Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2022/2020 E. 2022/7551 K. 03.10.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/2020
KARAR NO : 2022/7551
KARAR TARİHİ : 03.10.2022

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Kasten öldürmeye teşebbüs

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. … 10. Ağır Ceza Mahkemesinin, 30.03.2017 tarihli ve 2013/164 Esas, 2017/82 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86 ncı maddesinin birinci fıkrası ve üçüncü fıkrasının (e) bendi, 87 nci maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi ve aynı maddenin son cümlesi, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 21.11.2017 tarihli ve 2017/882 Esas, 2017/921 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik Cumhuriyet savcısı (aleyhe) ve sanık müdafiinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi ve 289 uncu maddesinin birinci fıkrasının (g) ve (h) bentleri uyarınca kabulüne karar verilmekle;
“Dosya içeriği ile dosyada mevcut bilgi ve belgelere göre; Mağdur … ile sanık … ve ailesi arasında önceye dayalı husumet bulunduğu, olay günü mağdur …’ın kullandığı traktörün sanık …’ın kullandığı ve kardeşi 1993 doğumlu sanık …’in de içinde bulunduğu minibüse çarpıp yoluna devam etmesi üzerine, 1993 doğumlu Sanık …’in av tüfeği ile traktörün lastiğine ateş etmesi sonucu traktörün durduğu, mağdur …’ın traktörde bulunan baltayı eline alarak aşağıya indiği, sanık … ve kardeşinin de minibüsten indikleri, sanık … ile elinde balta bulunan mağdur …’ın kavgaya tutuştuğu, sanık …’in mağdur …’ın elindeki baltayı alarak mağdur …’ın kafa bölgesine balta sapıyla bir çok kez vurup darp ettiği, ATK 2. İhtisas Kurulunun 2 Eylül 2016 tarihli 5936 no.lu raporunda belirtildiği üzere mağdur …’ı ‘kafa bölgesinde hayat fonksiyonlarını ağır (6) derecede etkiliyecek nitelikte bir çok kemik kırığı oluşacak, yaşamını tehlikeye sokan, BTM ile giderilemeyecek, sağ gözdeki görme kaybının organlarından veya duyularından birinin işlevini yitirecek derecede’ yaraladığı, yoldan gelip geçenlerin olay mahallinde durması, kalabalık oluşması ve olaya müdahale etmeleri üzerine sanığın eylemine son verip kardeşiyle birlikte olay mahallinden ayrıldığı olayda;
a- Olayın oluş şekli ile mağdur …’la sanık … ve ailesi arasında geçmişe dayalı husumet bulunması, olayda kullanılan balta sapının öldürmeye elverişli olması, darbelerin kafa bölgesine yapılması, darbe sayısı ve şiddeti, oluşan yaralanmanın niteliği ve meydana gelen zararın ağırlığı, olay mahallinde kalabalık oluşması ve olaya müdahale etmeleri üzerine sanığın eylemine son verip mağduru olay mahallinde bırakarak kardeşi ile birlikte olay mahallinden ayrılmış olması birlikte değerlendirildiğinde, sanığın eyleminin TCK’nin 81/1. maddesi kapsamında kasten öldürmeye teşebbüs suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suçun nitelendirilmesinde hataya düşülerek yazılı olduğu şekilde kasten yaralamadan hüküm kurulması suretiyle sanığa az ceza verilmesi,
b- Ayrıca taraflar arasında geçmişe dönük husumet bulunması, mağdur …’ın kullandığı traktörle sanık …’in yanında kardeşi … (1993 doğ) olduğu halde sevk ve idaresindeki minibüse çarparak yoluna devam etmesi, …’in tüfekle traktörün lastiğine ateş etmesi sonrasında traktörünü durduran ve aldığı balta ile aşağıya inen Mağdur …’ın elinden baltayı alan sanık …’in mağdura yönelik eylemi gerçekleştirdiği nazara alındığında, sanık … hakkında TCK’nin 29. maddesi uyarınca haksız tahrik indiriminin alt sınırdan yapılması gerekirken, üst sınırdan indirim yapılması,”
Nedenleriyle İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
3. … 10. Ağır Ceza Mahkemesinin, 05.07.2018 tarihli ve 2017/521 Esas, 2018/336 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kasten öldürmeye teşebbüs suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 81 inci maddesinin birinci fıkrası, 35 inci maddesinin ikinci fıkrası, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 5 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
4. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 24.12.2018 tarihli ve 2018/2142 Esas, 2018/1915 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun,
“Mağdurdaki yaralanmanın niteliği ve meydana gelen zararın ağırlığına göre sanık hakkında TCK’nin 35. maddesi uygulanırken alt sınırın makul oranda aşılması gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe istinaf başvurusu olmadığından değerlendirme dışı bırakılmıştır.”
Eleştirisiyle, 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz istemi, suç vasfının hatalı belirlenmesi nedeniyle fazla ceza tayinine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1. Mağdur ile sanık ve ailesi arasında önceye dayalı husumet bulunduğu, olay günü mağdurun kullandığı traktörün sanığın kullandığı ve kardeşi 1993 doğumlu temyiz dışı sanık …’in de içinde bulunduğu minibüse çarpıp yoluna devam etmesi üzerine …’in av tüfeği ile traktörün lastiğine ateş etmesi sonucu traktörün durduğu, mağdurun traktörde bulunan baltayı eline alarak aşağıya indiği, sanık ve kardeşinin de minibüsten indikleri, sanık ile elinde balta bulunan mağdurun kavgaya tutuştuğu, bu sırada mağdurun sanığı, el kol ve bacak bölgelerinden basit bir tıbbî müdahale ile giderilebilecek şekilde yaraladığı, sanığın mağdurun elindeki baltayı alarak mağdurun kafa bölgesine balta sapıyla bir çok kez vurup darp ettiği, ATK 2. İhtisas Kurulunun 2 Eylül 2016 tarihli 5936 no.lu raporunda belirtildiği üzere mağdur …’ı “kafa bölgesinde hayat fonksiyonlarını ağır (6) derecede etkiliyecek nitelikte bir çok kemik kırığı oluşacak, yaşamını tehlikeye sokan, BTM ile giderilemeyecek, sağ gözdeki görme kaybının organlarından veya duyularından birinin işlevini yitirecek derecede” yaraladığı, yoldan gelip geçenlerin olay mahallinde durması, kalabalık oluşması ve olaya müdahale etmeleri üzerine sanığın eylemine son verip kardeşiyle birlikte olay mahallinden ayrıldığı, olayın oluş şekli ile mağdur ile sanık ve ailesi arasında geçmişe dayalı husumet bulunması, olayda kullanılan balta sapının öldürmeye elverişli olması, darbelerin kafa bölgesine yapılması, darbe sayısı ve şiddeti, oluşan yaralanmanın niteliği ve meydana gelen zararın ağırlığı, olay mahallinde kalabalık oluşması ve olaya müdahale etmeleri üzerine sanığın eylemine son verip mağduru olay mahallinde bırakarak kardeşi ile birlikte olay mahallinden ayrılmış olması birlikte değerlendirildiğinde, sanığın eyleminin kasten öldürmeye teşebbüs suçunu oluşturduğu anlaşılmıştır.
2. Sanığın eyleminin teşebbüs aşamasında kalması nedeniyle meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı dikkate alınarak 5237 sayılı Kanun’un 35 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca cezasından indirim uygulandığı ve taraflar arasında geçmişe dönük husumet bulunması, mağdurun kullandığı traktörle sanık ve kardeşi …’in seyir hâlinde oldukları minibüse çarparak yoluna devam etmesi, …’in tüfekle traktörün lastiğine ateş etmesi sonrasında traktörünü durduran ve aldığı balta ile aşağıya inen mağdurun elinden baltayı alan sanığın eylemini haksız tahrik altında gerçekleştirmesi nedeniyle sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 29 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca haksız tahrik indirimi uygulandığı belirlenmiştir.
3. Sanık, üzerine atılı suçlamayı ikrar etmiştir.
4. Temyiz dışı sanık (1993 doğumlu) …’in anlatımları, sanık savunması ile uyumludur.
5. Kolluk güçlerince yapılan olay yeri incelemesine ilişkin 13.05.2011 tarihli olay yeri inceleme tutanağı ve olay yeri krokisi dava dosyasında mevcuttur.
6. Sanığın beyanı ile uyumlu, Şile Devlet Hastanesince 14.05.2011 tarihinde tanzim olunan el, kol ve bacak bölgelerinde basit bir tıbbî müdahale ile giderilebilir yaralanmaların bulunduğunu belirtir adlî muayene raporu dava dosyasında bulunmaktadır.
7. Sanığın eylemi neticesinde mağdurda meydana gelen yaralanmaya ilişkin olarak Adlî Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulunca oy birliğiyle tanzim olunan 02.09.2016 tarihli;
“Sağ frontotemporalde kaideye uzanan parçalı çökme kırığa, nazal kemikte, sağ orbita lateral duvarında, sağ maksillada ve zigomada kırıklara, sağ orbita medialinde etmoid kemik kaidesine uzanan kırığa, pnömosefaliye, sağ temporal lobda hemorajik kontüzyona, L1 ve L2 vertebra sol proseslerinde kırıklara, yumuşak doku lezyonlarına neden olan yaralanmasının;
1. Kişinin yaşamını tehlikeye sokan bir durum olduğu,
2. Kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığı,
3. Vücuttaki kemik kırıklarının ve çıkıklarının hayat fonksiyonlarına etkisi Hafif (1) Orta (2-3) ve Ağır (4-5-6) olarak sınıflandırıldığında, birden fazla kemik kırığı olması nedeniyle skorlama yapılarak, şahısta saptanan kırıkların birlikte hayat fonksiyonlarını Ağır (6) derecede etkileyecek nitelikte olduğu,
4. Sağ göz görmesini 1/10 seviyesine düşüren arızasının organlarından veya duyularından birinin işlevinin yitirilmesi niteliğinde olduğu,”
Görüşünü içerir adlî muayene raporu dava dosyasına eklenmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik bulunup bulunmadığına yer verilir.
IV. GEREKÇE
Mağdur ile sanık ve ailesi arasında eskiye dayalı husumet bulunduğu, olay günü sanık ile temyiz dışı sanık … minibüsle mağdur ile temyiz dışı mağdur … ise traktörle seyir hâlindeyken karşılaştıkları, araçların birbirlerine çarptığı, sanık tarafın aracının plakasının düştüğü, temyiz dışı sanık …’in, mağdur tarafın traktörünün lastiğine ateş ederek patlamasına ve traktörün devrilmesine neden olduğu, bunun üzerine mağdur …’ın elinde balta olduğu hâlde traktörden indiği, mağdur ve sanığın bir süre kavga ettikleri ve bu sırada sanığın el, kol ve bacağından basit bir tıbbî müdahale ile giderilebilir şekilde yaralandığı, bunun üzerine mağdurun elindeki baltayı alarak mağdurun kafa bölgesine balta sapıyla bir çok kez vurmak suretiyle Olay ve Olgular başlığı altında (7) numaralı bentte ayrıntılarına yer verilen adlî muayene raporunda belirtildiği şekilde “kafa bölgesinde hayat fonksiyonlarını ağır (6) derecede etkiliyecek nitelikte bir çok kemik kırığı oluşacak, yaşamını tehlikeye sokan bir duruma, BTM ile giderilemeyecek ve sağ gözdeki görme kaybının organlarından veya duyularından birinin işlevini yitirmesine neden olacak” şekilde yaraladığı, sanık tarafın kovuşturma aşamasındaki beyanına göre yoldan geçmekte iken olayı gören araçların durduğu, olay yerinin kalabalıklaştığı ve bu kişilerin olaya müdahale etmeleri üzerine sanığın eylemine son verip kardeşi … ile birlikte olay mahallinden ayrıldığı, olayda kullanılan balta sapının öldürmeye elverişli olması, darbelerin kafa bölgesine yapılması, darbe sayısı ve şiddeti, oluşan yaralanmanın niteliği ve meydana gelen zararın ağırlığı dikkate alındığında sanığın kastının öldürmeye yönelik olduğunun kabulü ile sanık hakkında kasten öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm kurulmasında, hukuka aykırılık bulunmamıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 24.12.2018 tarihli ve 2018/2142 Esas, 2018/1915 Karar sayılı kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca … 10. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
03.10.2022 tarihinde karar verildi.