Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2021/1296 E. 2021/2621 K. 01.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/1296
KARAR NO : 2021/2621
KARAR TARİHİ : 01.03.2021

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Kasten yaralama, 6136 sayılı Kanun’a muhalefet
HÜKÜMLER : Mahkumiyetler ve düşmelere dair

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Suça sürüklenen çocuk … müdafiinin temyizinin yalnızca suça sürüklenen çocuk sıfatına haiz olduğu tespit edilmiş ve bu kapsamda inceleme yapılmıştır.
O yer Cumhuriyet savcısının temyizinde, gerekçeli kararın iddiaya ilişkin kısmında hakaret ve tehdit suçlarından dava açıldığının belirtilmesine rağmen hakaret ve tehdit suçlarından açılmış bir dava olmaması nedeniyle hükümde çelişkiye neden olunduğu belirtilmişse de bu durum mahallinde düzeltilebilir yazım hatası kabul edilmiş ve tebliğnamenin Cumhuriyet savcısının temyizinin bu nedenle tüm hükümlere yönelik olduğuna ilişkin görüşüne iştirak edilmemiştir.
Suça sürüklenen çocuk … hakkında 6136 sayılı Kanun’a muhalefet suçundan zamanaşımı müddeti içerisinde hüküm kurulması mümkün görülmüştür.
1)Suça sürüklenen çocuk … hakkında verilen hükümler bakımından yapılan incelemede;
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına karşı başvurulacak yasa yolu 5271 sayılı CMK’nin 231/12. maddesinde hiçbir istisna öngörülmeksizin “itiraz” olduğu belirtilmekle, itiraz mercii tarafından incelenerek karar verilmek üzere temyizen incelenmeyen dosyanın mahalli mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
2)O yer Cumhuriyet savcısının, mahkemece sanık … hakkında suça sürüklenen çocuk …’ya karşı kasten yaralama eyleminden Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulması kararına yönelik temyizi bakımından yapılan incelemede;
Mahkemece sanık … hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına dair kararın niteliği itibariyle hüküm niteliğinde olmadığı, bu karara karşı temyiz yasa yoluna başvurulmasının mümkün bulunmadığı anlaşılmakla, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz isteminin 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile değişik 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
3)Sanık … hakkında mağdur …’ı kasten yaralamadan verilen düşme bakımından yapılan incelemede;
Yerinde görülmeyen diğer temyiz sebeplerinin reddine, ancak;
a) Hükümde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (Hadjianastassiou/Yunanistan, 16.12.1992; … de Hurk/Hollanda, 19.04.1994; Hiro Balani/İspanya 09.12.1994; Ruiz Torija/İspanya, 09.12.1994) kararlarında, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 141/3, 5271 sayılı CMK’nin 34. ve 230. maddeleri ile Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 05.05.2015 tarih ve 2014/145 Esas, 2015/145 Karar sayılı kararı gereğince mahkemenin gerekçeli kararında iddia, savunma, tanık beyanları ve diğer deliller somut olarak açıklanarak suçun öğeleri, kanıtlandığı kabul edilen olaylar denetime elverişli şekilde gösterilerek ve deliller tartışılarak mahkemenin ulaştığı sonuç sanık, mağdur, Cumhuriyet savcısı ve diğer okuyan herkesi tatmin edici olması gerekirken, yazılı şekilde eksik ve yetersiz gerekçe ile karar verilerek 5271 sayılı CMK’nin 34. ve 230. maddelerine aykırı karar verilmesi,
b)Sanık …’un 24.03.2015 tarihli beyanında mağdur …’a duba ile vurduğunu ikrarı karşısında eylemin 5237 sayılı TCK’nin 86/2, 86/3-e maddelerinde düzenlenen silahla yaralama suçunu oluşturduğu ve suçun takibinin şikayete bağlı olmadığı gözetilerek yargılamaya devamla hükme varılması gerekirken, mağdurun şikayetten vazgeçmesinden söz edilerek düşme kararı verilmesi,
c) Sanığın yargılama konusu eyleminin, 5237 sayılı TCK’nin 86/2. maddesi kapsamında yer alan “Basit Kasten Yaralama” suçuna ilişkin olduğu, bahse konu eylem yönünden öngörülen ceza miktarının “dört aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezasına” ilişkin olduğu anlaşılmakla; 17/10/2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 24. maddesi ile yeniden düzenlenen 5271 sayılı CMK’nin 251/1. maddesine göre, “Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki hükme, 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesinde yer alan geçici 5/1-d. maddesi ile “01/01/2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklinde sınırlama getirilmiş ise de, Anayasa Mahkemesinin, 19/08/2020 tarih ve 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli, 2020/16 Esas ve 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile “…kovuşturma evresine geçilmiş…” ibaresine ilişkin esas incelemenin aynı bentte yer alan “…basit
yargılama usulü…” yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği, böylece “kovuşturma evresine geçilmiş basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden iptal kararı” verildiği anlaşılmakla; her ne kadar Anayasa Mahkemesi kararları geriye yürümez ise de, CMK’de yapılan değişikliklerin derhal uygulanması ilkesi geçerli olsa da, iptal kararının sonuçları itibariyle Maddi Ceza Hukukuna ilişkin olduğu, zira CMK’nin 251/3. maddesinde “Basit yargılama usulü uygulanan dosyalarda sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir” şeklindeki düzenleme gereği maddi ceza hukuku anlamında sanık lehine sonuç doğurmaya elverişli olduğundan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Dairesinin (Scoppola v İtalya (No: 3 – GC), No: 126/05, 22 Mayıs 2012) kararında belirtildiği üzere, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin “Kanunsuz ceza olmaz” başlıklı 7. maddesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının “Suç ve cezalara ilişkin esaslar” başlıklı 38. maddesi ile 5237 sayılı TCK’nin 7. ve 5271 sayılı CMK’nin 251. maddeleri uyarınca dosyanın “Basit Yargılama Usulü” yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 01.03.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.