YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/12921
KARAR NO : 2022/1025
KARAR TARİHİ : 10.02.2022
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten öldürme
HÜKÜM : …2.Ağır Ceza Mahkemesinin 20.05.2011 gün ve 2010/225 esas ve 2011/166 sayılı kararı ile;
1) Sanık … hakkında:
a) Maktullere yönelik kasten öldürme suçundan TCK’nin 81/1, 62, 53. maddeleri uyarınca ayrı ayrı 25 yıl hapis cezasıyla,
b) Katılan …’ye yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçundan TCK’nin 81/1, 35, 62, 53. maddeleri uyarınca 10 yıl hapis cezasıyla,
2) Sanık … hakkında:
a) Maktullere yönelik kasten öldürme suçundan TCK’nin 81/1, 62, 53. maddeleri uyarınca ayrı ayrı 25 yıl hapis cezasıyla,
b) Katılan …’ye yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçundan TCK’nin 81/1, 35, 62, 53. maddeleri uyarınca 10 yıl hapis cezasıyla,
3) Sanık … hakkında:
a) Maktullere yönelik kasten öldürme suçundan TCK’nin 81/1, 62, 53. maddeleri uyarınca ayrı ayrı 25 yıl hapis cezasıyla,
b) Katılan …’ye yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçundan TCK’nin 81/1, 35, 62, 53. maddeleri uyarınca 10 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmalarına dair kararı.
İTİRAZ EDEN : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Dairemizin 09/10/2012 tarih,…karar sayılı onama ilişkin ilamına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 02/12/2021 tarih, … sayılı itiraznamesi ile;
Sanıklar hakkında maktullere yönelik kasten öldürme ile katılan …’ye yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin temyiz incelemesi sonucu Dairemizin 09/10/2012 tarih,…karar sayılı ilamı ile hükümlerin onanmasına karar verildiği,
Dairemizin onama yönündeki kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 02/12/2021 tarihinde;
“Ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden birisi de, insan haklarına dayalı, demokratik rejimle yönetilen ülkelerin hukuk sistemlerinde bulunması gereken, öğreti ve uygulamada; “suçsuzluk” ya da “masumiyet karinesi” şeklinde, Latincede ise “in dubio pro reo” olarak ifade edilen “şüpheden sanık yararlanır” ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkûmiyetine karar verilebilmesi açısından göz önünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlak surette sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık/sanıklar tarafından işlenip işlenmediği ya da gerçekleştiriliş şekli hususunda herhangi bir şüphe belirmesi hâlinde uygulanabilecektir. Ceza mahkûmiyeti, toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp, diğer kısmı göz ardı edilerek ulaşılan kanaate veya herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı, bu ispat, hiçbir şüphe ya da başka türlü oluşa imkân vermemelidir. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir.
Sanıkların üzerlerine atılı suçu işleyip işlemediği şüpheden uzak bir şekilde ortaya konulamamış; mahkumiyete yeterli delil elde edilememiştir. Tam tersine şüpheli davranışlar sergileyen, her ifadesi birbirinden farklı……’nün, kendisinin de olayda “şüpheli’ olduğu, kendisini veya 3. kişileri kurtarmaya çalışırken başka isimlere iftira edebileceği ihtimali düşünülmeden olay ile ilgisi kurulamayan sanıklar hakkında mahkumiyet hükmü kurulması yoluna gidilmesi tercih edilmiştir.
Mahkeme, gerekçesinde iştirak, öldürmeye teşebbüs fiillerinin yasal unsurlarını tartışmış ancak delil takdirinde sanıkların mahkûmiyetlerine yeterli maddi delil bulunmamasına rağmen, tırnakları arasında maktul oğlu …’e ait doku örnekleri bulunan, anlatımları olay yerindeki maddi delillerle ve tanık beyanları ile örtüşmeyen olayın ana şüphelisi……’nün tutarsız beyanlarına itibar edilerek yetersiz gerekçe ile sanıkların mahkûmiyetine dair hüküm kurulmuştur. Sanıklardan … ve … halen cezaevinde olup, babaları Hayrettin 01/10/2017 tarihinde… Cezaevinde vefat etmiştir.
Yukarıda açıklanmaya çalışan hususlar ışığında “Şüpheden sanık yararlanır” evrensel hukuk ilkesi gözetilmeden verilen karar yüzünden mağduriyete uğrayan sanıkların hukuki durumlarının değerlendirilmesi amacıyla itiraz yoluna gidilmesinin uygun olacağı değerlendirilmiştir.” gerekçe gösterilmek suretiyle itiraz yoluna başvurulduğu anlaşılmakla,
05.07.2012 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun’un 99. maddesiyle 5271 sayılı CMK’nin 308. maddesine eklenen 2 ve 3. bentler ile aynı Kanun’un 101. maddesi gereğince dosyanın itirazen incelenmek üzere Dairemize gönderilmesi üzerine yapılan incelemede;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Dairemizce verilen onama kararı usul ve yasaya uygun olup, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz gerekçeleri yerinde görülmediğinden, İTİRAZIN REDDİNE, dosyanın itiraz konusunda karar verilmek üzere Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi amacıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 10/02/2022 gününde oybirliği ile karar verildi.