Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2021/8320 E. 2021/8714 K. 24.05.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/8320
KARAR NO : 2021/8714
KARAR TARİHİ : 24.05.2021

Kasten yaralama suçundan şüpheli…hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda … Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 01.10.2020 tarihli ve 2020/11408 Soruşturma, 2020/39063 Esas, 2020/30330 sayılı iddianamenin iadesine dair … 60. Asliye Ceza Mahkemesinin 14.10.2020 tarihli ve 2020/365 iddianame değerlendirme sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin … 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 27.10.2020 tarihli ve 2020/1172 değişik iş sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 16.02.2021 tarihli ve 2020/19159 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 19.03.2021 tarihli ve 2021/29424 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi.
Mezkur ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, … 60. Asliye Ceza Mahkemesince, dosyada basit yargılama usulünün uygulanacağı ancak Uyap sisteminde şüphelinin kayıtlı adresinin bulunmadığı gerekçesi ile iddianamenin iadesine karar verilmiş ise de,
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 170/3. maddesinde, iddianamede nelerin gösterileceği, aynı Kanun’un 174/1. maddesinde ise iddianamenin hangi hallerde iadesine karar verileceğinin belirtildiği, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 12.12.2005 tarihli ve 2005/6961-9421 sayılı ilamında da belirtildiği üzere 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 170/2. maddesinde öngörülen “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.” hükmü uyarınca, mahkemece, iddianamede gösterilen olaylarla ilgili olarak ibraz edilen deliller ve yargılama sırasında ibraz edilebilecek deliller değerlendirilerek yargılama sonucuna göre bir karar verilebileceği, somut olayda soruşturma aşamasında, şüphelinin atılı suçla ilgili olarak savunmasının alındığı ve dosya kapsamında Türkmenistan pasaportu ile tevsik edilen kimlik bilgilerinin iddianamede gösterildiğinin anlaşılması karşısında, şüphelinin adresinin belirtilmemesi hususunun iddianamenin iadesi nedeni olmadığı da nazara alınarak itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK’nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.

Gereği görüşülüp düşünüldü:
5271 sayılı CMK’nin 170. maddesinin birinci fıkrasında kamu davasını açma görevinin Cumhuriyet savcısı tarafından yerine getirileceği belirtildikten sonra, aynı maddenin devam eden fıkralarında; soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısının bir iddianame düzenleyeceği, görevli ve yetkili mahkemeye hitaben düzenlenen iddianamede; şüphelinin kimliğinin, varsa müdafisinin, maktul, mağdur veya suçtan zarar görenin kimliğinin, mağdurun veya suçtan zarar görenin vekilinin veya kanunî temsilcisinin, açıklanmasında sakınca bulunmaması halinde ihbarda bulunan kişinin kimliğinin, şikâyette bulunan kişinin kimliğinin, şikâyetin yapıldığı tarihin, yüklenen suç ve uygulanması gereken kanun maddelerinin, yüklenen suçun işlendiği yerin, tarihin ve zaman diliminin, suçun delillerinin, şüphelinin tutuklu olup olmadığının; tutuklanmış ise, gözaltına alma ve tutuklama tarihleri ile bunların sürelerinin gösterileceği hüküm altına alınmıştır.
Yine bu madde uyarınca; iddianamede, yüklenen suçu oluşturan olayların, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanacağı, iddianamenin sonuç kısmında, şüphelinin sadece aleyhine olan hususların değil, lehine olan hususların da ileri sürüleceği, iddianamenin sonuç kısmında da, işlenen suç dolayısıyla ilgili kanunda öngörülen ceza ve güvenlik tedbirlerinden hangilerine hükmedilmesinin istendiğinin; suçun tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, ilgili tüzel kişi hakkında uygulanabilecek olan güvenlik tedbirinin açıkça belirtileceği öngörülmüştür.
Aynı Kanun’un “İddianamenin iadesi” başlıklı 174. maddesi uyarınca ise; mahkeme tarafından, iddianamenin ve soruşturma evrakının verildiği tarihten itibaren on beş gün içinde soruşturma evresine ilişkin bütün belgeler incelendikten sonra, eksik veya hatalı noktalar belirtilmek suretiyle; 170. maddeye aykırı olarak düzenlenen, suçun sübûtuna etki edeceği mutlak sayılan mevcut bir delil toplanmadan düzenlenen, ön ödemeye veya uzlaşmaya tâbi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde ön ödeme veya uzlaşma usulü uygulanmaksızın düzenlenen iddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine karar verileceği, ancak suçun hukukî nitelendirilmesi sebebiyle iddianamenin iade edilemeyeceği düzenlenmiştir.
İncelenen dosyada; … 60. Asliye Ceza Mahkemesince, dosyada basit yargılama usulünün uygulanacağı ancak Uyap sisteminde şüphelinin kayıtlı adresinin bulunmadığı gerekçesi ile iddianamenin iadesine karar verilmiş ise de, CMK’nin 170. maddesinde şüphelinin adresinin iddianamede gösterilmesinin zorunlu olmaması nedeniyle iddianamenin bu sebeple iade edilmesi mümkün bulunmamaktadır. Böylece iddianamenin iadesine itirazın kabulü yerine reddine dair mercii kararında isabet görülmemiştir.

Bu nedenle, Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden … 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 27.10.2020 tarihli ve 2020/1172 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nin 309/4. maddesi gereğince kanun yararına BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 24.05.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.