Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2022/11529 E. 2023/1059 K. 15.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/11529
KARAR NO : 2023/1059
KARAR TARİHİ : 15.03.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Çocuğu kasten öldürmek
KARAR : Direnme

Manavgat 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 13.10.2020 tarihli 2020/126 Esas, 2020/256 Karar sayılı kararı ile Yargıtay 1. Ceza Dairesinin, 18.12.2019 tarihli ve 2019/3648 Esas, 2019/5645 Karar sayılı bozma kararına karşı direnme kararı verildiği anlaşılmakla, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 6763 sayılı Kanun’un 36 ncı maddesiyle değişik 307 nci maddesinin dördüncü fıkrası ile 6763 sayılı Kanun’un 38 … maddesiyle 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 10 uncu maddesi uyarınca yapılan incelemede;

Mahkemece verilen direnme kararının; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 … maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 … maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin

direnme kararını temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Manavgat 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 07.02.2019 tarihli 2018/181 Esas ve 2019/34 Karar sayılı kararı ile sanıklar Fatma ve … hakkında nitelikli kasten öldürme suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 37 nci maddesinin birinci fıkrası, 82 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci, üçüncü fıkraları ve 63 üncü maddeleri uyarınca ayrı ayrı müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2. Yargıtay 1. Ceza Dairesinin, 18.12.2019 tarihli ve 2019/3648 Esas ve 2019/5645 Karar sayılı kararı ile sanık … hakkında hüküm kurulurken haksız tahrik indirimi yapılması gerektiği ve sanık …’nın hükümlülüğüne yeter nitelikte delil bulunmadığından beraatine karar verilmesi gerektiği gerekçeleriyle oy çokluğuyla bozulmasına karar verilmiştir.

3. Bozma ilamı üzerine, Manavgat 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 13.10.2020 tarihli 2020/126 Esas, 2020/256 Karar Sayılı kararı ile sanıklar Fatma ve … hakkında nitelikli kasten öldürme suçundan 5237 sayılı Kanunu’nun 37 nci maddesinin birinci fıkrası, 82 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci, üçüncü fıkraları ve 63 üncü maddeleri uyarınca ayrı ayrı müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan Bakanlık vekilinin temyiz isteği sanıklar hakkında takdiri indirim uygulanmaması gerektiğine ilişkindir.
B. Sanık … müdafiinin temyiz isteği eksik incelemeye, delil yetersizliğine ilişkindir.
C. Sanık … müdafiinin temyiz isteği eksik incelemeye, delil yetersizliğine, beraat kararı verilmesi gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.Sanık …’nın hakkındaki beraat hükmü kesinleşen ….., ile resmi nikahlı evli oldukları, diğer sanık …’nin sanık …’nın annesi olduğu, maktulün ise sanık … ve Hıdır’ın evlat edinme yoluyla çocukları olduğu, maktulün hafif zeka geriliği bulunduğu, maktulün işyerlerinden eşarp hırsızlığı yapması nedeniyle maktul ile sanık … arasında zaman zaman tartışmaların yaşandığı, suç tarihinde gün içerisinde maktulün internet kafeye gitmek üzere evden ayrıldığı, bir süre sonra yeni bir eşarp ile eve döndüğü, evde sanıklar ….., ve ….., ile maktul arasında eşarp nedeniyle tartışma başladığı, tartışma sırasında sanık …’nın maktulü hırpaladığı, boğuşmaya başladıkları, sanıklar … ve Fatma’nın maktulü kol ve bacaklarından tutup yere yatırdıkları, maktulün burnunun yere çarpması nedeniyle burnunun kanadığı, yerde iken sanıkların maktulün boynunda bulunan eşarbı ve odada bulunan

kırlenti kullanarak maktulü boğdukları, olay saatinin 16:10-16:33 arası olduğu, akabinde sanık …’nın öğretmenler derneği lokalinde bulunan eşi Hıdır’ı arayarak eve çağırdığı ve birlikte Emniyet Müdürlüğüne oradan da hemen yakınında bulunan maktulün daha önce hırsızlık yaptığı mağazaya gittikleri anlaşılmıştır.

2. Sanık … üzerine atılı suçlamayı inkar etmektedir. Sanık …’nin ise Savcılıkta alınan ilk beyanında öldürme eylemini tek başına yaptığına dair ikrarı mevcuttur.

3…. Adlî Tıp Kurumunca yapılan otopsi işlemi sonrası düzenlenen 24.09.2014 tarihli otopsi raporuna göre; maktulün boyun bölgesi cilt ve cilt altında genişçe ekimoz alanları saptanan kişinin ölümünün, adlî tahkikatında bahsedildiği şekilde boynunun başörtüsüyle sıkılmasıyla oluşabilir nitelikte boyun basısına bağlı asfiksi sonucu meydana gelmiş olduğu bildirilmiştir.

4.Adlî Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunca düzenlenen 28.11.2018 tarihli raporda “üst ekstremite kas gücünün tam olduğunun sanık …’ın uygun pozisyonda maktülü eşarp ile öldürmesinin tıbben mümkün görüldüğü” bildirilmiştir.

5.Adlî Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunca düzenlenen 05.11.2018 tarihli raporda ” 31.10.2018 tarihli muayenesinde işitmesi ağır, genel durumu düşkün, senil hasta, tekerlekli sandalyede, solunum rahat, solunum ve kalp sesleri normal, batın rahat, organomegali yok, ödem yok, siyanoz olmadığı, ortapedi muayenesinde her iki alt ekstremite hareketleri yaşına uygun aktifkısıtlı olarak yapabildiği, her iki ekstremite hareketleri aktif, her iki el kavrama tam, nöroloji muayenesinde şuur açık, koopere, oryante, işitme azlığı nedeniyle zor koopere olduğu, kraniyal sinirler intakt, patolojik refleks olmadığı, serebeller sistem muayenesi normal, denge ve yürüyüş osteoarturoza bağlı, zorlukla ve yardımla ayağa kalktığı ve zorlukla yürüdüğü, sonuç olarak rahatsızlıklarının 5275 sayılı Kanun’un 16/6 maddesi kapsamında değerlendirildiği, hayatını yalnız idame ettiremeyeceği belirtilmiştir.

6. Sanık telefonlarına ait HTS kayıtları, cezaevinde gerçekleştirdikleri telefon görüşmelerine ait konuşma kayıtları dosya içerisinde mevcuttur.

IV. GEREKÇE
Dosya kapsamında mevcut deliller ışığında Yargıtay 1. Ceza Dairesinin, 18.12.2019 tarihli ve 2019/3648 Esas ve 2019/5645 Karar sayılı bozma ilamında açıklanan gerekçelerle sanık …’nın beraatine karar verilmesi yerine, mahkumiyetine dair direnme kararı verilmesi, yerinde görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Manavgat 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 13.10.2020 tarihli 2020/126 Esas, 2020/256 Karar sayılı direnme kararı yerinde görülmediğinden, Yargıtay 1. Ceza Dairesinin, 18.12.2019 tarihli ve 2019/3648 Esas ve 2019/5645 Karar sayılı bozma kararının, oy çokluğuyla DÜZELTİLMESİNE YER OLMADIĞINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 307 nci maddesinin dördüncü fıkrası gereğince direnme kararını incelemek üzere Yargıtay Ceza Genel Kuruluna GÖNDERİLMESİNE,

15.03.2023 tarihinde karar verildi.

… … … …
(Karşı Oy)

MUHALEFET ŞERHİ
Maktulenin eşarpla boynu sıkılarak öldürüldüğü olayda; sanık …’nin tek başına olayı gerçekleştirdiği gerekçesi ile sanık …’nın beraat etmesi gerektiği şeklindeki sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum. Şöyle ki;
Maktule olay tarihinde 17 yaşında olup fiziksel bir rahatsızlığı olmadığı gibi aksine gücü kuvveti yerinde bir gençtir.
Sanık … ise 83-84 yaşında olup Adlî Tıp Raporuna göre; “işitmesi ağır, genel durumu düşkün, senil hasta, tekerlekli sandalyede, her iki alt ekstremite hareketli aktif kısıtlı, işitme azlığı nedeniyle zor kopere olduğu, zorlukla ve yardımla ayağa kalktığı ve zorlukla yürüdüğü, hayatını yalnız idame ettiremeyeceğinin belirtildiği, duruşmada da sanığın, bastonla yürüyebildiğinin gözlemlendiği, sanık … maktule arasındaki bu fiziksel ve güç dengesi dikkate alındığında, maktulenin sanığı odanın içinde bıçakla kovalamasının mümkün olmadığı gibi, sanığın maktuleyi yere yatırıp boynuna eşarp dolayarak boğmasının imkansız olduğu, odada bu savunmayı doğrulayacak nitelikte bir dağınıklık bulunmadığı, olay yerinden ele geçirilen kırlentte, maktule ait kanın bulunması ve sanıkların cezaevinde yaptıkları konuşmalarda bu kırlentten bahsederek savcının iddianamede yastıktan bahsetmediğini söyledikleri, böylece maktulün hem boynuna eşarp dolanıp sıkıldığı, hem de yüzüne yastıkla baskı yapılarak havasız bırakılmak suretiyle öldürüldüğünün anlaşıldığı, bütün bunları da sanığın tek başına yapmasının imkansız olduğu, her iki sanığı ait tırnaklarda maktule ait DNA izlerinin bulunmuş olmasının her iki sanığın da maktul ile boğuştuğunun kanıtı olduğu, sanıkların cezaevindeki görüşmelerinde de eylemi birlikte gerçekleştirdikleri halde sanık …’nin kızını kurtarmak için suçu tek başına işlediğini söyleyerek,
sanık …’yı kurtardığını dile getirdiği ve sanık … tarafından ne şekilde ifade vermesi konusunda yönlendirildiği, …nın olaydan sonra eşini eve çağırıp maktule ile gürüştürmeden ve doğrudan yatak odasına götürerek daha önce hiç davranmadığı şekilde farklı tavırlar sergileyerek çarşıya ve karakola götürerek lehine delil oluşturmaya çalıştığı ve … ile yaptıkları plan doğrultusunda olay sanki bu arada olmuş gibi senaryo uydurduğu, her iki sanığın maktuleyi birlikte öldürdükleri halde yaşlı olan …..,’nin, kızı ….,’yı kurtarmak için eylemi tek başına yaptığını söylediğinin anlaşıldığı, bu nedenle sanık …’nın da aynı suçtan cezalandırılması gerektiği kanaatinde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.