Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2022/12510 E. 2023/1737 K. 06.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/12510
KARAR NO : 2023/1737
KARAR TARİHİ : 06.04.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten yaralama
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Samandağ Asliye Ceza Mahkemesinin 15.06.2015 Tarihli ve 2014/606 Esas, 2015/518 Karar sayılı kararı ile;
Sanık hakkında kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, 86 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının (e) bendi, 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (d), 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 54 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve müsadereye karar verilmiştir.

2. Samandağ Asliye Ceza Mahkemesinin 15.06.2015 Tarihli ve 2014/606 Esas, 2015/518 Karar sayılı kararının sanık tarafından temyizi üzerine;
Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 13.04.2021 Tarihli ve 2021/7663 Esas, 2021/6696 Karar sayılı kararı ile katılanın yaralanmasına ilişkin kati rapor aldırılmaksızın eksik inceleme ile hüküm kurulması, katılanın bıçakla hayati tehlike geçirecek şekilde yaraladığı olayda 5237 sayılı Kanun’un 87 nci maddesinin birinci fıkrasının son bendi uyarınca sanığa ek savunma hakkı verilerek cezasının 5 yıla çıkartılması gerektiği, sanık lehine makul oranda haksız tahrik indirimi yapılması gerektiği ve sanığın olayda kullandığı bıçağın olayla ilgisi bulunmayan iyiniyetli üçüncü kişiye ait olduğu ve sahibine iadesine karar verilmesi gerektiği, nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.

3. Samandağ Asliye Ceza Mahkemesinin 17.01.2022 Tarihli ve 2021/1103 Esas, 2022/67 Karar sayılı kararı ile;
Sanık hakkında kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, 86 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının (e) bendi, 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) ve son bentleri, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına ancak 1412 sayılı Kanun’un 326 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca sonuç ceza miktarı bakımından sanığın kazanılmış hakkının dikkate alınması suretiyle neticeden 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Katılan vekilinin temyiz sebepleri sanık hakkında alt sınırdan uzaklaşılarak ceza verilmesi gerektiğine ve vesaireye ilişkindir.

2. Sanık müdafiinin temyiz sebepleri haksız tahrik nedeniyle üst hadden indirim yapılması gerektiğine ve lehe hükümlerin uygulanması gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanığın daha önceden tanık …. isimli şahıs ile bir gönül ilişkisi olduğu, tanık ….’nin sanıktan ayrıldıktan sonra katılan ile sözlendiği, taraflar arasında bu durum nedeni ile husumet olduğu, olay tarihinde sanığın nişanlısı olan tanık …. ile birlikte “… Kafe” isimli iş yerinde bulundukları sırada katılanın yanında tanık …. ile birlikte aynı kafeye geldiği, kafede tarafların ayrı masalarda oturdukları ancak bir süre sonra aralarında sözlü tartışmanın başladığı, tarafların birbirlerine karşılıklı hakaret ettikleri akabinde katılanın bir tabanca çıkararak havaya bir el ateş ettiği bunun üzerine sanığın iş yerinin mutfağından ele geçirdiği bıçak ile katılana saldırdığı ve yaraladığı kabul edilmiştir.

2. Sanığın, katılanın ve tanıkların beyanları tespit edilerek dosya içerisine eklenmiş, katılanın yaralanmasına ilişkin … Adlî Tıp Şube Müdürlüğünden alınan 09.12.2021 adli rapor dosya içerisinde mevcuttur.

3. Mahkemece, Hukukî Süreç başlığı altında (2) numaralı paragrafta ayrıntılarına yer verilen Yargıtay bozma ilâmına uyulmasına karar verilerek gereklerinin yerine getirildiği belirlenmiştir.

IV. GEREKÇE
A. Katılan Vekilinin Ceza Miktarına Yönelen Temyiz Sebepleri
Sanık hakkında hüküm kurulurken, sanığın eylemi neticesinde meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığına uygun şekilde 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca takdir edilen ceza miktarında bir isabetsizlik hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

B. Sanık Müdafiinin Temyiz Sebepleri
1. Haksız Tahrik İnidirim Oranı
Katılan ile sanığın, olayın başlangıcına ilişkin ilk hareketin karşı taraftan geldiği yönündeki anlatımları, sanığın da olay sırasında basit şekilde yaralandığı anlaşılmakla, Mahkemece, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığının şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenemediği gözetilerek şüpheli kalan bu hâl nedeniyle sanık hakkında kurulan hükümde, 5237 sayılı Kanun’un 29 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği asgari oranda (¼) haksız tahrik indirimi uygulanmasında hukuka aykırılık bulunmamıştır.

2. Lehe Hükümler
a) Seçenek yaptırımlar yönünden;
5237 sayılı Kanun’un “Kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar” başlıklı 50 nci maddesi gereği cezanın seçenek yaptırıma çevrilmesinin ön koşulu, hükmolunan netice cezanın kısa süreli hapis cezası olmasıdır. 5237 sayılı Kanun’un 49 uncu maddesinin ikinci fıkrasına göre; “Hükmedilen bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, kısa süreli hapis cezasıdır.” Somut olayda sanık hakkında hükmolunan netice ceza miktarının 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası olması karşısında bu cezanın, 5237 sayılı Kanun’un 50 nci maddesinin birinci fıkrası gereği seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar verilmesinin kanunen mümkün olmadığı belirlendiğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

b) Erteleme yönünden;
5237 sayılı Kanun’un, “Hapis cezasının ertelenmesi” başlıklı 51 inci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde; “İşlediği suçtan dolayı iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm edilen kişinin cezası ertelenebilir.” şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir. Somut olayda sanık hakkında hükmolunan netice ceza miktarının 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası olması karşısında bu cezanın, 5237 sayılı Kanun’un 51 inci maddesinin birinci fıkrası gereği ertelenmesine karar verilmesinin kanunen mümkün olmadığı belirlendiğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

c) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu yönünden;
5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin beşinci fıkrasının ilgili bölümünde; “Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise …” şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir. Somut olayda sanık hakkında hükmolunan netice ceza miktarının 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası olması karşısında bu cezaya ilişkin olarak 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin beşinci fıkrası gereği hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinin kanunen mümkün olmadığı belirlendiğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

C.Vesaire
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, katılan vekilinin ve sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

D. Mahkemece bozma üzerine yapılan yargılamada 1412 sayılı Kanun’un 326 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca sanığın kazanılmış hakkının korunmasına ilişkin uygulama son hükümde verilen hapis cezasının ilk hükümde tayin edilen hapis cezası üzerinden infazına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, ilk hükümde tayin edilen hapis cezasının netice ceza şeklinde hükmedilmesi, hükümde bu yönleriyle hukuka aykırılık görülmüş ise de bahse konu hukuka aykırılıklar Yargıtay tarafından giderilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde (D) numaralı bentte açıklanan nedenle Samandağ Asliye Ceza Mahkemesinin 17.01.2022 Tarihli ve 2021/1103 Esas, 2022/67 Karar sayılı kararına yönelik katılan vekilinin ve sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hükümde kazanılmış hakkın uygulanmasına ilişkin fıkra çıkartılarak yerine; “bozma öncesi aleyhe temyiz bulunmadığı gözetilerek, 1412 sayılı Kanun’un 326 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca sonuç ceza miktarı açısından sanığın kazanılmış hakkının dikkate alınması suretiyle sanığın cezasının 2 yıl 6 ay hapis cezası üzerinden infaz edilmesine” ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

06.04.2023 tarihinde karar verildi.