Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2022/13343 E. 2023/1125 K. 20.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/13343
KARAR NO : 2023/1125
KARAR TARİHİ : 20.03.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten yaralama
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 … maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 … maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Kayseri 15. Asliye Ceza Mahkemesinin, 08.03.2016 tarihli ve 2014/651 Esas, 2016/241 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası ve aynı maddenin üçüncü fıkrasının (e) bendi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 3.000,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

2. Kayseri 15. Asliye Ceza Mahkemesinin, 08.03.2016 tarihli ve 2014/651 Esas, 2016/241 Karar sayılı kararının o yer Cumhuriyet savcısı tarafından aleyhe temyizi üzerine Yargıtay (Birleşen) 3. Ceza Dairesinin, 05.10.2020 tarihli ve 2020/13387 Esas, 2020/12487 Karar sayılı ilâmıyla;
“Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10.03.2009 gün ve 43-56, 27.12.2005 gün ve 121-171, 29.11.2005 gün ve 123-151 sayılı kararlarında da açıklandığı gibi; kesin nitelikteki hükümlerin ancak kesinlik sınırını aşar nitelikte yaptırım içermesi koşuluyla suç vasfına yönelik temyiz üzerine, bu hususla sınırlı biçimde temyiz incelemesine konu olabilecekleri gözetilerek o yer Cumhuriyet savcısının sanık aleyhine yaptığı temyiz başvurusuna göre işin esasına girilmesi gerektiğinden tebliğnamenin kesinlik nedeniyle redde ilişkin görüşüne iştirak edilmediği,
1) Mağdurun 27.11.2014 tarihli adli raporuna göre basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaralanmış olması karşısında; sanık hakkındaki temel cezanın TCK’nin 86/1. maddesi yerine 86/2. maddesine göre belirlenmesi suretiyle eksik ceza verilmesi,
2) Mağdur hakkındaki Adli Tıp Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen 14.07.2015 tarihli adli raporda; “yüz sınırları dahilinde tarif edilen yaranın yüzde sabit iz niteliğinde olup olmadığı hususunda rapor tanzim edilebilmesi için şahsın muayene edilmek üzere Şube Müdürlüğümüze gönderilmesi gerektiği” bildirilmesine rağmen, mağdurun tüm tedavi evrakları ve raporlarıyla birlikte en yakın Adli Tıp Şube Müdürlüğüne sevkinin yapılarak, yaralanmasının yüzünde sabit ize neden olup olmadığına ilişkin rapor alındıktan sonra, sanığın hukuki durumunun tespit ve tayini gerektiği gözetilmeksizin eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
3) Kabul ve uygulamaya göre de;
a) Sanığın adli sicil kaydında tekerrüre esas mahkumiyet bulunması nedeniyle, TCK’nin 58/3. maddesi gereğince, TCK’nin 86/2. maddesinde belirtilen seçimlik cezalardan hapis cezasının seçilerek sonuçta TCK’nin 58/1. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulanması gerekirken, TCK’nin 86/2. maddesi gereğince seçimlik cezalardan adli para cezasına hükmolunarak …tekerrür hükümlerinin uygulama imkanının ortadan kaldırılması,
b) CGK’nin 22.10.2002 tarih 2002/4-238 Esas ve 2002/367 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, ilk haksız hareketin hangi taraftan geldiğinin araştırılması, bu hususun tespit edilememesi durumunda da sanık lehine TCK’nin 29. maddesindeki haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
c) 28.06.2014 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 81. maddesi ile 5275 sayılı Kanun’un 106/3. maddesinde; …şeklindeki düzenlemeye aykırı olarak, sanık hakkındaki hükümde infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde verilen adli para cezasını ödememesi durumunda hapse çevrileceğine karar verilmesi,”
Nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.

3. Kayseri 15. Asliye Ceza Mahkemesinin, 24.03.2022 tarihli ve 2020/1027 Esas, 2022/601 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası ve aynı maddenin üçüncü fıkrasının (e) bendi, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası, 58 … maddesinin altıncı fıkrası, 63 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 1 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, mahsuba karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık ve müdafiinin temyiz sebepleri;
1. Sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine,
2. Sanığın eyleminin meşru savunma kapsamında kaldığına,
3. Sanık lehine haksız tahrik indiriminin en üst sınırdan uygulanması gerektiğine,
4. Sanığın kazanılmış hakkının ihlal edildiğine,
5. Sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 58 … maddesi gereği tekerrür hükümlerinin uygulanmaması gerektiğine,
İlişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanığın sevk ve idaresindeki araç ile seyir halinde olduğu, katılanın aracına yükleme yapması sırasında sanığın kendisine korna çalması nedeniyle aralarında başlayan tartışmanın sanığın da aracından inmesi üzerine kavgaya dönüştüğü, çevrede bulunanların tarafları ayırmalarının ardından araçlarına binip ilerledikten bir süre sonra araçlarını durdurarak karşılıklı kavgaya devam ettikleri, sanığın, bıçak ile katılanı yüz bölgesinden basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaraladığı, katılanın da sanığa vurarak onu basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaraladığı, katılan hakkında anlatılan eylem yönünden verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın itirazın reddi suretiyle 15.04.2016 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.

2. Sanığın, üzerine atılı suçlamayı tevil yollu kabul ettiği belirlenmiştir.

3. Sanığın eylemi neticesinde katılanda meydana gelen yaralanmaya ilişkin olarak;
a) Kayseri Özel Erciyes Hastanesince tanzim olunan, 13.08.2014 tarihli; “göğüste sol tarafta 2 adet 1 cm.’lik sıyrık, sol kulak önündeki yüz kısmında 2 cm.’lik cilt cilt altı kesisi,” şeklinde tanımlanan yaralanmanın, Adlî Tıp Kurumu Kayseri Adlî Tıp Şube Müdürlüğünce tanzim olunan 27.11.2014 tarihli adlî muayene raporunda basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte olmadığı ve yüzde sabit iz niteliğinde olup olmadığı hususunda kişinin olay tarihinden en az altı ay sonra muayene edilmesi gerektiği görüşünün açıklandığı tespit edilmiştir.
b) Hukukî süreç başlığı altında (2) numaralı paragrafta bilgilerine yer verilen bozma ilâmının gereği olarak Adlî Tıp Kurumu Kayseri Adlî Tıp Şube Müdürlüğünce tanzim olunan 03.01.2022 tarihli;
“Yüz sınırları dahilinde yüzde sabit iz niteliğinde yara tespit edilmediği,”
Görüşünü içerir adlî muayene raporu dava dosyasında mevcuttur.

4. Sanığın yaralanmasına ilişkin olarak Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesince tanzim olunan, 13.08.2014 tarihli; “sol el bileği dışta 3×3 cm.’lik alanda morluk” bulunduğuna dair adlî muayene raporu dava dosyasında bulunmaktadır.

5. Sanığın güncel adlî sicil kaydı dava dosyasına eklenmiştir.

6. Mahkemece, Hukukî Süreç başlığı altında (2) numaralı paragrafta bilgilerine yer verilen Yargıtay bozma ilâmına uyulmasına karar verildiği belirlenmiştir.

IV. GEREKÇE
A. Beraat Kararı
Her ne kadar sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiği bildirilmiş ise de tüm dava dosyası kapsamı, katılan beyanı ile bu beyanı destekler mahiyetteki adlî muayene raporu ile Hukukî Süreç başlığı altında (2) numaralı paragrafta bilgilerine yer verilen Yargıtay bozma ilâmının içeriği karşısında sanığın eylemi sübuta ermekle, sanık hakkında mahkûmiyet kararı kurulmasında bir isabetsizlik görülmediğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

B. Meşru Savunma
Sanık ile katılan arasında sözlü tartışmanın kavgaya dönüşmesi neticesinde katılanın sanık tarafından adlî muayene raporunda belirtilen şekilde yaralandığı anlaşılmakla, olayda sanık lehine meşru savunma koşullarının bulunmadığı belirlendiğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

C. Haksız Tahrik
Taraflar arasında olay anında başlayan tartışmanın kavgaya dönüştüğü, katılandan kaynaklı tahrikin türü ve neden olduğu hiddet veya şiddetli elemin derecesi gözetilerek sanık lehine takdir olunan haksız tahrik indirim miktarında bir isabetsizlik bulunmadığı belirlenmekle, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

D. Tekerrür Hükümleri
1. Sanığın, Kayseri 5. Asliye Ceza Mahkemesinin, 05.04.2011 tarihli ve 2011/121 Esas, 2011/242 Karar sayılı kararı ile kasıtlı suçtan neticeten 6.000,00 TL adlî para cezası ile mahkûmiyetine karar verildiği, bahse konu kararın 02.06.2011 tarihinde kesinleştiği ve 14.08.2013 tarihinde infaz edildiği belirlenmiştir.

2. 5237 sayılı Kanun’un 58 … maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinde;
“(2) Tekerrür hükümleri, önceden işlenen suçtan dolayı;
a) …,
b) Beş yıl veya daha az süreli hapis ya da adlî para cezasına mahkûmiyet halinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren üç yıl,
Geçtikten sonra işlenen suçlar dolayısıyla uygulanmaz.”

Şeklinde düzenlemenin bulunduğu, buna göre sanığın, 20.01.2011 tarihinde işlediği kasıtlı suça ilişkin mahkûmiyet kararının, 02.06.2011 tarihinde kesinleştiği, 14.08.2013 tarihinde infaz edildiği, infaz edildiği tarihten itibaren sonuç ceza miktarına göre 5237 sayılı Kanun’un 58 … maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi gereği aranan 3 yıllık sürenin geçmemiş olduğu, bu itibarla hükmün tekerrüre esas teşkil ettiği anlaşıldığından, sanığın, 5237 sayılı Kanun’un 58 … maddesinin altıncı fıkrası gereği mükerrir olduğu belirlenmekle, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

E. Kazanılmış Hak
Sanık hakkında Mahkemece, bozma öncesi adlî para cezasına hükmedilmişken bozma sonrası hapis cezasına hükmedilmiş ise de önceki hükmün sanık aleyhine o yer Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edildiği bu itibarla sonuç ceza miktarı bakımından bozma öncesi kazanılmış hakkın oluşmadığı anlaşılmakla, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

F. Vesair
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık ve müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Kayseri 15. Asliye Ceza Mahkemesinin, 24.03.2022 tarihli ve 2020/1027 Esas, 2022/601 Karar sayılı kararında sanık ve müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

20.03.2023 tarihinde karar verildi.