Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2021/9245 E. 2021/13055 K. 05.10.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/9245
KARAR NO : 2021/13055
KARAR TARİHİ : 05.10.2021

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi

HÜKÜMLER : 1) … 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/08/2016 tarih ve 2015/199 Esas, 2016/246 Karar sayılı kararı ile,
Sanık … hakkında,
Maktül …’ı kasten öldürme suçundan TCK’nin 81, 53. maddeleri gereğince müebbet hapis cezası,
Sanık … hakkında,
Maktül …’ı nitelikli kasten öldürme suçundan beraatına,
Sanık … hakkında,
Maktül …’ı nitelikli kasten öldürmeye azmettirme suçundan beraatına,
2) Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 12/12/2016 tarih ve 2016/81 Esas – 2016/129 Karar sayılı kararı ile istinaf başvurularının esastan reddine kararının Dairemizin 13/11/2018 tarih ve 2018/3039 Esas – 2018/4665 karar sayılı kararı ile bozulması üzerine;
3) Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 11/11/2019 tarih ve 2018/2382 Esas – 2019/1540 Karar sayılı kararı ile,
Sanık … hakkında,
Maktül …’ı nitelikli kasten öldürmeye azmettirme suçundan beraatına,
Sanık … hakkında,
Maktül …’ı nitelikli kasten öldürme suçundanTCK’nin82/1-a,53,58.maddeleri gereğince ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası,
Sanık … hakkında,
Maktül …’ı nitelikli kasten öldürme suçundan TCK’nin 82/1-a,53,CMK’nin 307/4. maddeleri gereğince müebbet hapis cezasına dair karar.
TEMYİZ EDENLER : Sanık … ve … müdafileri, Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı, katılan … Kanat vekili
İTİRAZ EDEN : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı

TÜRK MİLLETİ ADINA

Dairemizin 02/03/2021 tarih ve 2020/1341 Esas – 2021/2921 Karar sayılı ilamına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 25/05/2021 tarih KD- 2021/67601 sayılı itiraznamesi ile;
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesince yapılan yargılama sonucunda, sanıklar … ve … hakkında maktül …’ı nitelikli kasten öldürme suçundan mahkumiyetlerine, sanık …’in ise nitelikli kasten öldürmeye azmettirme suçundan beraatına dair hükmün sanıklar müdafiileri, katılan vekili ve Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin, 02/03/2021 gün ve 2020/1341-2021/2921 E-K sayılı ilamıyla kısmen onanmasına kısmen bozulmasına karar verildiği, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 25/05/2021 tarihinde;
1-Sanık … hakkında maktul …’ı tasarlayarak öldürmeye azmettirme suçundan kurulan hükümde, sanık hakkında TCK’nin 29. maddesi uyarınca haksız tahrik indirimi uygulanması gerektiği yönündeki bozma kararına ilişkin olarak;
Oluşa ve dosya kapsamına göre, sanıklar … ile …’in iş ortağı olup sanık …’in kızkardeşi … ile maktul …’ın babası … arasındaki komşuluk ilişkilerinden kaynaklı geçimsizlik bulunduğu, siyasi bir toplantısı sırasında karşılaşan maktul …’ın babası … ile sanık … arasında aynı nedene bağlı olarak çıkan tartışma üzerine …’un oğlu …’ı aradığı, … ve arkadaşlarının olay yerine geldikleri, …’ın sanık … ile konuyu konuştukları sırada aralarında kavga çıktığı, sanık …’in maktul …’ı silahla ayağından yaraladığı, o sırada olay yerinde bulunan ve konu ile ilgisi olmayan sanık …’ın sanık …’in yanında kavgaya dahil olarak maktul …’ı tabanca kabzası ile yaralaması üzerine maktul …’ın da sanık …’ı bıçakla hayati tehlike geçirmesine sebebiyet verecek şekilde yaraladığı, maktul … ile sanıklar Savaş ve … arasındaki husumetin de bu şekilde oluştuğu sabittir.
5237 sayılı TCK’nin 29. maddesinde düzenlenen ve ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak düzenlenen “Haksız Tahrik”, failin haksız bir tahrikin yarattığı hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında hareket ederek bir suç işlenmesini ifade eder. Ceza Genel Kurulunun istikrar kazanmış kararları ile öğretide de kabul gören görüşler doğrultusunda haksız tahrik hükümlerinin uygulanabilmesi için a) Tahriki oluşturan haksız bir fiil olmalı, b) Fail öfke veya şiddetli elemin etkisi altında kalmalı, c) Failin işlediği suç bu ruhi durumun tepkisi olmalı, d) Haksız tahrik teşkil eden fiil, mağdurdan sadır olmalıdır. İlk haksız hareketin sanık tarafından gelmesi halinde, bu etkiye verilen tepkinin orantılı olup olmadığı, diğer bir deyişle etki-tepki dengesinin sanık lehine bozulup bozulmadığı dikkate alınmalıdır.
Bu kısa açıklamadan sonra, somut olay değerlendirildiğinde; Maktul … ile sanık … arasındaki kavgada, maktul, sanık … tarafından silahla ayağından vurulmuş olup zaten saldırı altındayken, sanık … olayın tarafı olmamasına rağmen, sanık … yanında kavgaya dahil olarak maktul …’ı tabanca kabzası ile yaralamış, bunun üzerine maktul de bıçakla sanık …’a saldırarak hayati tehlike geçirecek şekilde yaralanmasına neden olmuştur. Bu durumda ilk haksız hareketin, sanık …’tan geldiği tartışmasız olup, maktul …’ın, sanık … tarafından ateşli silahla vurulması ve sanık … tarafından da silahın kabzasıyla yaralanması gözetildiğinde, etki-tepki dengesinin sanık … lehine bozulmadığının kabulü gerektiğinden, sanık … lehine haksız tahrik indirimi yapılması yönündeki bozma kararının yerinde olmadığı düşünüldüğünden, itiraz yoluna başvurmak gerekmiştir.
2-Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 2021/8518 Esas numarasında kayıtlı olup, sanıklar … ve … hakkındaki … 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 24/12/2019 gün ve 2018/335 Esas – 2019/409 Karar sayılı dosyasında istinaf incelemesini yapan … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 18/11/2020 gün ve 2020/1833 Esas- 2020/1683 Karar sayılı dosyası ile sanıklar … ve … hakkındaki işbu dosya arasındaki bağlantıya ilişkin olarak;
Adı geçen dosyada, diğer sanıklarla birlikte … ve …’in sanık olarak yargılanmakta olup, “suç işlemek için örgüt kurma ve yönetme, suç işlemek için kurulan örgüte üye olma, tasarlayarak öldürme, öldürmeye teşebbüs, olası kastla yaralama, tehdit, tehlikeli maddelerin izinsiz bulundurulması, ruhsatsız silah taşıma” suçlarından görülen davada maktul …’ın adı da geçmektedir. Sanıklar … ve … hakkındaki yargılama, suç işlemek için örgüt kurma ve yönetme, örgüt yöneticileri olarak örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen maktul … …’u tasarlayarak öldürme, mağdur … öldürmeye teşebbüs, mağdur … ‘ı öldürmeye teşebbüs, mağdurlar …, … …, … …, … …, … …, … ..,..,…,…,….,.,…. ve…’e yönelik tehdit, tehlikeli maddelerin izinsiz bulundurulması suçlarına ilişkindir. Bu dosyadaki Abdulcabbar Çetin’in öldürülmeye teşebbüs edilmesi eyleminin suç tarihi 24/05/2013 olup, örgüt faaliyeti kapsamında işlendiği iddia edilen eylemlerin ve suç işlemek için örgüt kurma ve yönetme suçlarının 24/05/2013 ve 30/11/2018 tarihleri arasındaki süreyi kapsadığı gözetildiğinde, dosyamızdaki maktul …’ın öldürülmesine ilişkin olayın suç tarihinin de 10/08/2014 olup örgüt kapsamında işlenen suçlar kapsamında bulunduğu anlaşılmaktadır.
Dairenizin 2021/8518 Esas numarasında kayıtlı dosyada, sanıklar … ve … hakkında suç işlemek için örgüt kurma ve yönetme suçu ile kasten öldürme, kasten öldürmeye teşebbüs, tehdit ve diğer suçların örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi nedeniyle sanıkların TCK’nin 220/5.maddesi uyarınca fail olarak cezalandırılmalarına ilişkin ilk derece mahkemesince verilen mahkumiyet kararlarının bölge adliye mahkemesince kaldırılarak verilen beraat kararlarının temyizi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/42970 sayılı Tebliğnamesinde, verilen beraat kararlarının hatalı olup mahkumiyet kararı verilmesi gerektiği belirtilerek bozulması yönünde görüş bildirilmiştir. Dairenin yapacağı temyiz incelemesi sırasında, bölge adliye mahkemesi kararının tebliğnamedeki görüş yönünde bozulması durumunda, sanıkların maktul …’a yönelik tasarlayarak öldürme ve bu suça azmettirme suçunun da etkileneceği açıktır.
Bütün bu yönleriyle itirazımızın, Dairenizin 2021/8518 Esas sayılı dosyası ile birlikte incelenerek, sanıklar hakkındaki maktul …’a yönelik tasarlayarak öldürme ve bu suça azmettirme suçunun örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenip işlenmediğinin tartışılması bakımından birleştirilmesinde zorunluluk bulunmakla, sanıklar hakkında suç işlemek için örgüt kurma ve yönetme suçundan açılan ve Dairenizin 2021/8518 Esas sayılı dosyasında temyiz incelemesi yapılacak olan dava ile bağlantısı nedeniyle birleştirme kararı verilmek üzere, Yüksek Dairenin 02/03/2021 gün ve 2020/1341 Esas, 2021/2921 Karar sayılı ilamındaki Onama-Bozma kararının kaldırılarak, sanıklar hakkındaki hükümlerin bu nedenle de Bozulmasına karar verilmesini isteme zorunluluğu doğmuştur. ” gerekçesiyle dosyanın itirazen incelenmek üzere Dairemize gönderilmesi üzerine yapılan incelemede;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 10.07.2012 gün ve 2012/280, 2012/928 sayılı kararı ile 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı “Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında” yasanın 99. maddesiyle, 5271 sayılı CMK’nin 308. maddesinde yapılan değişiklik ve 101. maddesiyle 5320 sayılı yasaya eklenen geçiçi 5. madde uyarınca itiraz hakkında karar verilmek üzere dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmakla;
Gereği görülüşüp düşünüldü:
1)5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun’un 308. maddesinin 6352 sayılı yasanın 99. maddesi ile eklenen 3. Fıkrası uyarınca yapılan incelemede; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz gerekçeleri yerinde görülmediğinden İTİRAZIN REDDİNE,
2) Dosyanın itiraz konusunda karar verilmek üzere Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi amacıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 05/10/2021 gününde oy birliği ile karar verildi.