Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2021/347 E. 2021/477 K. 08.02.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/347
KARAR NO : 2021/477
KARAR TARİHİ : 08.02.2021

Kasten yaralama suçundan sanıklar … ve … …’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2, 86/3-c, 29 ve 62/1. maddeleri gereğince 4’er gün adli para cezası ile cezalandırılmalarına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Kayseri 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 16.03.2009 tarihli ve 2007/871 Esas, 2009/348 Karar sayılı kararının sanık … yönünden 14.04.2009 tarihinde, sanık … yönünden ise 15.04.2009 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanıkların deneme süresi içerisinde 10.09.2010 tarihinde kasıtlı bir suç işlediklerinin ihbar edilmesi üzerine yapılan yargılama sonucunda, hükmün açıklanması ile adı geçen sanıkların 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2, 86/3-c, 29, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 80,00’er Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmalarına ilişkin Kayseri 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 30.06.2020 tarihli ve 2020/200 Esas, 2020/266 Karar sayılı kararlarına karşı Adalet Bakanlığının 07.12.2020 tarihli ve 2020/17345 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07.01.2021 tarihli ve 2020/112441 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi.
Mezkur ihbarnamede;
Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 03.02.2014 tarihli ve 2013/23474 Esas, 2014/2417 Karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/8. maddesi son cümlesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması hâlinde, denetim süresi içinde dava zamanaşımının duracağı ve zamanaşımının denetim süresi içinde işlenen suçtan dolayı verilen hükümlülük kararının kesinleşmesi koşuluyla suçun işlendiği tarihte yeniden işlemeye başlayacağı nazara alındığında,
Dosya kapsamına göre, 16.03.2009 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına konu suç tarihinin 11.08.2006; söz konusu kararın kesinleşme tarihinin sanık … yönünden 14.04.2009, sanık … yönünden ise 15.04.2009 tarihi olduğu, sanıkların denetim süresi içerisinde işledikleri Pınarbaşı (Kayseri) Asliye Ceza Mahkemesinin 24.06.2019 tarihli ve 2018/354 Esas, 2019/150 sayılı kararına konu suç tarihinin ise 10.09.2010 olduğu, sanıkların savunmalarının alındığı 30.07.2007 (…), 05.10.2007 (…) tarihlerinde son olarak kesilen zamanaşımı süresinin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın kesinleşme tarihlerine kadar işlemeye devam ederek, 5271 sayılı Kanun’un 231/8-son cümlesi gereğince de 14.04.2009 ve 15.04.2009 ila 10.09.2010 tarihleri arasında durduğu, ikinci suç tarihi olan 10.09.2010 tarihinden itibaren de kaldığı yerden tekrar işlemeye devam eden 8 yıl olağan dava zamanaşımı süresinin, hükmün açıklanmasına ilişkin kararın verildiği 30.06.2020 tarihine kadar dolduğu gözetilmeden, düşme kararı verilmesi yerine yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK’nin 309. maddesi gereğince anılan kararların bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Sanıklara yüklenen kasten basit yaralama suçunun gerektirdiği cezanın türü ve üst haddine göre, zamanaşımını kesen son işlem tarihi olan savunma tarihleri olan 30.07.2007 (… yönünden), 05.10.2007 (… yönünden) tarihi ile hükmün açıklanma tarihi arasında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşme tarihi ile yeni suçun işlenme tarihi arasındaki 1 yıl 4 ay 25 günlük durma süresi gözetildiğinde, 5237 sayılı TCK’nin 66/1. maddesinde öngörülen 8 yıllık olağan dava zamanaşımı süresi gerçekleşmiştir.
Bu nedenle, Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; Kayseri 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 30.06.2020 tarihli ve 2020/200 Esas, 2020/266 Karar sayılı kararlarının 5271 sayılı CMK’nin 309/4. maddesinin (d) bendi gereğince kanun yararına BOZULMASINA ve gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle sanıklar hakkında açılan kamu davalarının 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 08.02.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.