YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/9974
KARAR NO : 2021/13009
KARAR TARİHİ : 04.10.2021
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ :Nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs
HÜKÜM :1-)… 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 02.04.2019 gün ve 2018/170 esas ve 2019/146 sayılı kararı ile;
Sanık … hakkında:
a-Mağdur …’i nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs suçundan TCK’ nin 82/1-c-d, 35, 62, 53, 58. maddeleri gereğince 10 yıl 15 ay hapis cezasıyla,
b-Katılan …’i nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs suçundan TCK’ nin 82/1-c, 35, 62, 53, 58. maddeleri gereğince 10 yıl 10 ay hapis cezasıyla,
Sanık … hakkında:
a-Mağdur …’i nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs suçundan TCK’ nin 82/1-c, 35, 62, 53. maddeleri gereğince 10 yıl 10 ay hapis cezasıyla,
b-Katılan …’i nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs suçundan TCK’ nin 82/1-c, 35, 62, 53. maddeleri gereğince 10 yıl 10 ay hapis cezasıyla cezalandırılmalarına dair kararı.
2-) “İstinaf başvurularının esastan reddine dair; … Bölge Adliye Mahkemesi 1.Ceza Dairesinin 10/10/2019 tarih ve 2019/1425 esas ve 2019/1095 sayılı kararı.
TEMYİZ EDENLER:Sanık … ve müdafii,sanık … ve müdafii
TÜRK MİLLETİ ADINA
Dairemizin 29/03/2021 tarih, 2020/2223 esas ve 2021/5453 karar sayılı temyiz istemlerinin esastan reddi ile hükümlerin onanmasına ilişkin ilamına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 16/06/2021 tarih, 2020/2115 sayılı itiraznamesi ile;
Sanık … hakkında mağdur …’e yönelik nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs suçundan TCK’nin 82/1-c-d, 35, 62, 53, 58. maddeleri gereğince 10 yıl 15 ay hapis cezasıyla,katılan …’e yönelik nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs suçundan TCK’nin 82/1-c, 35, 62, 53, 58. maddeleri gereğince 10 yıl 10 ay hapis cezasıyla, sanık … hakkında mağdur … ve katılan …’i nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs suçlarından TCK’nin 82/1-c, 35, 62, 53. maddeleri gereğince ayrı ayrı 10 yıl 10 ay hapis cezasıyla cezalandırılmalarına dair…1. Ağır Ceza Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik olarak sanıklar müdafileri tarafından yapılan istinaf başvurularının esastan reddine dair … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 10/10/2019 tarih ve 2019/1425 esas ve 2019/1095 sayılı kararının, sanıklar müdafilerinin temyizi üzerine, Dairemizin 29/03/2021 tarih, 2020/2223 esas ve 2021/5453 karar sayılı temyiz istemlerinin esastan reddi ile hükümlerin onanmasına oy çokluğu ile karar verildiği,
Dairemizin onama yönündeki kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 16/06/2021 tarihinde “sanıkların eylemlerinin zincirleme şekilde tehdit ve mala zarar verme suçlarını oluşturduğu, bu nedenle suç niteliği yönünden bozma kararı verilmesi gerektiği” gerekçe gösterilmek suretiyle itiraz yoluna başvurulduğu anlaşılmakla,
05.07.2012 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun’un 99. maddesiyle 5271 sayılı CMK’nin 308. maddesine eklenen 2 ve 3. bentler ile aynı Kanun’un 101. maddesi gereğince dosyanın itirazen incelenmek üzere Dairemize gönderilmesi üzerine yapılan incelemede;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Dairemizce verilen temyiz istemlerinin esastan reddi ile hükümlerin onanmasına ilişkin kararı usul ve yasaya uygun olup, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz gerekçeleri yerinde görülmediğinden, üye …’in TCK’nin 106/2-a, 43/2-1 ve aynı Kanun’un 106/3 delaletiyle eylemin TCK’nin 151/1, 152/2-a maddesi kapsamında nitelikli tehdit ve mala zarar verme suçlarını oluşturduğu kanaati ile oy çokluğuyla İTİRAZIN REDDİNE, dosyanın itiraz konusunda karar verilmek üzere Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi amacıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 04/10/2021 gününde oy birliği ile karar verildi.
KARŞI OY:
Sanıklar … oğlu … ile …’in mağdur … oğlu … ile katılan …’e karşı nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs suçundan açılan kamu davasında yerel mahkemece her iki sanık hakkında ayrı ayrı iki kez nitelikli adam öldürmeye teşebbüsten verilen mahkumiyetin Bölge Adliye Mahkemesince onandığı ve buna karşı sanıklar lehine temyiz taleplerinin Dairemiz çoğunluğunca esastan reddedilmesine dair Dairemizin kararına her bir sanığın eyleminin ayrı ayrı TCK’nin 106/2-a, 43/2-1 maddeleri gereği nitelikli tehdit ve aynı Kanun’un 106/3 delaletiyle 152/2-a maddesi gereği nitelikli mala zarar verme suçlarını oluşturduğu kanaati ile katılmıyorum.
5237 sayılı Kanunun 82/1-c maddesinde kasten adam öldürme suçunun yangın çıkarmak suretiyle işlenmesi hali bu suçun nitelikli hali olarak düzenlenmiş ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası öngörülmüştür.
Türk Dil Kurumu sözlüğünde yangın; zarara yol açan büyük ateş olarak açıklanmıştır.Yine doktrinde tasarlayarak adam öldürme suçunun icrasında vasıta olarak yangının kullanılması halinin söz konusu olduğu, yangının adam öldürmek için kullanılmış olması gerektiği belirtilmiştir.Yangın, bir kişiyi öldürmek için bulunduğu yerin yakılmasıdır. Çıkarılan yangının öldürmeye yeterli ve elverişli olması gerekir. Ölüm gerçekleşmemişse gerekirse keşif yapılarak çıkarılan yangının niteliği, öldürmeye elverişli olup olmadığı ve bu şekilde suç vasfının belirlenmesi gerekir.
Dosyaya göre sanıklardan … ile mağdur … oğlu … kardeştir. Mağdur … ise mağdur …’in oğlu, sanık … oğlu … de sanık …’ın amca oğlu yani davanın tüm tarafları birbirine akrabadır. Sanıklardan Ramazan’ın babadan miras kalan evi mağdur olan kardeşi …’in kullandığını, kendisine haksızlık yapıldığını düşünerek ona husumet beslediği ve ona gözdağı vermek için amcası oğlu diğer sanık … ile evin kapısını yakmaya karar verdikleri ve bu amaçla mağdurların evinin önündeki kapının ateşe verildiği öldürme kastıyla hareket edilmediği sanık …’in ikrarı ile de anlaşılmıştır.
Bu dosyada tartışılıp değerlendirilmesi gerekli olan husus şudur; sanıkların mağdurların evde gece vakti uyudukları sırada evinin giriş kapısını ateşe vermeleri yangın suretiyle nitelikli adam öldürmeye teşebbüs mü yoksa başka bir suç mu oluşturduğunun tespitidir.
Dosyadaki delilleri burada irdeleyerek sanıklar tarafından çıkarıldığı anlaşılan yangının niteliği, boyutunun belirlenmesi şarttır. Bu nedenle dosyadaki deliller burada arz edilecektir.
Olay Bolu Mengen Gezicik köyünde 28.11.2017 tarihinde gece 03:00 sularında meydana gelmiş olup 29.11.2017 günü (bir gün sonra) olay yeri inceleme tim uzmanları olan jandarma görevlilerinin dosyadaki olay yeri inceleme tutanağının ilgili yerleri aynen buraya alıntılanmıştır:”Olay yerinin Bolu Mengen Gözecik köyü Esatlar mahallesinde ikamet eden … isimli şahsın evinde meydana geldiği görüldü. Şüpheli yangın olayının meydana geldiği evin iki katlı kerpiç ve ağaçtan yapılma eski bir yapı olduğu görüldü. Evin alt kısmının ahır ve ardiye olarak kullanıldığı üst kısmında ise mağdur …’in ikamet ettiği tespit edildi.Yangının giriş katta bulunan ahır ve ardiye olarak kullanılan bölümüne açılan ağaç kapıda meydana geldiği görüldü. İnceleme esnasında yangın olayının meydana geldiği alanda benzine benzer bir koku hissedildi. Yangının giriş kapısının hemen alt sol köşesinde girişte bulunan elektrik saatinin hemen altında meydana geldiği, yangın sonrası kapı üzerinde kararmalar oluştuğu, kapının sol alt köşesinde yanmış küçük odun parçalarının bulunduğu başkaca bir zarar oluşmadığı görüldü.
Olay yeri inceleme tutanağı ekindeki fotoğraflar (3 fotoğraf vardır) incelendiğinde iki katlı alt katı taş üst katı ahşap olan binanın ahşap giriş kapısının girişe göre sol alt köşesinin hemen önünde yanmış küçük odun (çıra) közlerinin bulunduğu tarafımızdan gözlenmiş, müşteki … … de duruşmadaki ifadesinde kapının önünde çıkan yangının kendisinin bıraktığı çıra poşetindeki çıralar kullanılarak çıkarıldığını söylemiştir. Yani yangın kapının yakılması suretiyle değil çıraların kapı önünde yakılması suretiyle başlatılmıştır. (Olay yeri incelemesi yapan kolluk görevlileri de kapının yanmadığını kararmaların oluştuğunu tespit etmişlerdir.)
Olay mahallinde bulunan pet şişedeki sıvı maddeden ve yangının çıkarıldığı yerden alınan kül numunelerinden alınan örneklerde petrol ve türevlerinin bulunduğu sabittir.
Yine dosya kapsamına göre yakılan ev kardeş olan sanıklardan …ve mağdur …’in babalarına ait olup iki kardeşe miras kalan evde çıkarılmıştır yani bu evde sanık …’ın da yasal olarak hakkı mevcuttur.
Yerel mahkemece sanıkların ayrı ayrı iki kez nitelikli adam öldürmeden mahkumiyetine karar verirken gerekçe olarak olay gecesi 04:30’da sanıkların 5 litrelik benzin bidonundaki benzinin tamamının kapıya ve çevresine döküldüğü, bununla da yetinilmeyerek olay yerindeki çıraların da yangını hızlandırmak için kapının önüne konulduğu şeklindeki tespit ne dosyadaki olaydan hemen sonra düzenlenen Jandarma Olay Yeri İnceleme Timinin raporuna ne de raporun ekindeki fotoğraflara uymamaktadır. Zira ilgili raporda çok açık şekilde yangının çıkarıldığı benzinin döküldüğü söylenen kapının kendisi olmadığı, kapının önündeki kömürleşen çıralar yakılarak yangının başlatıldığı sabittir. Uzun yıllar boyunca kapı olarak kullanılan kurumuş ahşap kapıda kararma dışında yangın izleri olmaması bu kapıya 5 litre benzin döküldü ve yakılarak evdekiler öldürülmeye kast edildi şeklindeki kabulün dosyadaki delil durumu dikkate alındığında doğru olmadığını açıkça göstermektedir. Yerel mahkeme oluşa, dosyaya uygun olay yeri inceleme raporu ve ekli fotoğrafları dikkate almadan ve her nasıl belirlediği anlaşılamayan 5 litre benzini dökerek evi yaktıkları kabulü ile hareket etmiş olup bu kabul dosya kapsamıyla örtüşmemektedir. Olayda 5 litre benzin kullanıldığına dair hiçbir beyan, delil yoktur. Sadece 5 litrelik boş bir bidon bulunmuş bu bidonun dolu olup tamamının ahşap kapıya dökülüp yakıldığı kabul edilmiştir. Halbuki 5 litrelik benzin döküldüğü halde yanmayan sadece islenen kapının durumu dahi yerel mahkemenin kabulünün yanlış olduğunu göstermektedir. Ancak 5 litrelik benzin döküldü kabulüyle bu karar kurulmuştur.
Sanıkların gözdağı vermek kastı ile sanık …’ın babadan kalma kendinin de hissedarı olduğu söylenen evinin kapısı önünde çıraları bir miktar benzinle tutuşturarak yaktıkları sabit olan sanıkların eyleminin aralarında öldürmeyi gerektirir bir husumet olmayan sanıkların gözdağı vermek amacı ile gerçekleştirilen nitelikli mala zarar verme suçunu oluşturduğunu düşündüğümden kardeş olan sanık … açısından kapısı yanan evin mülkiyet durumunun belirlenip sonucuna göre TCK’nin 152/2-a, 106/2-a, 167 maddeleri, sanık … açısından da TCK’nin 152/2-a, 106/2-a maddeleri gereği karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile Dairemizin çoğunluk görüşüne katılmadığım için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulü ile hükmün bozulmasına karar verilmesi gerektiği kanaatiyle sayın çoğunluğun itirazın reddine ilişkin görüşüne muhalifim.