Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2021/605 E. 2021/883 K. 10.02.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/605
KARAR NO : 2021/883
KARAR TARİHİ : 10.02.2021

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten yaralama
HÜKÜM : Mahkumiyet
TEMYİZ EDENLER : Sanıklar

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Katılan hakkında … Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 06.02.2015 tarihli raporunda, katılanın yüzünde tespit edilen yaralanmasının hem basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olduğu, hem de yüzde sabit ize neden olduğu belirtilmiş ise de; yüzde sabit ize neden olan yaralanmanın adli tıp kriterlerine uygun şekilde tespit edildiği, rapor içeriklerinin hükme esas alınacak yeterlilikte bulunduğu, sadece raporda yaralanmanın basit tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte olduğuna dair tespitin çelişkiye neden olmayacağı, ayrıca sanıkların katılanı yaralamasında netice sebebiyle ağırlaşmış yaralama niteliğindeki “yüzde sabit iz”in adli tıp kriterleri ve Dairemiz uygulamalarına göre basit tıbbi müdahale ile giderilmesi mümkün bulunmadığı gözetilip, temel cezanın 5237 sayılı TCK’nin 86/1. maddesi uyarınca belirlendiği, bu suretle kabul ve uygulamada isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Yerinde görülmeyen diğer temyiz sebeplerinin reddine, ancak;
1) İddianamede talep edilmediği halde, sanıklara 5271 sayılı CMK’nin 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı verilmeden, 5237 sayılı TCK’nin 86/3-e ve 87/1-son maddelerinin sanıklar aleyhine uygulanmasına karar verilmesi suretiyle, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (Pelissier ve Sassi/Fransa, No:25444/94, P. 67, Sadak ve diğerleri/Türkiye No:29900/96, 29901/96, 29902/96, 29903/96, 17.07.2001) kararlarında belirtildiği üzere Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin “Adil yargılanma hakkı “ başlıklı 6. maddesine, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının “Hak arama hürriyeti” başlıklı 36. maddesine ve CMK’nin 193. maddesine muhalefet edilerek sanıkların savunma hakkının kısıtlanması,

2) Tarafların aşamalardaki beyanları ve alınan doktor raporlarına göre karşılıklı kavga şeklinde gerçekleştiği anlaşılan olayda, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22/10/2002 gün ve 2002/4-238 Esas, 2002/367 sayılı kararında belirtildiği üzere, ilk haksız hareketin hangi taraftan geldiğinin araştırılması, bu hususun tespit edilememesi durumunda da sanıklar lehine TCK’nin 29. maddesindeki haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
3) Sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK’nin 86/1-3-e. maddesi uyarınca tayin olunan ”1 yıl 6 ay” hapis cezasının, TCK’nin 87/1-c. maddesi uyarınca bir kat artırılması sırasında hesap hatası yapılarak ”2 yıl 12 ay” hapis cezası yerine ”3 yıl” hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi,
4) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas-2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenlerden 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 10.02.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.