Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2022/15193 E. 2023/2593 K. 03.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/15193
KARAR NO : 2023/2593
KARAR TARİHİ : 03.05.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten yaralama
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Suçtan zarar gören Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekilinin, 18.03.2021 havale tarihli dilekçe ile katılma talebinde bulunduğu, katılma talebi hakkında Mahkemece bir karar verilmediği anlaşılmakla, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 06.03.2007 tarihli ve 2007/31 Esas, 2007/56 Karar sayılı ve 19.10.2010 tarihli ve 2010/149 Esas, 2010/205 Karar sayılı kararları uyarınca, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 237 nci ve devamı maddeleri gereği kamu davasına katılan sıfatıyla kabulüne karar verilmiştir.

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Ulus Asliye Ceza Mahkemesinin, 31.03.2016 tarihli ve 2015/332 Esas, 2016/102 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası, aynı maddenin üçüncü fıkrasının (a) ve (e) bentleri, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 51 inci maddesinin birinci ve üçüncü fıkraları uyarınca erteli 7 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 1 yıl denetim süresi belirlenmesine karar verilmiştir.

2. Ulus Asliye Ceza Mahkemesinin, 31.03.2016 tarihli ve 2015/332 Esas, 2016/102 Karar sayılı kararının sanık tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Birleşen) 3. Ceza Dairesinin, 16.12.2020 tarihli ve 2020/13541 Esas, 2020/19282 Karar sayılı kararı ile özetle; gerekçeli karar başlığında …’ın sıfatının yanlış gösterilmesi, suç tarihinin hatalı gösterilmesi ve dosyanın basit yargılama usulü yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.

3. Ulus Asliye Ceza Mahkemesinin, 19.04.2022 tarihli ve 2021/90 Esas, 2022/166 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası, aynı maddenin üçüncü fıkrasının (a) ve (e) bentleri, 62 nci maddesinin birinci fıkrası,5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 51 inci maddesinin birinci ve üçüncü fıkraları uyarınca erteli 5 ay 18 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 1 yıl denetim süresi belirlenmesine karar verilmiştir.

4. Ulus Asliye Ceza Mahkemesinin, 28.06.2022 tarihli ve 2022/216 Esas, 2022/265 Karar sayılı kararı ile katılan Kurum vekilinin itirazı üzerine duruşma açılarak yapılan yargılama sonunda sanık hakkında kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası, aynı maddenin üçüncü fıkrasının (a) ve (e) bentleri, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 51 inci maddesinin birinci ve üçüncü fıkraları uyarınca erteli 5 ay 18 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 1 yıl denetim süresi belirlenmesine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan Kurum vekilinin temyiz isteği; takdirî indirim uygulanmaksızın, üst sınırdan cezalandırılması gerektiğine, eksik ve yetersiz inceleme ve değerlendirme ile karar verildiğine, erteleme gerekçesinin açıklanmadığına, erteleme hükümlerinin uygulanmaması ve Bakanlık lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine ve vesaire ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Resmî nikâhlı evli olan sanık ile mağdurun aralarında çıkan tartışma sırasında, sanığın mağdura tekme vurarak yere düşürdüğü, mağdurun yüzüne tüpün üzerinde erimekte olan sıvı yağı dökmek sureti ile basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralanmasına sebebiyet verdiği anlaşılmıştır.

2. Sanığın eylemi neticesinde mağdurda meydana gelen yaralanmaya ilişkin olarak düzenlenen … Devlet Hastanesinin, 10.11.2015 tarihli ve 55087963-154.2/7900 sayılı;
“…1- Hayati tehlike oluşturmaz. 2. Basit tıbbi müdahale ile giderilebilir. 3. Yüzde sabit iz bırakmamıştır. (konuşma mesafesinde)…” görüşünü içerir raporu dava dosyasında bulunmaktadır.

3. Sanık savunması, mağdurun ve tanıkların beyanları, olay yeri krokisi, sanığın nüfus kayıt örneği ve adli sicil kaydı dava dosyasında bulunmaktadır.

4. Mahkemece, Hukukî Süreç başlığı altında (2) numaralı paragrafta bilgilerine ve içeriğine yer verilen Yargıtay bozma ilâmına uyulmasına karar verilerek kısmen gereklerinin yerine getirildiği belirlenmiştir.

IV. GEREKÇE
1. Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin 20.04.2015 yerine 21.04.2015 olarak hatalı gösterilmesi, mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım hatası olarak kabul edilmiştir.

2. Katılan Kurum vekilinin; Bakanlık lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine yönelen temyiz sebebi yönünden;
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 14 üncü maddesinin birinci fıkrasının “Kamu davasına katılma üzerine, mahkumiyete ya da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ise vekili bulunan katılan lehine Tarifenin ikinci kısmın ikinci bölümünde belirlenen avukatlık ücreti sanığa yükletilir.” şeklindeki hükmü karşısında, kendisini vekille temsil ettiren katılan Kurum lehine, sanık aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, hukuka aykırı bulunmuş ise de söz konusu hukuka aykırılık Yargıtay tarafından giderilmiştir.

3. Katılan Kurum vekilinin; takdirî indirim uygulanmaksızın, üst sınırdan cezalandırılması gerektiğine, eksik ve yetersiz inceleme ve değerlendirme ile karar verildiğine, erteleme gerekçesinin açıklanmadığına, erteleme hükümlerinin uygulanmaması gerektiğine ve vesaireye yönelen temyiz sebepleri yönünden;
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, Mahkemece dava dosyasının tekemmül ettirilmesi neticesinde eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eksik incelemenin bulunmadığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği, suçun işleniş biçimi, işlendiği yer ve zaman, meydana gelen zararın ağırlığı, sanığın kastının ağırlığı ile amaç ve saiki dikkate alındığında üst sınırdan ceza tayininin 5237 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinde düzenlenen orantılılık ilkesine aykırılık teşkil edeceği, birden fazla nitelikli halin (5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının (a) ve (e) bentleri) ihlali ile suç işleyen sanık hakkında teşdiden ceza belirlenmesinin isabetli olduğu, takdirî indirimin Mahkemenin takdir yetkisi kapsamında, yasal, yerinde ve yeterli gerekçelerle uygulanmasına karar verildiği, sanık hakkında hükmedilen hapis cezasının yasal, yerinde ve yeterli gerekçelerle 5237 sayılı Kanun’un 51 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ertelenmesine karar verildiği anlaşıldığından, eleştiri ve düzeltme nedeni dışında hükümde bu yönleriyle hukuka aykırılık bulunmamış ve sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde (2) numaralı bentte açıklanan nedenle Ulus Asliye Ceza Mahkemesinin, 28.06.2022 tarihli ve 2022/216 Esas, 2022/265 Karar sayılı kararına yönelik katılan Kurum vekilinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hüküm fıkrasına “Katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 14 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 5.100,00 TL maktu vekâlet ücretinin sanıktan tahsili ile katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına verilmesine,” şeklindeki paragrafın eklenmesi suretiyle, hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
03.05.2023 tarihinde karar verildi.