Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2021/6259 E. 2021/10269 K. 10.06.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/6259
KARAR NO : 2021/10269
KARAR TARİHİ : 10.06.2021

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
MÜŞTEKİ SANIKLAR : …, …
SUÇLAR : Tehdit, hakaret, kasten yaralama, görevi yaptırmamak için direnme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet, hükmün açıklanmasının geri bırakılması
TEMYİZ EDENLER : O yer Cumhuriyet savcısı, katılan sanık, müşteki sanıklar, sanık

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz taleplerinin içeriğine göre; …, … ve …’in sanık sıfatıyla, …’ın katılan sanık sıfatıyla temyiz isteminde bulundukları, o yer Cumhuriyet savcısının müşteki sanıklar … ve … hakkında kasten yaralama suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik, sanık … hakkında silahla tehdit suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminde bulunduğu, müşteki sanık …’ın mernis adresine doğrudan Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi uyarınca yapılan gerekçeli karar tebligatı usulsüz olduğundan, tebliğnamenin red istemli görüşüne iştirak edilmeyip, öğrenme üzerine müşteki sanık …’ın süresinde temyiz isteminde bulunduğu belirlenerek yapılan incelemede;
1) Sanık … hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına yönelen temyiz sebeplerinin yapılan incelemesinde;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.02.2009 gün 2009/13-12 sayılı Kararı uyarınca, sanık hakkında verilen 5271 sayılı CMK’nin 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının, CMK’nin 231/12. maddesi uyarınca itirazı kabil olup, temyizi mümkün bulunmadığından, itiraz mercii tarafından tetkik edilmek üzere, dosyanın temyizen incelenmeksizin mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na TEVDİİNE,
2) Katılan sanık … hakkında verilen mahkumiyet hükümlerine yönelen temyiz sebeplerinin yapılan incelemesinde;
Hükmolunan adli para cezalarının tür ve miktarına göre,14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 31.03.2011 tarih ve 6217 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun’a eklenen geçici 2. maddesi uyarınca kesin nitelikte bulunduğundan katılan sanığın temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
3) Sanık … hakkında silahla tehdit suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelen temyiz sebeplerinin yapılan incelemesinde;
a) Taraflar arasında meydana gelen kavgada, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.10.2002 tarihli 2002/4-238 Esas – 2002/367 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, ilk haksız hareketin hangi taraftan geldiğinin araştırılması, bu hususun tespit edilememesi durumunda şüpheli kalan bu halin sanık lehine değerlendirilmesiyle 5237 sayılı TCK’nin 3. maddesinde yer alan orantılılık ilkesi de nazara alınarak 5237 sayılı TCK’nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin asgari (1/4) oranda uygulanıp uygulanmayacağının tartışmasız bırakılması,
b) Sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nin 106/2-a,43/1-2. maddeleri uygulanarak belirlenen “2 yıl 6 ay” hapis cezasından TCK’nin 62. maddesi uyarınca (1/6) oranında indirim yapılırken “2 yıl 1 ay” hapis cezası yerine hesap hatası yapılarak ”1 yıl 13 ay” hapis cezasına hükmedilmesi,
c) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas – 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi ve 15/04/2020 tarihinde yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin 3. fıkrasının 1. cümlesine “ertelenen veya” ibaresinden sonra gelmek üzere “denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezası infaz edilen” ibarelerinin eklenmesi nedenleriyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
4) Müşteki sanık … hakkında verilen mahkumiyet hükümlerine yönelen temyiz sebeplerinin yapılan incelemesinde;
UYAP sisteminden alınan güncel nüfus kayıt örneğine göre müşteki sanığın mahkemenin karar tarihinden sonra, temyiz inceleme tarihinden önce 12.02.2018 tarihinde öldüğünün anlaşılması karşısında, müşteki sanık hakkında açılan kamu davaları ile ilgili olarak 5237 sayılı TCK’nin 64/1. maddesinin değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, müşteki sanığın, o yer Cumhuriyet savcısının ve katılan sanık …’ın temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeksizin hükümlerin bu nedenle  6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA,
5) Müşteki sanık … hakkında kasten yaralama suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelen temyiz sebeplerinin yapılan incelemesinde;
a) Müşteki sanığın üzerine atılı 5237 sayılı TCK’nin 86/1-3-e,87/1-d-son maddelerinde öngörülen cezanın alt sınırının 5 yıl hapis cezası olması nedeniyle, savunmasının yargılamayı yapan mahkemece bizzat alınması gerektiği gözetilmeyerek, çıkartılan yakalama kararının infazı üzerine istinabe suretiyle tespit edildiği, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (F.C.B. v İtalya, No: 12151/86, 28 Ağustos 1991) kararında belirtildiği üzere, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin “Adil yargılanma hakkı” başlıklı 6. maddesine, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Hak arama hürriyeti” başlıklı 36. maddesine ve 5271 sayılı CMK’nin 196/2. maddesine muhalefet edilerek müşteki sanığın savunma hakkının kısıtlanması,
b) Müşteki sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nin 86/1-3-e, 87/1-d. maddeleri uyarınca hükmedilen hapis cezasının 5 yıldan az olması halinde, TCK’nin 87/1-son maddesi uyarınca hükmedilen hapis cezasının 5 yıla çıkartılacağı, 5 yıldan fazla olması halinde ise TCK’nin 87/1-son maddesinin uygulanma imkanının bulunmadığı gözetilmeksizin, yazılı şekilde TCK’nin 87/1-son maddesi uyarınca ek savunma hakkı verilerek hükmedilen hapis cezası 5 yıla çıkartılmadan müşteki sanık hakkında TCK’nin 86/1-3-e, 87/1-d. maddeleri uyarınca belirlenen ”2 yıl 12 ay” hapis cezasından TCK’nin 62. maddesi uyarınca (1/6) oranında indirim yapılması,
c) Taraflar arasında meydana gelen kavgada, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.10.2002 tarihli 2002/4-238 Esas – 2002/367 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, ilk haksız hareketin hangi taraftan geldiğinin araştırılması, bu hususun tespit edilememesi durumunda şüpheli kalan bu halin müşteki sanık lehine değerlendirilmesiyle 5237 sayılı TCK’nin 3. maddesinde yer alan orantılılık ilkesi de nazara alınarak 5237 sayılı TCK’nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin asgari (1/4) oranda uygulanıp uygulanmayacağının tartışmasız bırakılması,
d) Müşteki sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nin 86/1-3-e, 87/1-d. maddeleri uyarınca belirlenen ”2 yıl 12 ay” hapis cezasından TCK’nin 62. maddesi uyarınca (1/6) oranında indirim yapılırken ”2 yıl 6 ay” hapis cezası yerine hesap hatası yapılarak ”1 yıl 18 ay” hapis cezasına hükmedilmesi,
e) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas – 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi ve 15/04/2020 tarihinde yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile 5237 sayılı
TCK’nin 53. maddesinin 3. fıkrasının 1. cümlesine “ertelenen veya” ibaresinden sonra gelmek üzere “denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezası infaz edilen” ibarelerinin eklenmesi nedenleriyle hak yoksunlukları yönünden müşteki sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, müşteki sanığın, o yer Cumhuriyet savcısının ve katılan sanık …’ın temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 10.06.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.