Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2022/12700 E. 2023/2953 K. 10.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/12700
KARAR NO : 2023/2953
KARAR TARİHİ : 10.05.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 … maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usûlü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 … maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Çal Asliye Ceza Mahkemesinin, 23.03.2016 tarihli ve 2015/222 Esas, 2016/161 Karar sayılı kararı ile, sanık hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, aynı maddenin üçüncü fıkrasının (a) bendi, 87 nci

maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 1 yıl 7 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2. Çal Asliye Ceza Mahkemesinin, 23.03.2016 tarihli ve 2015/222 Esas, 2016/161 Karar sayılı kararının sanık tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Birleşen) 3. Ceza Dairesinin 13.01.2021 tarihli ve 2020/16030 Esas, 2021/1013 Karar sayılı kararı ile özetle; kırığın hayat fonksiyonlarındaki etki derecesini de içerir nitelikteki kati rapor aldırılıp, sonucuna göre kırığın derecesi ile orantılı olarak 5237 sayılı Kanun’un 87 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca artırım yapılması gerektiği gözetilmeyerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, temel cezaya hükmedilirken alt sınırdan uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi suretiyle eksik ceza tayini, 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının (e) bendinin de hükümde gösterilmesi gerektiğinin gözetilmemesi suretiyle 5271 sayılı Kanun’un 232 nci maddesinin altıncı fıkrasına muhalefet edilmesi, kabul ve uygulamaya göre de uygulanan kanun maddesinin 5237 sayılı Kanun’un 87 nci maddesinin üçüncü fıkrası olarak hükümde gösterilmemesi suretiyle 5271 sayılı Kanun’un 232 nci maddesinin altıncı fıkrasına muhalefet edilmesi, hesap hatası yapılması suretiyle sanık hakkında 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası yerine 1 yıl 7 ay 22 gün hapis cezasına hükmedilmesi şeklinde fazla ceza tayini nedenleriyle bozulmasına ve 1412 sayılı Kanun’un 326 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca kazanılmış hakkının dikkate alınmasına karar verilmiştir.

3. Çal Asliye Ceza Mahkemesinin, 24.11.2021 tarihli ve 2021/86 Esas, 2021/629 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, aynı maddenin üçüncü fıkrasının (a) ve (e) bentleri, 87 nci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 1 yıl 8 ay 26 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına, kazanılmış hakkı gereği 1 yıl 7 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

4. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 19.11.2022 tarihli ve 2022/20888 sayılı, bozma görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteği; sübuta, Adli Tıp Kurumundan aldırılan raporun yetersiz olduğuna, fazla ceza tayin edildiğine ve vesaire ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanığın, mağdurun torunu olduğu, olay günü aralarında yaşanan tartışma akabinde sanığın, mağdurun elindeki bastonu alıp mağdura vurduğu, mağdurun kendisini korumak için elini kaldırması üzerine bastonun sol koluna isabet ettiği, mağdurun hayat fonksiyonlarını orta (2) derecede etkileyecek nitelikte kemik kırığına neden olacak şekilde yaralandığı anlaşılmıştır.

2. Sanığın eylemi neticesinde mağdurda meydana gelen yaralanmaya ilişkin olarak düzenlenen … Adli Tıp Şube Müdürlüğünün, 19.10.2021 tarihli ve 2021/1464 numaralı; “… şahısta tarif edilen sol radius alt uç kırığının hayat fonksiyonlarını Orta (2) derecede etkileyecek nitelikte olduğu…” görüşünü içeren raporu dava dosyasında bulunmaktadır.

3. Sanık savunması, mağdurun ve tanıkların beyanları, sanığın nüfus kayıt örneği ve adli sicil kaydı ile soruşturma aşamasında düzenlenen tutanaklar dava dosyasında mevcuttur.

4. Mahkemece, Hukukî Süreç başlığı altında (2) numaralı paragrafta bilgilerine ve içeriğine yer verilen Yargıtay bozma ilâmına uyulmasına karar verilerek gereklerinin yerine getirildiği belirlenmiştir.

IV. GEREKÇE
A. Tebliğname Yönünden
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 04.03.2008 tarihli ve 2008/6-47 Esas, 2008/43 Karar sayılı; “sanığın önceki yanılgılı uygulama nedeniyle ortaya çıkan hafif sonuç cezadan, ikinci kez mahkumiyetin sonuçlarını da kapsayacak şekilde yararlandırılmasını sağlayacak, sanığa daha önce bir kez tanınmış olan atıfet genişletilmek suretiyle hakkaniyete aykırı sonuçların doğmasına, adalet ve eşitlik ilkelerinin zedelenmesine yol açılmış olacağı…” şeklindeki kararı ve kazanılmış hakkın netice cezaya ilişkin olması dikkate alındığında; bozma öncesi sanık hakkında kurulan hükümde hatalı olarak belirlenmiş olsa da netice cezanın 1 yıl 7 ay 22 gün hapis cezası olduğu, bozma sonrası bozmaya uyularak sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, aynı maddenin üçüncü fıkrasının (a) ve (e) bentleri, 87 nci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca belirlenen ceza daha ağır olduğundan, sanığın kazanılmış hakkı dikkate alınarak bozma öncesi hükmedilen 1 yıl 7 ay 22 gün hapis cezasına hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir.

B. Sanığın Temyiz Sebepleri Yönünden
1. Sanığın kazanılmış hakkı gereği uygulama yapılırken uygulanan kanun maddesi 1412 sayılı Kanun’un 326 ncı maddesinin son fıkrası olarak hükümde gösterilmemiş ise de bu husus mahallinde hükme ilavesi mümkün bir yazım hatası olarak kabul edilmiştir.

2. Sanığın 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca belirlenen 1 yıl 3 ay hapis cezasının aynı Kanun’un 86 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının (a) ve (e) bentleri uyarınca (1/2) oranında artırılması sırasında hesap hatası yapılarak 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası yerine 1 yıl 9 ay 15 gün hapis cezasına, 5237 sayılı Kanun’un 87 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca (1/6) oranında artırılması sırasında 1 yıl 14 ay 7 gün hapis cezası yerine 2 yıl 1 ay 2 gün hapis cezasına, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca (1/6) oranında indirim uygulanması sırasında 1 yıl 9 ay 25 gün hapis cezası yerine 1 yıl 8 ay 26 gün hapis cezasına hükmedilmesi hukuka aykırı bulunmuş ise de bu husus aleyhe temyiz bulunmadığından ve sonuç cezanın sanığın kazanılmış hakkı gereği 1 yıl 7 ay 22 gün
hapis cezası olarak belirlenmesi nedeniyle sonuç cezayı etkilemediğinden bozma nedeni yapılmamıştır.

3. Sanığın; sübuta, Adli Tıp Kurumundan aldırılan raporun yetersiz olduğuna, fazla ceza tayin edildiğine ve vesaire yönelen temyiz sebepleri yönünden;
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, … Adli Tıp Şube Müdürlüğünden aldırılan raporun yeterli ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, mağdurun beyanı ile uyumlu adli raporu uyarınca eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği, 1412 sayılı Kanun’un 326 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca kazanılmış hak nedeniyle belirlenen ceza miktarının doğru olduğu, fazla ceza tayin edilmediği anlaşıldığından, hükümde bu yönleriyle eleştiri nedenleri dışında hukuka aykırılık bulunmamış ve sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Çal Asliye Ceza Mahkemesinin, 24.11.2021 tarihli ve 2021/86 Esas, 2021/629 Karar sayılı kararında sanık tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden eleştiri nedenleri dışında herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanığın temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy çokluğuyla ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

10.05.2023 tarihinde karar verildi.

KARŞI OY

Sanık … hakkında babası …’a karşı silahla kasten müessir fiil suçundan 1yıl 6 ay 22 gün hapis cezası verilmesi gerekirken hesap hatası yapılarak 1 yıl 7 ay 22 gün hapis cezası verilerek fazla ceza tayini nedeniyle bozma yapılması gerekirken bu kararın onanmasına dair dairemizin çoğunluk görüşüne muhalifim:

Şöyle ki;
Çal Asliye Ceza Mahkemesinin, 2015/22 Esas ve 2016/161 Karar sayılı kararı ile, sanığın babasına karşı baston ile vurmak suretiyle kırık oluşturacak şekilde yaraladığından bahisle Türk Ceza Kanunu’nun 86/1, 86/3a, 87/3 üncü maddeleri gereğince 1yıl 6 ay 22 gün hapis cezası yerine hesap hatası yapılarak 1 yıl 7 ay 22 gün hapis cezası verilmiş olup bu kararın sadece sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 13.01.2021 günlü kararıyla mağdur hakkında kemik kırığı ile ilgili yeniden rapor aldırılması, sanığın eylemini üst soyuna karşı silahtan sayılan bastonla gerçekleştirdiği dikkate alınarak Türk Ceza Kanunu’nun 86/3-a, 86/3-e maddelerinin aynı olayda gerçekleştiğinden Türk Ceza Kanunu’nun 61 … maddesi gereği 86/1 maddesinden temel cezaya hükmedilirken taktiren alt sınırdan uzaklaşılması ve yine sanığa cezasından Türk Ceza Kanunu’nun 62/1 … maddesi gereğince 1/6 oranında indirim yapılırken hesap hatası yapılarak 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası yerine 1 yıl 7 ay 22 gün hapis cezasına hükmedilmesi suretiyle fazla ceza tayin edildiğinden bahisle yerel mahkeme kararı bozulmuştur.
Dairemizin bozma kararı sonrası Çal Asliye Ceza Mahkemesinin 2021/ 86 Esas ve 2021/ 629 Karar sayılı kararıyla yeniden yargılamaya başlayıp dairemizin bozma kararına uymuş ve Türk Ceza Kanunu’nun 86/1 maddesi gereğince takdiren alt sınırdan uzaklaşarak 1 yıl 3 ay hapis Türk Ceza Kanunu’nun 86/3a-e maddeleri gereği üstsoya karşı silahtan sayılan bastonla kasten ve müessir fiil suçunu işlediğinden bahisle cezada ½ oranında artırım yapmak suretiyle sanığın 1 yıl 9 ay 15 gün hapis, sanığın eylemi nedeniyle mağdurun vücudunda ikinci derecede kemik kırığı oluşması nedeniyle Türk Ceza Kanunu’nun 87/3 üncü maddesi gereği cezada takdiren 1/6 oranında artırım yapmak suretiyle sanığa 2 yıl 1 ay 2 gün hapis ve sanığın olumlu tutum ve davranışları lehe kabul edilerek sanık hakkında Türk Ceza Kanunu’nun 62 nci maddesi gereği takdirî indirim uygulanmak suretiyle sanığın 1 yıl 8 ay 26 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanık hakkında ilk verilen hükmün sadece sanık tarafından … edildiği ve sanık hakkında daha önce verilen hükmün ceza miktarının sanık lehine kazanılmış hak oluşturduğu dikkate alınmak suretiyle Türk Ceza Muhakemesi Usûlü Kanunu’nun 326/ son maddesi gereği sanığın 1 yıl 7 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar vermiştir. Çal … Ceza Mahkemesinin vermiş olduğu ikinci mahkûmiyet hükmü sanık tarafından temyiz edilmekle dosya Yargıtaya gelmiş ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yerel mahkemece Yargıtay 3. Ceza Dairesinin bozma ilâmına uyulduğu halde bozma ilâmının içeriğinde belirtilen yapılan hesap hatası sonucu sanık hakkında 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası verilmesi gerekirken 1 yıl 7 ay 22 gün hapis cezasına hükmedilmesi suretiyle fazla ceza tayini hukuka aykırı görüldüğünden ilgili karar bozulduğu halde verilen bu bozmaya uyma sonucu verilen ikinci kararda sanık hakkındaki sonuç cezanın birinci bozmada belirtildiği gibi 1 yıl 6 ay 22 gün yerine sehven 1 yıl 7 ay 22 gün şeklinde fazla hapis cezasına hükmedildiğinden bahisle yerel mahkeme kararının bozulması talep edilmiştir. Yerel mahkemece dairemizin bozma ilâmına uyulduğu halde sanığın eğer yerel mahkeme hata yapmasaydı alması gereken ceza miktarı olan 1 yıl 6 ay 22 günlük cezayı kazanılmış hak müessesesini ihlal etmek suretiyle 1 yıl 7 ay 22 gün olarak hükmetmiştir. Bu karar tekrar sanık tarafından temyiz edilince dairemizce bozulması gerekirken onanmıştır dairemizce sanık hakkında 1 yıl 6 ay 22 gün yerine 1 yıl 7 ay 22 gün hapis cezasına hükmedilmesinin uygun görülmesinin gerekçesi olarak sanık hakkında iki kez atıfet hükümlerinin uygulanmasını hakkaniyete uygun olmadığı şeklinde gerekçe oluşturulmuştur.
Sanık yerel mahkemenin yasaları yanlış uygulaması nedeniyle hak ettiği cezadan daha fazla bir ceza ile cezalandırılamaz yerel mahkeme hesap hatası yapmadığı takdirde ilk kararda alması gereken

ceza 1 yıl 6 ay 22 gün hapistir bu kararı da 1 yıl 7 ay 22 gün hapis cezasını temyiz eden sanık Yargıtaya taşımıştır. Yargıtay dairesi de bu kararın hatalı olduğunu ve sonuç cezanın 1 yıl 6 ay 22 gün hapis olarak belirlenmesi gerektiğini açıkça belirtmiştir buna rağmen çifte atıfet diye adlandırdığı (yasada bulunmayan) bir düzenlemeyi sanık aleyhine yorum yoluyla uygulamak kanunu sanık aleyhine kanunîlik ilkesine aykırı şekilde uygulamak anlamına gelir ki dairemizde yapılan bu uygulama tarafımızca kabul edilmemiştir belirttiğimiz nedenlerle dairemizce yerel mahkemenin kararının bozulması gerekirken onanmasına dair çoğunluk görüşüne katılmıyorum.