Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2022/14412 E. 2023/1924 K. 12.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/14412
KARAR NO : 2023/1924
KARAR TARİHİ : 12.04.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Erbaa Asliye Ceza Mahkemesinin, 07.02.2008 tarihli ve 2006/306 Esas, 2008/91 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, aynı maddenin üçüncü fıkrasının (e) bendi, 87 nci

maddesinin üçüncü fıkrası, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 51 inci maddesinin birinci ve üçüncü fıkraları, 63 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca erteli 1 yıl 4 ay 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 1 yıl 4 ay 25 gün denetim süresi belirlenmesine ve mahsuba karar verilmiştir.

2. Erbaa Asliye Ceza Mahkemesinin, 07.02.2008 tarihli ve 2006/306 Esas, 2008/91 Karar sayılı kararının sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 21.03.2012 tarihli ve 2012/4442 Esas, 2012/6740 Karar sayılı kararı ile özetle; yasa değişiklikleri nedeniyle mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağının tartışılması zorunluluğu nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

3. Erbaa Asliye Ceza Mahkemesinin, 08.01.2013 tarihli ve 2012/227 Esas, 2013/13 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, aynı maddenin üçüncü fıkrasının (e) bendi, 87 nci maddesinin üçüncü fıkrası, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 1 yıl 4 ay 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 14.03.2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.

4. Erbaa 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 14.04.2021 tarihli ve 2021/205 Esas, 2021/352 Karar sayılı kararı ile sanığın, tabi tutulduğu denetim süresi içinde yeni bir kasıtlı suç işlediğinin ihbarı üzerine 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin onbirinci fıkrası uyarınca hükmün açıklanması ile sanık hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, aynı maddenin üçüncü fıkrasının (e) bendi, 87 nci maddesinin üçüncü fıkrası, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 1 yıl 4 ay 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

5. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 04.04.2022 tarihli ve 2021/74194 sayılı ve 09.12.2022 tarihli ve 2022/119526 sayılı düzelterek onama görüşlü Tebliğnameler ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteği; kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna, eksik incelemeye, hatalı değerlendirme ile karar verildiğine, beraati gerektiğine, meşru savunma hükümlerinin değerlendirilmesi gerektiğine, haksız tahrikin derecesine, lehe yasa hükümlerinin uygulanması gerektiğine ve vesaire ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanık ile katılan arasında kız alıp verme meselesi yüzünden husumet bulunduğu, olay günü sanığın köyden aracıyla dönerken katılanın evi yakınından geçtiği sırada, katılan ile karşılaştığı ve aralarında ilk haksız eylemin kim tarafından gerçekleştirildiği tespit edilemeyen bir tartışmanın yaşandığı, tartışmanın kavgaya dönüştüğü, katılanın balta ile sanığa hamle yaptığı ancak sanığa isabet etmediği, yine katılanın balta ile vurarak sanığın aracına zarar verdiği, sanığın da silahıyla katılanın bacaklarını hedef alarak

birden fazla el ateş ettiği, katılanın sol üst bacağına isabet eden mermi çekirdeği nedeniyle hayati fonksiyonlarını ağır (5) derecede etkileyen kemik kırığına neden olacak şekilde yaralandığı, katılanın yaralanıp yere düşmesi akabinde sanığın aracına binerek olay yerinden uzaklaştığı anlaşılmıştır.

2. Sanığın eylemi neticesinde katılanda meydana gelen yaralanmaya ilişkin olarak düzenlenen Gaziosmanpaşa Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalının, 13.12.2007 tarihli ve 502 sayılı;
“…açık sol femur kırığının şahsın hayati fonksiyonlara etkisinin 5 (beş) derece (ağır) nitelikte olduğu…”
Görüşünü içeren raporu dava dosyasında bulunmaktadır.

3. Sanık savunması, katılanın ve tanıkların beyanları, olay yeri inceleme raporu, kolluk tarafından düzenlenen olay tarihli tutanaklar, … Kriminal Polis Laboratuvarının, 17.01.2006 ve 20.01.2006 tarihli ekspertiz raporları, ihbar evrakı ve ekleri ile sanığın nüfus ve adli sicil kayıtları dava dosyasında bulunmaktadır.

4. Mahkemece, Hukukî Süreç başlığı altında (2) numaralı paragrafta bilgilerine ve içeriğine yer verilen Yargıtay bozma ilâmına uyulmasına karar verilerek gereklerinin yerine getirildiği belirlenmiştir.

IV. GEREKÇE
1. Sanığın; eksik incelemeye, hatalı değerlendirme ile karar verildiğine, beraati gerektiğine, meşru savunma hükümlerinin değerlendirilmesi gerektiğine ve haksız tahrikin derecesine yönelen temyiz sebepleri yönünden;
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, katılanın beyanı ile uyumlu adli raporu ve sanığın ikrarı uyarınca dava dosyası tekemmül ettirilere eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eksik incelemenin bulunmadığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, ilk haksız eylemin kim tarafından gerçekleştirildiğinin tespit edilememesi nedeniyle meşru savunma koşullarının oluşmadığı, belirlenen haksız tahrik indirim oranının ise isabetli olduğu anlaşıldığından, hükümde bu yönleriyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

2. Sanığın; kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna, lehe yasa hükümlerinin uygulanması gerektiğine ve vesaire yönelen temyiz sebepleri yönünden;
a. Katılanın hayati fonksiyonlarını ağır (5) derecede etkileyecek nitelikte kemik kırığına neden olacak şekilde yaralanması karşısında, 5237 sayılı Kanun’un 87 nci maddesinin üçüncü fıkrasının 19.12.2006 tarihli ve 5560 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi ile yapılan değişikliğe kadar müstakil ceza öngördüğü dikkate alınarak, 5237 sayılı Kanun’un 7 nci maddesinin ikinci fıkrası gereğince, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve eylemine uyan 5560 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önceki 5237 sayılı Kanun’un 87 nci maddesinin üçüncü fıkrası ile hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, aynı maddenin üçüncü fıkrasının (e) bendi ve 87 nci maddesinin üçüncü fıkrası kararın gerekçe bölümünde eyleme uygulanıp elde edilecek sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle lehe olan yasanın belirlenmesi gerekirken, denetime olanak vermeyecek şekilde değişiklikten sonraki yasa maddeleri ile yazılı şekilde hüküm kurulması, hukuka aykırı bulunmuştur.

b. Kabul ve uygulamaya göre; Sanığın 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası ve aynı maddenin üçüncü fıkrasının (e) bendi uyarınca belirlenen 1 yıl 6 ay hapis cezasının, 5237 sayılı Kanun’un 87 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca (1/2) oranında artırılması sırasında hesap hatası yapılarak 1 yıl 15 ay hapis cezası yerine 2 yıl 3 ay hapis cezasına hükmedilmesi, hukuka aykırı bulunmuştur.
c. Kabul ve uygulamaya göre; Sanık hakkında, Erbaa Asliye Ceza Mahkemesinin, 07.02.2008 tarihli ve 2006/306 Esas, 2008/91 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, aynı maddenin üçüncü fıkrasının (e) bendi, 87 nci maddesinin üçüncü fıkrası, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca verilen 1 yıl 4 ay 25 gün hapis cezasının, aynı Kanun’un 51 inci maddesi uyarınca ertelendiği, hükmün sanık müdafii tarafından temyizi üzerine 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesi yönünden değerlendirilmesi gerekçesi ile Yargıtay 4. Ceza Dairesinin, 21.03.2012 tarihli ve 2012/4442 Esas, 2012/6740 Karar sayılı kararı ile bozulduğu, bozma sonrası yapılan yargılama sonucunda sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verildiği, sanığın denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi nedeniyle mahkemece açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanmasına karar verilmiş ise de; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 09.02.2016 tarihli ve 2014/71 Esas, 2016/42 Karar sayılı kararı gereğince sanığın 1412 sayılı Kanun’un 326 ncı maddesinin son fıkrası gereğince kazanılmış hakkı nedeniyle hapis cezasının ertelenmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde (2-a-b-c) numaralı bentlerde açıklandığı üzere lehe aleyhe yasa değerlendirmesi yapılmaması, hesap hatası ve kazanılmış hakkın ihlal edilmesi nedenleriyle Erbaa 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 14.04.2021 tarihli ve 2021/205 Esas, 2021/352 Karar sayılı sayılı kararına yönelik sanığın temyiz istemi yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi uyarınca Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA, 1412 sayılı Kanun’un 326 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca sanığın kazanılmış hakkının dikkate alınmasına,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

12.04.2023 tarihinde karar verildi.