Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2021/6201 E. 2021/3480 K. 09.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/6201
KARAR NO : 2021/3480
KARAR TARİHİ : 09.03.2021

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten yaralama
HÜKÜM: Mahkumiyet

Mahalli mahkemece bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü;
Mağdurun soruşturma aşamasında ve 11.05.2010 tarihli huzurda alınan oluşa uygun beyanlarına göre, sanık …’in, … isimli meçhul kişiyle birlikte iş yerinde kendisine yönelik silahla tehdit ve kasten yaralama eylemlerini, fiil üzerinde ortak hakimiyet kurarak gerçekleştirdiği ve mahkemenin “eylemin silahla gerçekleştirildiği” yönündeki kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, tebliğnamenin mağdurun yüzünde meydana gelen sabit ize ilişkin oluş şeklinin araştırılmadığına dair bozma istemli düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Yerinde görülmeyen diğer temyiz nedenlerinin reddine, ancak;
1) Müşteki hakkında Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesince düzenlenen 31.05.2010 tarih ve 3163 sayılı adli raporda, “sağ alt göz kapağı altından başlayan vertikal seyirli 1,5 x 0,1 cm.lik ciltten hafif çökük, cilt renginde skar dokusu, alın orta hatta 7×4 cm.lik ciltten bariz çökük alan görüldüğü” ve yaralanmanın yüzde sabit iz niteliğinde olduğunun belirtildiği, bu husus bozma ilamına konu edilmediği ve bozma ilamına da uyulduğu halde; bozma sonrası yapılan yargılamada, mağdurun yüzünde meydana gelen kesinin niteliğine ilişkin olarak adli rapor tanzimi talebinde bulunulduğu; bu talep üzerine, İstanbul Adli Tıp Şube Müdürlüğünce düzenlenen ve “kesi yerinin üzerinden geçen süreye bağlı artık gözle seçilemez şekilde iyileşmiş olduğu” şeklinde kanaat bildirir 15.06.2020 tarih ve 7961 sayılı adli tıp raporu ile Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesi raporu arasında çelişki meydana geldiği ve bu haliyle raprlar arasındaki çelişkinin Adli Tıp Genel Kurulundan rapor aldırılarak giderilmesi gerektiği düşünülmeden; yeterli açıklık taşımayan tek hekim imzalı Adli Tıp Şube Müdürlüğü raporuna dayanılarak, yaralanmanın yüzde sabit iz oluşturmadığının kabulü ile yazılı şekilde eksik kovuşturma ile hüküm tesisi,
2) Kabule göre, sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK’nin 86/1 ve 86/3-e maddeleri kapsamında silahla basit tıbbi müdahale ile giderilemez nitelikte yaralama suçunu oluşturacağı şeklindeki kabul ve uygulamaya göre; suç tarihi olan 20.01.2009 ile inceleme tarihi arasında TCK’nin 66/1-e, 67/3-4. maddelerinde öngörülen 12 yıllık olağanüstü zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş bulunduğunun anlaşılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ceza miktarı açısından CMUK’un 326/son maddesi gereğince sanığın kazanılmış hakkının dikkate alınmasına, 09.03.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.