Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2021/902 E. 2021/1088 K. 11.02.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/902
KARAR NO : 2021/1088
KARAR TARİHİ : 11.02.2021

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten yaralama
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
1) Katılanın yaralanmasına ilişkin Acıbadem Hastanesi’nin 24.06.2015 tarihli beyin ve sinir cerrahi uzmanınca verilen adli raporunda ”İlgili yazınızla hakkında kati rapor tanzimi istenilen 05.03.1976 doğumlu …, iş kazası sonrasında ilk olarak Devlet hastanesine ve ardından Trakya Üniversitesine başvurmuş, tedavisinin devamı için hastanemize sevk edilmiştir. 30189469 no ile yapılan değerlendirmesinde, Genel durumu iyi. Sol periorbital ekimozu var, palpasyonla supraorbital arkusun solda çökük olduğu saptandı. Bilinci açık, kopere, yer kişi ve zaman oriyentaysonu tam, konuşma doğal ve akıcı, pupiller bilateral reaktif, konjuge. Ekstrakraniyal hareketleri tam, kısıtlanma ya da çift görmesi yok. Fasiyal asimetrisi yok. Her dört ekstremite spontan hareketliydi. Hastanın çift görmesi, enfotalmisi ya da göz hareket bozukluğu yoktu. Rinore tarif etmedi. Görüntüleme tetkiklerinde frontal sinüs dış duvarını geçen, internal tabula bütünlüğünü bozmayan frontal sinus- orbita tavan- burun kökü fraktürü izlendi. Parenkimal patoloji ya da intrakraniyal kanama izlenmedi. Frontal dura eksplorasyonu, frontal sinüs ekzanterasyonu ve orbita tavan rekonstrüksiyonu planlanan hastaya oral antibiyoterapi de başlandı. 15.05.2015 tarihinde ameliyata alındı ve bikoronal inzisyon kullanılarak sol supraorbital bar ve burun kökü rekonstrukte edildi, kemik yapılar PDS ile stabilize edildi. Komplikasyon gelişmemesi üzerine, 19.05.2015 tarihinde taburcu edildi. Ameliyat sonrasındaki 1 ay kontrolünde, 23.06.2015 tarihinde yapılan kontrol muayenesinde, haricen kozmetik defekti, enfotalmi, diplopi, rinore olmadığı, haricen yüzde ya da saçlı deride kalıcı nedbe/ skarı bulunmadığı tespit edildi. 03.05.2015 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu meydana geldiği bildirilen (frontal sinüsün sadece dış laminasında ortaya çıkan) frontal kemik kırığı sonucu ortaya çıkan yaralanmanın; a- Kişinin yaşamını tehlikeye sokan bir durum olduğu, b-Basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte bulunmadığı, c-Vücuttaki kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarına etkisi Hafif (1), Orta (2-3) ve Ağır (4-5-6) olarak sınıflandırıldığında şahısta saptanan kırıklarının müştereken; hayat fonksiyonlarını ORTA (2) derecede etkileyecek nitelikte olduğu kanaatini bildirir rapordur.” şeklinde, Özel İrmet Hastanesinin 05.05.2015 tarihli beyin ve sinir cerrahi uzmanınca verilen genel adli muayene raporunda ”Hastanın kendi ifadesine göre 03.05.2015 tarihinde saat 09:15 civarında göz çevresine darbe almış. Sol gözde şişlik, baş ağrısı, bulantı, baş dönmesi. Bilinç açık, oryante, koopere, GKS: 15/15 kranialler intakt. Motor/… Defisit yok. Spinal hassasiyet yok. Sol göz çevresinde ödem ve cilt abrazyonu mevcut. BT’de sol frontal kemikte supraorbital ridse bölgesinde frontal sinüs içine doğru çökme kırığı. Beyin hasarı/ ödem/ kanaması yok. Hastanın aldığı hasardan dolayı hayati tehlikesi olmamıştır. Bu sol frontal çökme kırığının hayatına herhangibir etkisi yoktur. İleri dönemde sadece kozmetik problem olabilir. Bu nedenle hasta isterse estetik ameliyatı olabilir. Vücutta kemik kırığı değerlendirmesi skoru: frontal sinüs dış lamina kırığı (2). kati rapordur.” şeklinde tespitlere yer verildiği, raporların içeriğinin Adli Tıp kriterlerine uygun olmayıp, çelişkili olduğu, hükme esas alınacak yeterlilikte bulunmadığı anlaşılmakla; katılana ait tüm tedavi evrakları, geçici ve kat’i raporları temin edilip en yakın Adli Tıp Şube Müdürlüğü’ne sevk edilerek 5237 sayılı TCK’nin 86 ve 87. maddelerinde belirtilen her bir ölçüte göre duraksamaya yer vermeyecek şekilde kati raporu alındıktan sonra, sanığın hukuki durumunun tespit ve tayini gerektiği gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,
2) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas – 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMUK’un 326/son maddesi gereğince sonuç ceza miktarı açısından sanığın kazanılmış hakkının dikkate alınmasına, 11.02.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.