Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2021/363 E. 2021/5621 K. 31.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/363
KARAR NO : 2021/5621
KARAR TARİHİ : 31.03.2021

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten yaralama
HÜKÜM : Mahkumiyete dair

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Sanığın temyiz dilekçesi içeriğinden hakkında kasten yaralama suçundan verilen mahkumiyet hükmünü temyiz ettiği belirlenerek bu kapsamla sınırlı yapılan temyiz incelemesinde;
Yerinde görülmeyen diğer temyiz sebeplerinin reddine, ancak;
1) Sanık hakkında katılan …’a yönelik tehdit suçundan 5237 sayılı TCK’nin 106/1-1. maddesi uyarınca, basit kasten yaralama suçundan ise TCK’nin 86/2. maddesi uyarınca cezalandırılması istemi ile kamu davası açıldığı, bu aşamada TCK’nin 106/1-1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaşma kapsamında olmaması nedeniyle TCK’nin 86/2. maddesi kapsamındaki basit kasten yaralama suçunun da uzlaşma kapsamında bulunmadığı, yapılan uzlaşma tekliflerinin de geçersiz olduğu, ancak TCK’nin 106/1-1. maddesi kapsamındaki tehdit suçu bakımından; 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nin 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK’nin 106/1-1. maddesi kapsamındaki tehdit suçu da uzlaştırma kapsamına alınmış olup, yapılan yargılama sonucunda sanığın tehdit suçundan CMK’nin 223/2-e maddesi uyarınca beraatine karar verilmesi karşısında, TCK’nin 86/2. maddesi kapsamındaki basit kasten yaralama suçunun uzlaşmaya tabi hale geldiği anlaşılmakla, CMK’nin 253 ve 254. maddeleri uyarınca uzlaştırma hükümlerinin uygulanması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi zorunluluğunun gözetilmemesi,
2) Sanığın yargılama konusu eyleminin, 5237 sayılı TCK’nin 86/2. maddesi kapsamında yer alan “Basit Kasten Yaralama” suçuna ilişkin olduğu, bahse konu eylem yönünden öngörülen ceza miktarının “dört aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası”na ilişkin olduğu anlaşılmakla; 17.10.2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 24. maddesi ile yeniden düzenlenen 5271 sayılı CMK’nin 251/1. maddesine göre, “Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki hükme, 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesinde yer alan geçici 5/1-d maddesi ile “01.01.2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklinde sınırlama getirilmiş ise de, Anayasa Mahkemesinin, 19.08.2020 tarih ve 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 25.06.2020 tarihli, 2020/16 Esas ve 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile “…kovuşturma evresine geçilmiş…” ibaresine ilişkin esas incelemenin aynı bentte yer alan “…basit yargılama usulü…” yönünden Anayasaya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği, böylece “kovuşturma evresine geçilmiş basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden iptal kararı” verildiği anlaşılmakla; her ne kadar Anayasa Mahkemesi kararları geriye yürümez ise de, CMK’de yapılan değişikliklerin derhal uygulanması ilkesi geçerli olsa da, iptal kararının sonuçları itibariyle Maddi Ceza Hukukuna ilişkin olduğu, zira CMK’nin 251/3. maddesinde “Basit yargılama usulü uygulanan dosyalarda sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir” şeklindeki düzenleme gereği maddi ceza hukuku anlamında sanık lehine sonuç doğurmaya elverişli olduğundan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Dairesinin (Scoppola v İtalya (No: 3 – GC), No: 126/05, 22 Mayıs 2012) kararında belirtildiği üzere, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin “Kanunsuz ceza olmaz” başlıklı 7. maddesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Suç ve cezalara ilişkin esaslar” başlıklı 38. maddesi ile 5237 sayılı TCK’nin 7. ve 5271 sayılı CMK’nin 251. maddeleri uyarınca dosyanın “Basit Yargılama Usulü” yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 31.03.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.