Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2021/3547 E. 2021/3256 K. 04.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/3547
KARAR NO : 2021/3256
KARAR TARİHİ : 04.03.2021

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten yaralama
HÜKÜM: Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Yerinde görülmeyen diğer temyiz sebeplerinin reddine, ancak;
1) Sanığın, olay günü öncesinde ve olay günü ailevi problemleri nedeniyle kendisine hakaret eden ablası ile evde tartıştığı ve saçlarından tuttuğu, annesi ve komşuların ayırması ile dışarı çıkan ablasının peşinden sokağa inerek, evden yaklaşık 10 metre uzaklaşmış bulunan ablasının yanına gidip bıçaklamaya başladığı, 19/02/2016 tarihli tutanağa göre olay yerinde çığlıkları duyan polis ekiplerinin mağdurun üzerinde bulunan sanığı ayırmaya çalışan şahısların bulunduğu ve sanığın mağduru bıçakladığını görmeleri üzerine kollarından tutmak suretiyle zor kullanarak etkisiz hale getirdikleri ve bıçağı bırakmamak için direnen sanığın bileğinden tutarak bıçağı düşürmesini sağlayarak olay yerine ambulans çağırdıkları olayda; sanığın eylemi neticesinde mağdurda birden fazla bıçak darbesi nedeniyle yaralanma meydana geldiği, yaralanmalardan birinin rektumda diğerinin ise batında umblikusun 5cm sağında bulunduğu, hükme esas alınan Bakırköy Adli Tıp Şube Müdürlüğünün raporunda, mağdurdaki yaralanmaların kaç adedinin hayati tehlikeye neden olduğunun belirtilmediği anlaşılmakla, mağdurun geçici ve kesin raporları ile tüm tedavi evrakları Adli Tıp Kurumu ilgili İhtisas Kurulu’na gönderilerek, mağdurdaki her bir yaranın niteliği ve yaraların ayrı ayrı hayati tehlikeye neden olup olmadığı hususlarında ayrıntılı rapor alınarak sonucuna göre suç vasfının belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve yetersiz rapora dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule ve uygulamaya göre de;
2) Sanığın mağdur ablasını bıçakla yaralaması karşısında, 5237 sayılı TCK’nin 86. maddesinde gösterilen nitelikli hallerden birden fazlasının (TCK’nin 86/3-a ve 86/3-e maddelerinin) ihlal edilmiş olması nedeniyle TCK’nin 3. maddesindeki orantılılık ilkesi ve TCK’nin 61. maddesi dikkate alınarak temel cezanın sonuca etkili olacak şekilde alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3) Anayasa Mahkemesinin 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas – 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiin temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerle 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, CMUK’un 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkının dikkate alınmasına, 04.03.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.