Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2021/1176 E. 2021/2550 K. 25.02.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/1176
KARAR NO : 2021/2550
KARAR TARİHİ : 25.02.2021

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Kasten yaralama
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Müştekinin, sanıklar … ve … hakkında şikayetçi olduğu, sanık … hakkındaki şikayetinden vazgeçtiği, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20.06.2000 tarih, 2000/6-120 Esas – 2000/137 Karar sayılı ilamında da yer verildiği üzere şikayetten vazgeçmede sirayetin katılma talebinden de vazgeçmeyi sonuçlamayacağı, böylelikle katılmasına karar verilmeyen müştekinin vekilinin süresinde temyiz dilekçesi verip sanıklar … ve … hakkındaki hükümleri temyiz etmesi karşısında, müşteki … …’ın 5271 sayılı CMK’nin 237/2 ve 260/1. maddeleri gereğince kamu davasına katılmasına karar verilerek yapılan incelemede;
1)Müştekinin yaralanması hakkında, Burhaniye Devlet Hastanesinin 09.03.2015 tarihli KBB uzmanınca verilen kati raporunda ”…’ın eski raporları incelendi ve muayene edildi. Bu doğrultada septum deviasyonu ve nazal aksta sola doğru eğrilik ve deformite saptandı. Burun kemiklerinin kırığı. -BTM ile giderilemez -Hayati tehlikesi yoktur. Kati hekim raporudur.” şeklinde, Burhaniye Devlet Hastanesi’nin 10.04.2015 tarihli KBB uzmanınca verilen raporunda ”…’ın eski raporları incelendi ve muayene edildi. Burun kemiğindeki lineer kırığın hayat fonksiyonlarına ”hafif” derecelidir. Durum bildirir kati hekim raporudur.” şeklinde tespitlere yer verildiği, raporlardan mevcut deviasyonun yüzde sabit ize ya da yüzün sürekli değişikliğine neden olup olmadığının ve mevcut kırığın sayısal derecesinin belirlenemediği, raporların içeriğinin bu haliyle Adli Tıp kriterlerine uygun olmayıp, hükümlere esas alınacak yeterlilikte bulunmadığı anlaşılmakla; müştekiye ait tüm tedavi evrakları, geçici ve kat’i raporları temin edilip en yakın Adli Tıp Şube Müdürlüğüne gönderilerek, 5237 sayılı TCK’nin 86 ve 87. maddelerinde belirtilen her bir ölçüte göre müştekinin yaralanmasının niteliği konusunda duraksamaya yer vermeyecek kati raporu alındıktan sonra, sanıkların hukuki durumunun tespit ve tayini gerektiği gözetilmeksizin yetersiz rapora dayanılarak eksik inceleme ile yazılı şekilde hükümler kurulması,
Kabul ve uygulamaya göre;
2)Hakimin Uyap’ta elektronik olarak imzaladığı 25.03.2016 tarihli duruşma zaptında maddi eksiklik olan ıslak imzasının tamamlanmaması,
3)Sanık …’in kısa kararda soy isminin … yerine … (duruşma zaptı elle paraflanmışsa da) şeklinde yanlış yazılması,
4)Sanık … hakkında tekerrüre esas alınan ilamın karar numarasının 2015/112 yerine 2014/112 şeklinde yanlış yazılması,
5)Sanık … hakkında 5237 sayılı TCK’nin 58/7. maddesi uyarınca denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına hükmolunurken ”cezanın infazından sonra” ibaresinin eklenmemesi,
6)Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas – 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanıkların hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin, sanık …’nun ve sanık … müdafiinin temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 25.02.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.