Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2022/15613 E. 2023/3133 K. 16.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/15613
KARAR NO : 2023/3133
KARAR TARİHİ : 16.05.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Taksirle öldürme
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında bozma üzerine verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 … maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 … maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Bakırköy 15. Ağır Ceza Mahkemesinin, 10.02.2017 tarihli ve 2016/411 Esas, 2017/75 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında taksirle öldürme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 85 … maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

2. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 27.06.2018 tarihli ve 2017/2121 Esas, 2018/2029 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik katılan vekili ve sanık müdafiinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilerek 5271 sayılı Kanun’un 280 … maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca duruşmalı yapılan inceleme neticesinde aynı Kanun’un 280 … maddesinin ikinci fıkrası uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile sanık hakkında nitelikli kasten öldürme suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 82 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi ve 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

3. İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi 19. Ceza Dairesi kararının Cumhuriyet savcısı, katılan vekili ve sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 24.09.2019 tarihli ve 2019/2189 Esas, 2019/3896 Karar sayılı kararı ile özetle, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının çocuk maktule yönelik taksirle öldürme suçunun suçtan zarar göreni olması nedeniyle açılan kamu davasına katılma hakkından faydalanma hakkı sağlanması gerekçesiyle bozulmasına ve dava dosyasının 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

4. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 27.11.2019 tarihli ve 2019/4618 Esas, 2019/4025 Karar sayılı kararı ile, sanık hakkında nitelikli kasten öldürme suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 82 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi ve 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

5. İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi 19. Ceza Dairesi kararının Cumhuriyet savcısı, katılan vekili ve sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 26.05.2021 tarihli ve 2021/12 Esas, 2021/8992 Karar sayılı kararı ile özetle, sanığın suçunun vasıflandırılmasında hataya düşülerek taksirle öldürme suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi yerine yazılı şekilde nitelikli kasten öldürme suçundan cezalandırılmasına karar verildiği gerekçesiyle bozulmasına ve dava dosyasının 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

6. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 19.01.2022 tarihli ve 2021/3598 Esas, 2022/114 Karar sayılı kararı ile, sanık hakkında taksirle öldürme suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 85 nci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan Vekilinin Temyiz İstemi, bilinçli taksir hükümlerinin uygulanması gerektiğine, ceza miktarının az takdir edildiğine,

Sanık Müdafinin Temyiz İstemi, eksik araştırmaya, suçun unsurları oluşmadığından beraatına karar verilmesi gerektiği, lehe hükümlerin uygulanması gerektiğine, 5237 sayılı Kanun’un 22 nci maddesinin altıncı fıkrasının uygulanması gerektiğine,
ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Evli olan sanık … ve temyiz dışı sanık …’nın 28.07.2015 günü saat 23.00 sıralarında…’nın alkol alması nedeni ile tartışmaya başladıkları, gece yarısından sonra sanık …’nın çalıştığı hastaneye gittiği, sanıkların telefonda mesajlaşmak suretiyle tartışmaya devam ettikleri, saat 04.00 sıralarına kadar uyanık olan ve eşi sanık … ile yazışan sanık …’nın evin salonunda uykuya daldığı, saat 04.30 sıralarında evin mutfak balkonunun önüne denk gelen zemine maktul …’ın yüksekten düşmüş şekilde yaralı halde bulunduğu, kaldırıldığı hastahanede tedaviye cevap vermeyen maktülün hayatını kaybettiği olayda; olay tarihinde 4 yaş 4 aylık olan ve kendi güvenliğini sağlayamayacak durumda olan maktulün sanık … tarafından balkondan aşağı atıldığına dair şüpheden uzak, maddi bir delil bulunmadığı, ancak olay günü balkona çıkan mutfak kapı kilidinin bozuk olduğu, kapının bozuk olmasına rağmen sanık …’nın gerekli önlemi almayarak uyuduğu, ilk derece mahkemesince yapılan keşif sonrası alınan bilirkişi raporunda belirtildiği üzere, olayın meydana gelmesinde sanık …’nın ağır ihmalinin bulunduğu, bu suretle dikkat ve özen yükümlülüğünün ihlal eden sanık …’nın taksirle bir kişinin ölümüne neden olmak suçunu işlediği kabul edilerek buna göre uygulama yapıldığı belirlenmiştir.

2. Sanığın aşamalardaki savunmaları, olay yeri inceleme raporu, olay yeri krokisi, mesaj tespit tutanakları, keşif sonrası tanzim edilen 17.01.2017 tarihli bilirkişi raporu, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Morg İhtisas Dairesince tanzim olunan 20.10.2015 tarihli otopsi tutanağı, kollukça düzenlenen diğer tutanaklar, sanığa ait güncel adlî sicil kaydı dava dosyasında bulunmaktadır.

IV. GEREKÇE
Mahkemenin suçu vasıflandırmasında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan tebliğnamedeki bozma görüşü benimsenmemiştir.
Katılan Vekilinin bilinçli taksir hükümlerinin uygulanması gerektiğine, ceza miktarının az takdir edildiğine, sanık müdafinin, eksik araştırmaya, suçun unsurları oluşmadığından beraatına karar verilmesi gerektiği, lehe hükümlerin uygulanması gerektiğine, 5237 sayılı Kanun’ un 22 nci maddesinin altıncı fıkrasının uygulanması gerektiğine yönelen temyiz istemleri yönünden yapılan incelemede,
İleri sürülen iddia ve savunmaların toplanan delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterildiği, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, alınan raporların yeterli ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, 5237 sayılı Kanun’un 61 … maddesinde belirtilen kriterler gözetilerek temel cezanın tayininin isabetli olduğu, öngördüğü neticeyi istememesine karşın, neticenin meydana gelmesi hali bulunmadığı, maktulün sanığın üvey oğlu olması

nedeni ile maktulün vefatının kişisel ve ailevî durumu bakımından, cezaya hükmedilmesini gereksiz kılacak derecede mağdur olmasına yol açmadığı, Mahkemece taksirli suçtan dolayı verilen hürriyeti bağlayıcı cezanın adli para cezasına çevrilmesi halinde adli para cezasının sanık üzerinde caydırıcılık etkisi olmayacağından 5237 sayılı Kanun’un 50 nci, sanığa verilen cezanın miktarına göre 51 … maddesinin uygulanmasının yer olmadığına dair lehe hükümlerin uygulanmamasına dayanak olan gerekçenin, yerinde, yeterli ve kanuni olduğu anlaşıldığından anılan temyiz sebeplerinin incelenmesinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 19.01.2022 tarihli ve 2021/3598 Esas, 2022/114 Karar sayılı kararında katılan vekilince ve sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy çokluğuyla TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Bakırköy 15. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesine gönderilmek üzere gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

16.05.2023 tarihinde karar verildi.

KARŞI OY

Katılan sanık … ile sanık …’ın olaydan 2 ay kadar önce evlendikleri, ilk evliliklerinden birer çocukları olduğu, …’ın ilk evliliğinden çocuğu olan …’ın velayetinin annesine verildiği, olay tarihinde babası …’ın yanında bulunduğu, olay günü sanıkların yanlarında çocukları ile birlikte AVM’ye gittikleri saat 23.00 sıralarında eve geldikleri, sanık …’nın beyanına göre…’in evde yeniden alkol almaya başlayacağını söylediğinde … ile tartıştığı, …’dan su almasını istediği, …’nın suyu alıp , mutfağa bırakıp, kızarak evden ayrıldığı ve çalıştığı hastaneye gittiği, evde sanık … ile ilk evliliğinden olan 2007 doğumlu kızı, …ve 4 yaş 4 aylık …’ın kaldığı, … çıkarken her iki çocuğun uyudukları, sanık …’nın daha sonra … ile;

Sanık … “Ben şu an şu yarım kalan – rakıyı – iççem – bebek – sende – içer misin (gülen yüz)” saat 23.05
Sanık … “Uyu sen keyfim bitince gelirim işim var” saat 02.19
Sanık … “o ne demek be” saat 02.19
Sanık … “çıkıyorum bende şimdi dışarı – ne demek işim var – peki – sen istedin bunu – !!! ” saat 02.20
Sanık … “çıktım – karambile – yürüyorum- bunu – sen istedin” saat 02.32
Sanık … “sen nerdesin – hastanede yoksun – ne iş çeviriyorsun” saat 04.02
Sanık … “işim var sabah ayazı kreşe götürmeye gelirim iyi uykular yatıyorum ben” saat 04.03
Sanık … “nasıl” saat 04.03
Sanık … “Ne yapmaya çalışıyorsun” saat 04.04
Sanık … “Tmm – buraya – gel – ne tapmak – yapmak” saat 04.06
Sanık … “istiyorsun – konuşalım – böyle olmaz” saat 04.07
Sanık … “Bana kötü şeyler yaptırma -buraya gel”saat 04.12
Sanık … “ya sen nasıl bir insansın – ne yapmaya çalışıyorsun – şimdi – burdan – gidiyorum – ayaz tek başına – evde kalacak -” saat 04.13
Sanık … “sen bilirsin – pilimi pirtimi – toplayıp – çocuğun evde tek başına – by” saat 04.14
Sanık … “… – ayaz – aşağı düştü – lütfen gel” saat 04.55
Sanık … “kantine gidiyoruz – birşey istiyormusun” saat 11.49
Sanık … “yok istemiyorum” saat 11.51 şeklinde mesajlaştıkları,
Katılan sanık … tarafından sunulan facebook görüntülerinde , Bakırköy 15. Ağır Ceza Mahkemesince kararın verildiği, 10/02/2017 tarihinde sanık …’nın facebook sayfasında rakı görüntüsü paylaştığı, ilk önce ” arkadaşlar beni soran olursa tereyağından kıl çekmeye gitti dersiniz.” arkasından da “arkadaşlarrrr beni soran olursa tereyağından kıl çekti dersiniz.” şeklinde paylaşım sanığa sorulduğunda; “Ben mahkeme günü ve sonrası için yapılan paylaşımları o gün için yazmamıştım, normalde o sayfayı eğlence amaçlı kullandığım için bu tarz paylaşımlar yaparım, o güne ait bir yazı değildir ” şeklinde beyanda bulunduğu,
…’ın yakın zamanda, geceleride dahil olmak üzere bakan tarafsız tanıklar … ve …’un beyanlarına göre uyurgezerlik halinin ve hiperaktivite sorunun bulunmadığı, aksine yükseklik korkusu bulunduğu hareket ve gelişim itibari ile normal bir çocuk olduğunun anlaşıldığı,
3. kattaki balkon korkuluğunun üst bölümünde 5 cm lik yuvarlak alimünyum borunun bulunduğu, ara bölümünün tamamiyle camdan yapıldığı, yerden yüksekliğinin 90 cm, …’ın boyunun ise 112 cm olması sebebiyle…’ın boyunun korkuluğu sadece 22 cm geçebildiği, 4 yaş 4 aylık çocuğun balkonda dengesini kaybederek düşmesinin mümkün olmayacağı gibi, balkonda sandalye,tabure vb.bir eşya gibi başkaca bir yükselti bulunmaması, basamak olarak kullanabileceği bir çıkıntı bulunmaması nedenleriyle pürüzsüz … cam korkuluğa kolların çok güçlü olması ve vücudun yarısından fazlasını balkonun üst kısmına 89 cm yukarısına kadar çıkarması yani… ‘ın ayaklarının balkon zemininden en az 50 cm veya daha yukarıya kadar çekmesi gerektiği, cam yüzeyde çıplak veya çoraplı bir ayak ile tutunmanın, yukarıya doğru tırmanma veya çıkabilmenin mümkün olmadığı, …’nun…’ın balkona tırmandığını hiç görmediğini beyan ettiği, keşif sonucunda uzman bilirkişi raporunda da bu hususlara da yer verildiği, olağan dışı gece saat 04.30 da uyumakta olan bir çocuğun uyanıp, yataktan inerek

ağlamadan, baba anne veya üvey ablası…’ya seslenmeden sessizce sağ taraftaki ebeveyn yatak odasına, sol taraftaki salona(oturma odası) antreyi boydan boya geçip çocuk odasına bakma gereği duymayıp, kaldığı odadan geçmesi gereken 3 kapının kapalı olmayıp, açık oldukları var sayılsa dahi kaldığı oda kapısından antreye, sol taraftaki mutfağın iç kapısı, mutfak bölümü ve mutfak dış kapısını geçtikten sonra dosyada ölçülmese bile yataktan kalktıktan sonra en az 10 metreden fazla ilerleyip sanık müdafiinin ileri sürdüğü babasının arabasına bakmak ve aşağıya doğru uçmak için ışığı yanmayan karanlık balkona çıkması, daha sonra balkon korkuluğuna tırmanması için hiç bir neden bulunmadığı gibi, bu sırada cep telefonu ile mesajlar çeken sanık … tarafından farkedilmesi gerektiği, Kaldı ki uyku mahmurluğunun etkisinde olan çocuğun gece karanlık olduğu için babasının nerede olduğu belli olmayan arabasını görüp seçebilmesinin mümkün olmadığı, yükseklik korkusu olduğu ifade edilen çocuğun yine daha önce yeltenmediği cam korkuluğa tırmanmasının akla, mantığa uygun olmadığı, sanık müdafiinin benzer yaş ve uzunluktaki çocukların bu yükseklikteki bir korkuluktan rahatlıkla atlayabileceğini ispatlamak için bir ana okulunda çekilmiş görüntüleri dosyaya sunmuş ise de; bilirkişi raporunda ayrıntılarıyla belirtildiği üzere, gündüz vakti, arkadaş ve öğretmenlerinin yanında bulunan, yükseklik riskini içermeyen, tahtadan yapılma, üstünde yan taraflarında tutunacak ve … olmayan bölüm bulunan korkuluktan, benzer yaş ve boydaki çocukların atlayabilceğini gösteren uygulamanın, bu davaya örnek teşkil etmeyeceği, sanık … olay zamanı uyduğunu savunmuş ise de; saat 04.12 de eşine “Bana kötü şeyler yaptırma -buraya gel” şeklinde mesaj çektiği, en son mesajın 04.14 de gönderildiği, bu mesajda “…evde tek başına -by ” ibaresinin bulunduğu, oysa gerçekte sanık … kızı …nun bu saatte evde bulundukları, son mesajların özellikle…’ın üzerine odaklanması, çok kısa bir süre sonra 04.30 sıralarında…’ın yerde bulunması gözetildiğinde, süregelen mesajlaşma içerikleri ve saatleri de dikkate alınarak, ayrıca uyuyan bir insanın, çocuğun yere düşmesinden hemen sonra uyanıp, çocuğu kontrol edip, aşağı inip ” çocuk yok ” diye bağırmasının da hayat olağan akışına uymadığı, yaptığı eylemi saptırmak ve okları başka tarafa yönlendirmek için çocuğun kendiliğinden balkon korkuluğuna tırmanıp düştüğüne inandırmaya çalıştığı nazara alınarak, sanığın uyuduğu yönündeki savunmasına da itibar edilmeyerek, olay gecesi alkol alan sanığın mesajlarına cevap vermeyen, eve de geri dönmeyen tartıştığı eşine kızarak, alkolünde tesiriyle eşinin ilk evliliğinden olma çocuğu olan 4 yaşındaki …’ı mutfak balkonundan kasten aşağı attığının kabulü gerektiği, sanığın eyleminin 5237 sayılı yasanın 82/1-e maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği kanaatiyle çoğunluk görüşüne katılmıyorum.