulunduğu; ancak aynı Kanun’un 295 inci maddesinin birinci fıkrasında öngörülen 7 günlük kanunî süre içerisinde temyiz nedenlerini içeren gerekçeli temyiz dilekçesini sunmadığı anlaşılmakla, sanığın temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

C. Sanık … ve Müdafiinin Suçu İşlemediğine İlişkin Temyiz Sebebi
Sanık her ne kadar suça iştirak etmediğini savunmuşsa da, kolluk güçlerince olay tarihinde müdafii huzurunda alınan savunmasına göre sanık …’in bıçakla maktule vurduğu, kaçmaya çalışan maktulün sanık … tarafından yakalandığı ve bu surette sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ettikleri ve fiil üzerinde ortak hakimiyet kurdukları, suçu iştirak halinde işledikleri anlaşılmakla sanığın mahkûmiyetine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

D. Sanık … Müdafiinin Temyiz Sebepleri
1. Meşru Savunma
Sanığın savunmasında maktulün kendisine yönelik herhangi bir eylemi olmaksızın sanığın maktule bıçakla vurarak ilk hareketi gerçekleştirmesi, Olay ve Olgular başlığı altında (6-a) paragrafında bilgilerine yer verilen adlî muayene raporundaki yaralanma bulgusunun maktulün kendisine yönelik sanıktan gelen eylemi engellemeye yönelik olduğunun değerlendirilmekle sanığın kendisinin de aşamalardaki savunmalarından maktul ile aralarında boğuşma olduğunu savunduğu, somut olayda meşru savunma koşullarının bulunmadığı anlaşılmakla, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

2. Haksız Tahrik
Olay ve Olgular başlığı altında (1) numaralı paragrafta anlatılan olayın oluş şekline göre sanıkların çağırması üzerine maktulün başka şehirden gelmekle geldiği gün sanıklar tarafından öldürülmüş olması karşısı sanık lehine haksız tahrik hükümlerinin uygulanma koşullarının bulunmadığı tespit edilmekle, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
A. Sanık …’in Temyiz İstemi Yönünden
Sanığın temyiz isteminin, 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, oy birliğiyle REDDİNE,

B. Katılan Kurum Vekili, Sanık … ve Sanıklar Müdafiilerinin Temyiz İstemleri Yönünden
Gerekçe bölümünde (A-3) paragrafında açıklanan nedenle katılan Kurum vekili, sanık … ve sanıklar müdafiilerinin temyiz istemleri yerinde görüldüğünden Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 03.11.2021 tarihli ve 2021/3091 Esas, 2021/3362 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 303 üncü maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi gereği hüküm fıkrasında yer alan yargılama giderlerine ilişkin paragrafa; “Katılan Kurum kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 14 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 8.200,00 TL maktu vekâlet ücretinin sanıklardan tahsili ile katılan Kurum’a verilmesine,” ibaresinin eklenmesi suretiyle, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle, TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKÜMLERİN DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Hükmolunan ceza miktarı ve tutuklulukta geçirilen süre dikkate alınarak sanıklar müdafiilerinin tahliye taleplerinin REDDİNE,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Patnos Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

08.05.2023 tarihinde karar verildi.