Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2021/827 E. 2021/3234 K. 04.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/827
KARAR NO : 2021/3234
KARAR TARİHİ : 04.03.2021

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten yaralama
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
1)Sanık hakkında mağdur …’ya yönelik basit kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin temyiz sebeplerinin incelenmesinde;
Hükmolunan adli para cezasının tür ve miktarı, 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 31.03.2011 tarih ve 6217 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun’a eklenen geçici 2. madde uyarınca kesin nitelikte bulunduğundan sanığın temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 317. maddesi uyarınca isteme uygun olarak REDDİNE,
2)Sanık hakkında mağdur …’na yönelik nitelikli kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin temyiz sebeplerinin incelenmesinde;
a) Müşteki hakkında Alanya İlçe Devlet Hastanesi tarafından düzenlenen 30.09.2014 tarihli raporda “sol kulak üst kısımda 3 cm’lik kesi ve doku kaybı, sol kulak arkasında 2 cm’lik kesi basit tıbbi müdahale ile giderilemez” şeklinde tespitte bulunulmasına rağmen, müşteki hakkında sabit iz yönünden değerlendirme yapılmadığı ve bu haliyle müştekinin yaralanması hakkında düzenlenen raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşılmakla, müştekinin tüm tedavi evrakları ve raporlarıyla birlikte en yakın Adli Tıp Şube Müdürlüğüne sevk edilerek yaralanmasının özellikle yüzünde sabit ize neden olup olmadığı hususunda duraksamaya yer vermeyecek ve niteliği hususunda 5237 sayılı TCK’nin 86. ve 87. maddelerindeki tüm unsurları kapsayacak şekilde kesin raporu aldırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
b) Sanığın aksi kanıtlanamayan savunmaları ile müşteki beyanlarına göre ilk haksız hareketin hangi taraftan geldiği hususunda farklı beyanlarda bulunduğu ve oluş ile tüm dosya içeriğine göre, karşılıklı kavga şeklinde gerçekleştiği anlaşılan olayda; Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 22.10.2002 tarih ve 2002/4 – 238 Esas – 367 Karar sayılı Kararı uyarınca ve bu kararla uyumlu ceza dairelerinin yerleşmiş ve süreklilik gösteren kararlarında kabul edildiği üzere, karşılıklı kavgada ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığının şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenemediği durumlarda, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin asgari oranda uygulanıp uygulanmayacağının tartışmasız bırakılması,
Kabul ve uygulamaya göre de;
c) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas-2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, ceza miktarı açısından CMUK’un 326/son maddesi gereğince sanığın kazanılmış hakkının dikkate alınmasına, 04.03.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.