YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/12403
KARAR NO : 2021/14849
KARAR TARİHİ : 10.12.2021
(KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİ)
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’na muhalefet suçundan İstanbul 1. Fikri Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin 07/06/2010 tarihli ve 2009/231 Esas, 2010/275 sayılı kararıyla 1 yıl 1 ay 10 gün hapis ve 2.000,00 Türk lirası adli para cezasına hükümlü …’nin, 08/07/2012 tarihinden geçerli olmak üzere şartla salıverilmesine dair İstanbul 1. Fikri Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin 16/11/2012 tarihli ve 2009/231 Esas, 2010/275 sayılı ek kararını müteakip, sanığın deneme süresi içerisinde kasıtlı suç işlediği ve hapis cezasına mahkum olduğu gerekçesiyle, şartla tahliye kararının geri alınmasına, ikinci suçun işlendiği 28/09/2012 ile bihakkın tahliye tarihi olan 21/11/2012 tarihleri arasındaki sürenin aynen infazına ilişkin İstanbul 1. Fikri Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin 01/10/2019 tarihli ve 2009/231 Esas, 2010/275 sayılı ek kararına karşı hükümlü tarafından yapılan itirazın reddine dair İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 14/11/2019 tarihli ve 2019/989 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;
Her ne kadar İstanbul 1. Fikri Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin 01/10/2019 tarihli kararıyla şartla tahliyenin geri alınmasına, ikinci suçun işlendiği 28/09/2012 tarihi ile bihakkın tahliye tarihi olan 21/11/2012 tarihi arasındaki sürenin aynen infazına karar verilmiş ise de;
Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 24/06/2019 tarihli ve 2018/5945 Esas, 2019/3337 Karar sayılı ilâmında yer alan “…şartla tahliye edilmesini müteakip, denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlediğinden bahisle şartla tahliye kararının geri alınarak, 02/08/2017 tarihi ile bihakkın tahliye tarihi olan 22/08/2017 arasındaki sürenin aynen infazına karar verilmiş ise de, şartla tahliyenin geri alınmasına neden olan … 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 23/10/2017 tarihli ve 2017/394 Esas, 2017/322 sayılı kararına konu suçun 02/08/2017 tarihinde işlendiği, dolayısıyla denetim süresinde işlenmiş bir suçtan bahsedilemeyeceği cihetle aynen infaz kararı verilemeyeceği gözetilmeden itirazın kabulü yerine reddine dair yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden… KANUN YARARINA BOZULMASINA…” şeklindeki açıklamalar da nazara alındığında,
Dosya kapsamına göre, hükümlünün 13/12/2011 tarihinde cezaevine girdiği, Silivri 1 Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü İdare ve Gözlem Kurulu Başkanlığının 13/04/2012 tarihli ve 2012/1873 sayılı iyi hal kararını müteakip Silivri İnfaz Hakimliğinin 14/04/2012 tarihli ve 2012/797 sayılı kararı ile hükümlü hakkında denetimli serbestlik kararı verilerek 15/04/2012 tarihinde tahliye edildiği, hükümlünün yükümlülüklerine uyduğundan bahisle İstanbul Denetimli Serbestlik Müdürlüğü 07/08/2012 tarihli ve 2012/1189 NKL sayılı yazısı ile şartla tahliyesi hakkında gerekçeli rapor düzenlendiği ve anılan Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 08/08/2012 tarihli ve 2012/1189 NKL sayılı yazısıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı İnfaz ve İlamat Bürosuna bildirildiği, ancak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 08/08/2012 tarihinde derhal ilgili Mahkemesinden hükümlünün şartla tahliyesine kararı verilmesini talep etmesi gerekirken yaklaşık üç ay sonraki bir tarih olan 14/11/2012 tarihli ve 2011/2-656 sayılı yazısıyla gecikmeli olarak talepte bulunduğu ve Mahkemesinin de iki gün sonra 16/11/2012 tarihinde geriye dönük olarak şartla tahliye kararı verdiği, şartla tahliye kararının geri alınmasına neden olan İstanbul 30. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/07/2019 tarihli ve 2016/490 Esas, 2019/571 sayılı kararına konu suçun ise 28/09/2012 tarihinde işlendiği, şartla tahliye kararının gecikmeli olarak ikinci suçun işlendiği tarihten sonra verilmesinde hükümlünün bir kusurunun bulunmayıp savcılığın ihmali ile ilgili Mahkemesinden gecikerek şartlı tahliye talebinde bulunmuş olmasından kaynaklandığı, bu durumun hükümlünün aleyhine yorumlanamayacağı, dolayısıyla ikinci suçun şartla tahliye kararından önce işlendiği ve ikinci suçun işlenmiş olduğu tarihte verilmiş olan bir şartla tahliye kararı olmadığından denetim süresi içerisinde suç işlenmediği anlaşılmakla, aynen infaz kararı verilemeyeceği gözetilmeden, itirazın bu yönden kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 10/09/2021 gün ve 94660652-105-34-4327-2020-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesi ile Dairemize ihbar ve dava evrakı gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü;
TÜRK MİLLETİ ADINA
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 14/11/2019 tarihli ve 2019/989 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nin 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA, diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 10/12/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.