Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2021/503 E. 2021/956 K. 11.02.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/503
KARAR NO : 2021/956
KARAR TARİHİ : 11.02.2021

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten yaralama
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü;
1) Sanığın olaya konu hastalığını, katılan ile birlikteliğinden sonra öğrendiğine ilişkin savunmalarına karşın; katılanın, sanığın hastalığını bildiğine, bu nedenle hastanede yattığına ancak hastalık tanımını kendisiden sakladığına ve hastaneden taburcu olduktan sonra da korunmaksızın cinsel birliktelik yaşadıklarına ve bu bahisle, hastalığın kensine sanık tarafından kasten bulaştırıldığına ilişkin iddialarının mevcut olduğu olayda, sanığın katılana hastalığı kasten bulaştırıp bulaştırmadığı hususunun aydınlatılmasını teminen (sanığın) hastalığına ilişkin ilk teşhis tarihinin tespitinin gerektiği anlaşılmakla, (sanığın) tedavi gördüğü ilgili tüm sağlık kuruluşlarından teşhis ve tedaviyi gösteren hasta tabela müşahade kağıdı, elisa / p24 / combo ve diğer kan testlerinin yapılma tarihleri, test sonuçları, raporlar, epikriz gibi tüm tedavi belgeleri getirtilip, dosyanın kül halinde incelenmek üzere Adli Tıp Kurumu ilgili İhtisas Dairesine gönderilerek, sanık tarafından hastalığının öğrenme tarihinin duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi suretiyle, sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabul ve uygulamaya göre de;
2) Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 25.04.2017 gün, 2015/1167 Esas ve 2017/247 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, sanığa ek savunma hakkı tanınmadan, iddianamede gösterilmeyen 5237 sayılı TCK’nin 87/2-son maddesinin uygulanması suretiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (Pelissier ve Sassi/Fransa, No: 25444/94, P. 67, Sadak ve diğerleri/Türkiye No: 29900/96, 29901/96, 29902/96, 29903/96, 17.07.2001) kararlarında belirtildiği üzere, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin “Adil yargılanma hakkı” başlıklı 6. maddesine, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının “Hak arama hürriyeti” başlıklı 36. maddesine ve CMK’nin 226. maddesine muhalefet edilerek sanığın savunma hakkının kısıtlanması,
3) 5271 sayılı CMK’nin 196/2. maddesine göre, alt sınırı beş yıldan az olmayan cezayı gerektiren 5237 sayılı TCK’nin 86/1. ve 87/2-a-son maddelerinde düzenlenen suçtan yargılanan sanığın istinabe yoluyla dinlenemeyeceği, mutlaka duruşmaya çağrılıp dinlenmesi gerektiği düşünülmeden, yazılı şekilde istinabe yoluyla elde edilen savunması ile yetinilip hüküm kurulması,
4) Sanığın üzerine atılı suçun TCK’nin 86/1, 87/2-a, 87/2-son maddeleri kapsamında olup alt sınırı beş yıl hapis cezasından fazla olduğundan, 5271 sayılı CMK’nin 150/3. maddesinin açık hükmü karşısında, sanığın müdafii huzurunda savunmasının tespit edilmesi gerektiğigözetilmeden, müdafiisi olmaksızın savunması alınması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin, katılan vekilinin ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, 11.02.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.