Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2022/13546 E. 2023/3588 K. 25.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/13546
KARAR NO : 2023/3588
KARAR TARİHİ : 25.05.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 … maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 … maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Ortaca 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 21.06.2016 tarihli ve 2015/621 Esas, 2016/39 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası, aynı maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ile 52 üncü maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları uyarınca 6.000, 00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve taksitlendirmeye karar verilmiştir.

2. Ortaca 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 21.06.2016 tarihli ve 2015/621 Esas, 2016/39 Karar sayılı kararının sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay (birleşen) 3. Ceza Dairesinin 04.11.2019 tarihli ve 2019/11898 Esas, 2019/19700 Karar sayılı kararı ile özetle mağdurun yaralanmasına ilişkin adli raporda yüzde sabit iz yönünden değerlendirme yapılmaması nedeniyle mağdurun en yakın Adli Tıp Şube Müdürlüğünden raporu aldırıldıktan sonra sanığın hukuki durumunun tespit edilmesi, sanığın eylemini silahtan sayılan taşla gerçekleştirdiği gözetilmeden cezasında 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının (e) bendi gereğince artırım yapılmaması, sanığın cezasında asgari oranda haksız tahrik indirimi yapılması gerektiğinin gözetilmemesi ve infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde adli para cezasının ödenmemesi durumunda hapse çevrileceğine karar verilmesi gerekçeleriyle bozulmasına karar verilmiştir.

3. Ortaca 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 18.11.2021 tarihli ve 2019/825 Esas, 2021/932 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, aynı maddenin üçüncü fıkrasının (a) ve (e) bentleri, 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi, aynı hükmün son cümlesi, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ancak sanığın 1412 sayılı Kanun’un 326 maddesinin son fıkrası uyarınca sonuç ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkının dikkate alınması sureti ile 6.000, 00 TL adli para cezası üzerinden cezalandırılmasına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiilerinin temyiz istemi; suçun silahtan sayılan cisimle işlenmediğine, haksız tahrik indiriminin en üst hadden yapılması gerektiğine, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesine, vesaire ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanık ile mağdurun suç tarihinde evli oldukları, olay günü çocukları ile birlikte gittikleri plajdan dönerken aralarında tartışma çıktığı, mağdurun aracı durdurup indiği, sanığın da araçtan inerek yerden aldığı taşla ve elleri ile mağdurun yüzüne vurduğu, sanığın eylemi sonucu mağdurun sol frontal bölgede ve orta hatta parietal bölgede kesiler, yüzde ve boyunda çok sayıda eritemli lezyon, sağ zigomatik bölgede ödem ve şekil bozukluğu, her iki göz kapakları ekimozlu ve ödemli olduğu, sağ kulak kepçesi ekimotik ve ödemli görüldüğü, sol el 4. parmakta kesi, sağ el 1. parmakta hassasiyet meydana geldiği, Yargıtay bozma ilamı sonrası düzenlenen Muğla Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 09.01.2020 tarihli raporunda sağ frontal bölgede 1,2 cm’lik çevre dokudan belirgin şekilde çöküklük şeklinde seviye ve renk farkı olan, sözel konuşma mesafesinden ilk bakışta dikkati çeken eski yara nedbesinin yüzünde sabit iz niteliğinde olduğu tespitine yer verildiği anlaşılmıştır.

2. Mahkemece, Hukukî Süreç başlığı altında (2) numaralı paragrafta bilgilerine ve içeriğine yer verilen Yargıtay bozma ilâmına uyulmasına karar verilerek gereklerinin yerine getirildiği belirlenmiştir.

IV. GEREKÇE
Sanık müdafiilerinin suçun silahtan sayılan cisimle işlenmediğine, haksız tahrik indiriminin en üst hadden yapılması gerektiğine, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesine, vesaire yönelen temyiz sebepleri yönünden;
İleri sürülen iddia ve savunmaların toplanan delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterildiği, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, sanığın eşi mağdura yönelik eyleminin 5237 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının (f.4) bendine göre silahtan sayılan taş ile işlediğinin sanığın aşamalardaki ikrara yönelen savunması, mağdurun aşamalardaki beyanı ve bu beyanı doğrular nitelikteki adli muayene raporu içeriklerinden anlaşıldığı, ayrıntılarına Hukuki Süreç başlığının (2) numaralı paragrafında yer verilen Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda Mahkemece ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığının tespit edilemediğinin kabulü ile haksız tahrik indirimi yapılırken Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.10.2002 tarihli, 2002/238 Esas, 2002/367 Karar sayılı kararı ve bu kararla uyumlu Ceza Dairelerinin yerleşmiş ve süreklilik gösteren uygulamaları uyarınca asgari oranda (1/4) haksız indirim yapılmasında isabetsizlik bulunmadığı, adli sicilinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kayıtlar bulunan sanık hakkında “Sanık hakkında Fethiye 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/402 Esas ve 2015/79 Karar, Fethiye 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/113 Esas ve 2015/405 Karar sayılı ilamları ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve beş yıllık denetim süresi belirlenmesine karar verildiği, sanığın denetim süreleri içerisinde Mahkememiz dosyasına konu kasıtlı suçu işlediği anlaşılmakla” şeklindeki gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesinde 5271 sayılı Kanun’un 231 … maddesinin sekizinci fıkrasının ikinci cümlesi uyarınca isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış olup hükümde bu yönleriyle hukuka aykırılık bulunmamış ve sanık müdafilerinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Ortaca 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 18.11.2021 tarihli ve 2019/825 Esas, 2021/932 Karar sayılı kararında sanık müdafilerince öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafilerinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
25.05.2023 tarihinde karar verildi.