YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/6042
KARAR NO : 2021/4207
KARAR TARİHİ : 16.03.2021
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten yaralama
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü;
1) Katılan vekilinin temyiz nedenlerinin incelenmesinde;
UYAP sisteminden alınan güncellenmiş nüfus kayıt örneğine göre, katılan …’ın hükümden sonra, temyiz incelemesinden önce 04.04.2019 tarihinde vefat ettiğinin anlaşılması nedeniyle, 5271 sayılı CMK’nin 243. maddesi uyarınca katılmanın hükümsüz kalacağı ve vekalet ilişkisinin son bulacağı gözetilerek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10/10/2019 tarih ve 3-2019/93525 sayılı eksikliği giderme yazısı ile katılanın mirasçılarına hükmü temyiz etme imkanı tanınması için gerekçeli kararın tebliğinin temininin istendiği, mahkemece gerekçeli kararın katılanın mirasçılarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine karşın, süresi içerisinde temyiz isteminde bulunmadıkları ve kamu davasına katılma yönünde iradelerini ortaya koymadıkları anlaşılmakla, katılanın hükmü temyiz ettikten sonra ölmesiyle 5271 sayılı CMK’nin 243. maddesi uyarınca katılmanın hükümsüz kalması ve mirasçıların da katılanın haklarını takip etmek üzere davaya katılmamaları karşısında, katılan vekilinin temyiz isteminin 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 317. maddesi uyarınca isteme uygun olarak REDDİNE,
2) Sanık müdafiinin temyiz nedenlerinin incelenmesinde;
Sanığın eylemleri neticesinde katılanın, Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunun 05.07.2013 tarih ve 6167 sayılı raporuna göre, vücudunda orta (2.) derecede kemik kırığına, yüzünde sabit ize ve organlarından birinin işlevinin yitirilmesine neden olacak şekilde yaralandığı olayda, birden fazla nitelikli hal ihlali ile atılı suçu işleyen sanık hakkında, suçun işleniş şekli, kast yoğunluğu ve meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı dikkate alınarak, 5237 sayılı TCK’nin 61. maddesindeki ölçütler gereğince temel cezaya hükmedilirken, TCK’nin 3. maddesindeki “cezada orantılılık ilkesi” gereği, hakkaniyete uygun ve sonuca etkili olacak şekilde alt sınırdan uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi, temyiz edenin sıfatına göre aleyhe temyiz bulunmadığından, sanık hakkında uygulama yapılırken, TCK’nin 86/1 ve 86/3-e maddeleri gereğince hükmolunan “1 yıl 9 ay” hapis cezasının TCK’nin 87/2-b maddesi uyarınca iki kat artırılması sonucu “3 yıl 27 ay” hapis cezası yerine ” 3 yıl 21 ay” hapis cezasına hükmolunması, bu husus sonuç cezaya etkili olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre sanık müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 16.03.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.