YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/14618
KARAR NO : 2023/2924
KARAR TARİHİ : 10.05.2023
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇLAR : Kasten yaralama
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
Sanık hakkında hükmolunan ceza miktarları ve türü gözetildiğinde kesin nitelikte olduğu ve temyizinin mümkün olmadığı anlaşılmış ise de; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10.03.2009 tarih ve 2009/2-43 Esas, 2009/56 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere; kesin nitelikteki hükümlerin suç vasfına yönelik aleyhe temyiz yasa yoluna başvurulması halinde temyize konu olabilecekleri kabul edildiğinden, Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısının anılan hükmü “suç vasfına” ilişkin temyiz ettiği anlaşılmakla, kararın temyiz kanun yoluna tabi olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1…. 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 14/03/2019 tarihli 2016/106 Esas ve 2019/173 Karar sayılı kararı ile sanığın;
a)Katılan …’ye karşı kasten yaralama suçundan; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, 86 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının (e) bendi, 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci Esas No: 2022/14618
fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca 3 yıl 9 ay hapis cezası hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına, karar verilmiştir.
b)Katılan …’a karşı kasten yaralama suçundan; 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, 86 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının (e) bendi, 87 nci maddesinin üçüncü fıkrası, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca 1 yıl 2 ay 1 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına, karar verilmiştir.
2. … 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 14/03/2019 tarihli 2016/106 Esas ve 2019/173 Karar sayılı kararına karşı sanık müdafii ve katılanlar vekilinin istinaf başvurusu üzerine Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 29.06.2022 tarihli 2019/1192 Esas 2022/703 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında katılanlara kasten yaralama suçlarından, İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik sanık müdafii ile katılanlar vekilinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine, karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Savcısının temyiz istemi; sanığa atılı eylemin öldürmeye teşebbüs suçu kapsamında kaldığından bahisle suç vasfına, ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1. Olay günü sanık ile daha önceye dayalı aralarında husumet bulunan katılanlar arasında katılanların su borularını sanığın arazisinden geçirmek istemeleri nedeniyle tartışma çıktığı, her iki tarafın da karşılıklı olarak ağza alınmayacak sözlerle birbirlerine hakaret ettikleri, daha sonra sanığın evine giderek suç konusu av tüfeği ile birlikte olay yerine geri döndüğü sanığın suç konusu av tüfeği ile önce yaklaşık 2-3 metre mesafeden katılan …’ye daha sonra da yaklaşık 10-15 metre mesafeden katılan …’a ateş ettiği, sanığın açtığı ateş sonucunda katılanların yaralandığı, Adlî Tıp Kurumu raporlarına göre katılan …’nin basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek ve hayati tehlike geçirecek şekilde, katılan …’ın da basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek, hayati tehlike geçirmeyecek ancak 3.derece kemik kırığı oluşacak derecede yaralandığı anlaşılmıştır.
2. Sanığın ikrar içeren savunması, katılanlar ve tanık beyanları, Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunun … hakkında düzenlediği 31.12.2018 tarihli rapor, Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulunca müşteki … hakkında tanzim edilen 14/07/2017 tarihli rapor, 19.08.2014 tarihli Jandarma Kriminal rapor, 10.10.2014 tarihli Kriminal rapor, 03.11.2014 tarihli Kriminal rapor, 20.08.2014 tarihli olay yeri inceleme raporu, dosya içerisinde bulunmaktadır.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik bulunmadığına karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
A.Tebliğname Yönünden;
Olayda kullanılan silahın öldürmeye elverişli olması, mağdurların kol, göğüs ve bacak bölgelerinden yaralanmış olmaları, katılan …’nin hayati tehlike geçirdiği, katılan …’ın vücudunda orta dereceli (3. Derece) kemik kırığının meydana geldiği, olay yerine ilişkin tutanak ve raporlar ile dosyada yer alan beyanlara göre sanığın birden fazla kez ateş ettiğinin sabit olduğu, dosyada yer alan tüm deliller ve sanık beyanlara nazara alındığında sanığa atılı eylemin öldürmeye teşebbüs suçu kapsamında kaldığı anlaşıldığından, tebliğnamedeki sanık hakkında katılan …’a yönelik kasten yaralama suçundan kurulan hükmün onanmasına ilişkin görüşe iştirak edilmemiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Savcısının; sanığa atılı eylemlerin öldürmeye teşebbüs suçu kapsamında kaldığından bahisle suç vasfına, yönelen temyiz sebebi yönünden;
Sanık …’ın, aralarında daha önce arazi husumeti bulunan katılanlarla olay sabah saatlerinde kendisinin sorumluluğunda bulunan araziden geçmeleri nedeni ile tartışma yaşadığı, tartışma esnasında küfürleşmelerin olduğu, sanığın evinden aldığı ele geçirilen av tüfeği ile katılan …’ ye yakın mesafeden ateş açtığı, bu atış sonucu katılan …’nin sağ pektoral bölgede bir adet ateşli silah yaralanması sonucu Bilateral hemotoraks ve minimal hemoperikardiuma neden olacak şekilde yaralandığı, yaralanmanın yaşamını tehlikeye sokan bir durum olduğu, sonra da yaklaşık 10-15 metre mesafeden katılan …’a ateş ettiği, bu atış sonucu katılan …’ın da basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek, hayati tehlike geçirmeyecek ancak 3. derece kemik kırığı oluşacak derecede yaralandığı sabit olduğundan, kullanılan silahın öldürmeye elverişli olması, atış sayısı, katılanlardaki yara yerlerinden hareketle hedef alınan bölgeler, meydana gelen zararın ağırlığı ve kastın bölünmezliği ilkesi dikkate alındığında sanığın katılanları öldürme kastı ile hareket ettiği anlaşıldığından, sanığın katılanlara karşı eylemlerinin kasten öldürmeye teşebbüs olarak nitelendirilmesi yerine suç vasfında hata edilerek kasten yaralama olarak nitelendirilmesi, hukuka aykırılık bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde (B) bendinde açıklanan nedenle Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Savcısının temyiz istemleri yerinde görüldüğünden Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 29.06.2022 tarihli 2019/1192 Esas 2022/703 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, kısmen Tebliğname’ye uygun olarak, katılan …’a yönelik kurulan hüküm yönünden Üyeler … ve …’in karşı oyu ve oy çokluğu ile, katılan …’ye yönelik kurulan hüküm yönünden oy birliği ile BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca dosyanın … 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilamının bir örneği ise Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
10.05.2023 tarihinde karar verildi.
KARŞI OY
Sanık … hakkında … 1. Ağır Ceza Mahkemesince tüfekle kasten Naime’yi hayati tehlike geçirecek şekilde yaralamaktan 3 yıl 9 ay hapis cezası verilmiş, Ziyap’ı kasten kemik kırığı olacak şekilde yaralamaktan 1 yıl 2 ay 1 gün hapis cezasına karar verilmiştir.
Kararın sanık müdafi ve katılanlar vekilince istinaf edilmesi üzerine, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesince ‘’İstinaf Başvurularının Esastan Reddine’’ dair karar verilmiştir.
Bu karar Bölge Adliye Mahkemesi C. Savcısı tarafından sanığın her iki eyleminin de öldürmeye teşebbüs olduğu belirtilerek temyiz edilmiştir.
Yargıtay 1. Ceza Dairemiz tarafından, sanığın mağdur …’ye karşı tüfekle hayati tehlike geçirir şekilde yaralanması, oy birliği ile olayın ‘’kasten öldürmeye teşebbüs’’ olduğu belirtilerek ‘’Bozulmasına’’ karar verilmiş,
Ancak sanığın mağdur …’a karşı eylemi kasten kemik kırığı olacak şekilde yaralama suçu olduğundan, bu kararın ‘’onanması’’ gerekirken sayın çoğunluk sanığın bu mağdura karşı eylemi de ‘’kasten öldürmeye teşebbüs suçu’’ olduğunu belirterek kararın ‘’Bozulmasına’’ karar verdiğinden, bu yönüyle karara (çoğunluk görüşüne) muhalifiz.
Şöyle ki;
Sanık … ile mağdurlar arasında, su borularının sanığın arazisinin üzerinden geçirmeleri nedeniyle husumet bulunduğu, olay günü taraflar arasında tartışma çıktığı, her iki tarafın da karşılıklı olarak birbirlerine küfürler ettiği, daha sonra sanığın evine giderek av tüfeğini alarak olay yerine geldiği, tüfekle 2-3 metre mesafeden mağdur …’ye ateş ederek, onu yakın mesafeden göğüs bölgesinden hayati tehlike geçirecek şekilde yaraladığından, sanığın olayda kullandığı silahın tüfek olması, mağdurun ateş edilen bölgesinin göğüs bölgesi olması ve mağdurun alınan kati rapora göre hayati tehlike geçirmesi nedeniyle, bu mağdura karşı eyleminin ‘’kasten öldürmeye teşebbüs suçu’’ olduğu,
Ancak sanığın daha sonra 15 metre uzakta bulunan mağdur …’a yönelik olarak ateş ettiği, mağdurun uzak mesafede olması, alınan kati rapora göre ‘’sağ kolundan ve sol bacağından saçma taneleri ile yaralanması, sağ kolundan (3.) derece kırık olacak ve hayati tehlike geçirmez şekilde yaralanması’’ dikkate alındığında, yine eylemine devam etme imkanı varken devam etmeyip, oradan ayrılması da dikkate alındığında,
Sanık …’ın mağdur …’a karşı eyleminin, sanığın her bir mağdura karşı eyleminin gerçekleşen neticeye göre ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğinden, ‘’kasten kemik kırığı olacak şekilde yaralama suçu’’ olduğundan, sayın çoğunluğun sanığın bu mağdura karşı eyleminin de ‘’kasten öldürmeye teşebbüs’’ olduğuna dair görüşüne katılmıyoruz.