YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/831
KARAR NO : 2021/961
KARAR TARİHİ : 11.02.2021
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten yaralama
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü;
Sanığın adli sicil kaydında tekerrüre esas sabıkası bulunduğu halde hakkında 5237 sayılı TCK’nin 58. maddesindeki tekerrür hükümlerinin uygulanmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
1) Mağdur hakkında … Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi tarafından düzenlenen 08.07.2015 tarih ve 7 no’lu raporun içeriğinde, “11 numaralı dişte aşırı lüksasyon, basit tıbbi müdahale ile giderilemez, hastanın beyanına göre 12 numaralı dişi darbeden sonra düşmüş, diş kaybı yaşamış, oral muayenede 12 numaralı diş görülmemiştir” tespitinde bulunulduğu, buna karşılık … Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 20.05.2016 tarihli raporunda “yapılan muayenesinde, kavgada dişinin birinin sallandığını, diğerinin kırıldığını, diş muayenesinden sonra sallanan dişinin de düştüğünü ifade ettiği, düşen iki dişi göstermesi istendiğinde sağ üst 1. ve 2. kesici dişlerin düştüğünü ifade ettiği, söz konusu dişlerin anatomik lokalizasyonda görülmediği, çene hareketlerinin doğal olduğu, ağız açıklığının tam olduğu, yüzde olayla illiyetli lezyon görülmediği, başka bir tıbbi şikayetinin bulunmadığı” şeklinde değerlendirmede bulunulduğu, bu haliyle mağdurdaki yaralanmanın niteliğinin açık olarak belirtilmediği anlaşıldığından mağdurun tüm tedavi evrakları, film ve grafiler ve raporlarıyla birlikte en yakın Adli Tıp Şube Müdürlüğüne sevkinin yapılarak, 5237 sayılı TCK’nin 86. ve 87. maddelerindeki tüm unsurları kapsayacak şekilde yeniden raporunun aldırılmasından sonra sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabul ve uygulamaya göre de;
2) Mağdurun yaralanmasının basit tıbbi müdahale ile giderilebilir olduğuna karar verilmesi halinde; sanığın yargılama konusu eyleminin, 5237 sayılı TCK’nin 86/2. maddesi kapsamında yer alan “Basit Kasten Yaralama” suçuna ilişkin olduğu, bahse konu eylem yönünden öngörülen ceza miktarının “dört aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası”na ilişkin olduğu anlaşılmakla; 17/10/2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 24. maddesi ile yeniden düzenlenen 5271 sayılı CMK’nin 251/1. maddesine göre, “Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki hükme, 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesinde yer alan geçici 5/1-d. maddesi ile “01/01/2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklinde sınırlama getirilmiş ise de, Anayasa Mahkemesinin, 19/08/2020 tarih ve 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli, 2020/16 Esas ve 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile “…kovuşturma evresine geçilmiş…” ibaresine ilişkin esas incelemenin aynı bentte yer alan “…basit yargılama usulü…” yönünden Anayasaya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği, böylece “kovuşturma evresine geçilmiş basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden iptal kararı” verildiği anlaşılmakla; her ne kadar Anayasa Mahkemesi kararları geriye yürümez ise de, CMK’de yapılan değişikliklerin derhal uygulanması ilkesi geçerli olsa da, iptal kararının sonuçları itibariyle Maddi Ceza Hukukuna ilişkin olduğu, zira CMK’nin 251/3. maddesinde “Basit yargılama usulü uygulanan dosyalarda sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir” şeklindeki düzenleme gereği maddi ceza hukuku anlamında sanık lehine sonuç doğurmaya elverişli olduğundan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Dairesinin (Scoppola v İtalya (No: 3 – GC), No: 126/05, 22 Mayıs 2012) kararında belirtildiği üzere, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin “Kanunsuz ceza olmaz” başlıklı 7. maddesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının “Suç ve cezalara ilişkin esaslar” başlıklı 38. maddesi ile 5237 sayılı TCK’nin 7. ve 5271 sayılı CMK’nin 251. maddeleri uyarınca dosyanın “Basit Yargılama Usulü” yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerden 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, CMUK’un 326/son maddesi uyarınca sanığın ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkının dikkate alınmasına, 11.02.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.