Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2022/13481 E. 2023/3524 K. 24.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/13481
KARAR NO : 2023/3524
KARAR TARİHİ : 24.05.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet

Sanıklar hakkında bozma üzerine kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 … maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 … maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Osmaniye 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 24.05.2016 tarihli ve 2015/180 Esas, 2016/209 Karar sayılı kararı ile;

a) Sanıklar … ve … hakkında katılan …’e karşı neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, aynı maddenin üçüncü fıkrasının (e) bendi, 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 63 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ayrı ayrı 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluklarına ve mahsuba,
b) Sanıklar … ve … hakkında katılan …’e karşı kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, aynı maddenin üçüncü fıkrasının (e) bendi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 63 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ayrı ayrı 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluklarına ve mahsuba,
Karar verilmiştir.

2. Bu kararların katılan vekili ve sanıklar müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Birleşen) 3. Ceza Dairesinin, 11.01.2021 tarihli ve 2020/12797 Esas, 2021/654 Karar sayılı ilâmıyla özetle;
a) Tüm sanıkların aynı suçu işleme kararının icrası kapsamında iştirak halinde kasten yaralama eylemlerini gerçekleştirmeleri nedeniyle 5237 sayılı Kanun’un 37 nci maddesinin birinci fıkrası gereğince meydana gelen ağır neticeden sorumlu tutulmaları gerektiği gözetilmeden, sanıklar … ve …’in eylemleri müstakilen değerlendirilerek haklarında 5237 sayılı Kanun’un 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinin uygulanmaması suretiyle eksik cezalar tayini,
b) Olayın çıkış sebebi ve gelişimi üzerinde durularak ilk haksız hareketin kimden geldiğinin tespitine çalışılması; bunun mümkün olmaması halinde Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.10.2002 tarihli ve 2002/4 – 238 Esas, 367 Karar sayılı Kararı uyarınca ve bu kararla uyumlu Ceza Dairelerinin yerleşmiş ve süreklilik gösteren kararlarında kabul edildiği üzere, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenemediğinde, şüpheli kalan bu halin sanıklar lehine 5237 sayılı Kanun’un 29 uncu maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin asgarî seviyede (1/4) oranında uygulanmasını gerektirip gerektirmediğinin tartışmasız bırakılması,
c) 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin birinci fıkrasındaki hak yoksunluklarına ilişkin yasa değişikliklerinin dikkate alınması gereği,
Nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.

3. Osmaniye 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 03.03.2022 tarihli ve 2021/103 Esas, 2022/110 Karar sayılı kararı ile sanıklar …, …, … ve … hakkında katılan …’e karşı neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, aynı maddenin üçüncü fıkrasının (e) bendi, 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 63 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ayrı ayrı 3 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluklarına ve mahsuba karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan vekilinin temyiz sebepleri; sanıklar hakkında kasten öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm kurulması gerektiğinden bahisle suç vasfına, haksız tahrik indiriminin uygulanmaması ve katılan lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğine, vesaire ilişkindir.

B. Sanıklar müdafiinin temyiz sebepleri; eksik incelemeye, haksız tahrik indirim oranının yetersiz olduğuna, alt sınırdan ayrılmadan hüküm kurulması gerektiğine, sanık …’in iştirakinin bulunmadığına, vesaire ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanık … ile katılan …’in aynı sokakta karşılıklı evlerinin bulunduğu, komşu olan taraflar arasında araç park etme meselesinden husumet bulunduğu, olay günü taraflar arasında yine bu nedenle ilk haksız hareketin kimden geldiği tespit edilemeyen şekilde çıkan tartışmanın kavgaya dönüştüğü, sanıklar …, …, … ve …’in aynı fikir ve eylem birliği içerisinde bıçaklarla katılan …’e saldırarak yaşamını tehlikeye sokan bir duruma neden olacak şekilde yaraladıkları anlaşılmıştır.

2. Sanıkların savunmaları, katılanın, tanıkların ve kavganın diğer taraflarının anlatımları, tutanaklar, nüfus ve adlî sicil kayıtları ile diğer tüm deliller dava dosyasında mevcuttur.

3. Sanıkların eylemleri neticesinde katılanın yaralanmasına ilişkin Osmaniye Adlî Tıp Şube Müdürlüğünce tanzim edilen 04.03.2016 tarihli adlî muayene raporuna göre; katılanın batına nafiz bir adet kesi nedeniyle yaşamını tehlikeye sokan bir duruma neden olacak şekilde yaralandığı, diğer yaralanmalarının hayatî tehlikeye neden olmadığının tespit edildiği anlaşılmıştır.

4. Mahkemece, Hukukî Süreç başlığı altında (2) numaralı paragrafta bilgilerine yer verilen Yargıtay bozma ilâmına uyulmasına karar verilerek, bozma gereklerinin yerine getirildiği tespit edilmiştir.

IV. GEREKÇE
1. Katılan vekilinin; sanıklar hakkında kasten öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm kurulması gerektiğinden bahisle suç vasfına, haksız tahrik indiriminin uygulanmaması gerektiğine, vesaire, sanıklar müdafiinin; eksik incelemeye, haksız tahrik indirim oranının yetersiz olduğuna, alt sınırdan ayrılmadan hüküm kurulması gerektiğine, sanık …’in iştirakinin bulunmadığına, vesaire yönelen temyiz sebepleri yönünden;
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, katılanın beyanları ile uyumlu adlî raporu ve tanık anlatımları karşısında eylemin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin ve sanık …’in de suça iştirak ettiğinin saptandığı, dosya kapsamında eksik incelemenin söz konusu olmadığı, sanıklar ile katılan arasında öldürmeyi gerektiren husumetin bulunmaması, sadece bir kesinin katılanın yaşamını tehlikeye sokan bir duruma neden olması, sanıkların engel bir neden bulunmadığı halde eylemlerine kendiliğinden son vermeleri karşısında eylemlere uyan suç vasıflarının doğru biçimde belirlendiği, ilk haksız hareketin kimden geldiğinin tespit edilememesi nedeniyle sanıklar hakkında asgarî oranda haksız tahrik indirimi uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, sanıkların eylemleri ile orantılı şekilde temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi ve dosyada mevcut deliller ile sanıklar hakkında yazılı şekilde mahkûmiyet hükümleri kurulmasında düzeltilen husus dışında bir isabetsizlik görülmediğinden, katılan vekilinin ve sanıklar müdafiinin diğer temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.

2. Katılan vekilinin; katılan lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğine yönelen temyiz sebebi yönünden;
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinin 14 üncü maddesinin birinci fıkrasının “Kamu davasına katılma üzerine, mahkûmiyete ya da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ise vekili bulunan katılan lehine Tarifenin ikinci kısmın ikinci bölümünde belirlenen avukatlık ücreti sanığa yükletilir.” şeklindeki hükmü karşısında, kendisini vekille temsil ettiren katılan lehine, sanıklar aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi hukuka aykırı bulunmuş ise de; söz konusu hukuka aykırılık Yargıtay tarafından giderilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde (2) numaralı paragrafta açıklanan nedenle katılan vekilinin temyiz istemi vekâlet ücreti yönünden yerinde görüldüğünden Osmaniye 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 03.03.2022 tarihli ve 2021/103 Esas, 2022/110 Karar sayılı kararının 1412 sayılı Kanun’un 321 … maddesi uyarınca BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hüküm fıkrasında yer alan yargılama giderlerine ilişkin paragraftan sonra gelmek üzere; “Katılan kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinin 14 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 10.250 TL maktu vekâlet ücretinin sanıklardan tahsili ile katılana verilmesine,” ibaresinin eklenmesi suretiyle hükümlerin, Tebliğname’ye kısmen uygun olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

24.05.2023 tarihinde karar verildi.