Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2021/10170 E. 2021/12385 K. 17.09.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/10170
KARAR NO : 2021/12385
KARAR TARİHİ : 17.09.2021

(KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİ)

Kasten öldürme suçundan şüpheli … hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda, … Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 02/01/2020 tarihli ve 2018/222241 soruşturma, 2020/1175 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine dair mercii … 8. Sulh Ceza Hâkimliğinin 02/06/2020 tarihli ve 2020/1082 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla soruşturmanın genişletilmesine karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Dosya kapsamına göre, somut olayda maktul Fuat Katmer’in öldürüldüğüne dair müştekilerin soyut beyanı dışında kamu davası açılması için veya soruşturmayı devam ettirmek için hiçbir delil olmadığı, ölene dışarıdan fiziki ya da başka herhangi bir müdahalenin bulunmadığı, ölümünde başka bir sebep olmadığı, bir başkasına atfı kabil bir kusurun da olmadığı gerekçesiyle şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş ise de, Adli Tıp Kurumu Morg İhtisas Dairesinin 10/04/2019 tarihli otopsi raporunda maktülün vücudunun bazı bölgelerinde kırıkların olduğunun görüldüğü, 14/12/2018 tarihinde yapılan fethi kabir işlemi sırasında kayıt altına alınan görüntülerde maktulün kafatasının arka kısmında traş ve yara izlerinin bulunduğu bu bölgelere dikiş atıldığının anlaşıldığı ve cenaze defin işlemi sırasında görevli imam Sinan Azaklı’nın maktülün kefenin ense kısmına gelen yerde bir miktar kan geldiğini gördüğü şeklindeki ifadesine ilişkin hususlar dikkate alındığında, maktulün ölümüne bir başka şahsın neden olma ihtimalinin bulunduğu, 22/07/2019 tarihli Adlî Tıp Kurumu Başkanlığı 1. İhtisas Kurulu’nun otopsi raporunda maktulün ölümünün mevcut verilerle kişinin ölüm sebebi ve mekanizmasının bilinemediği tespit edilmiş ise de, Adli Tıp Kurumu Morg İhtisas Dairesinin 10/04/2019 tarihli otopsi raporunun sonuç bölümünde belirtildiği üzere, kişinin ölüm sebebi hakkında olayla ilgili tüm tıbbi evrak ve varsa daha önceki tıbbi durumunu gösterir raporları ile birlikte varsa olay yeri inceleme raporu ve fotoğraflarını, yakınlarının ve tanıkların ifadelerini içeren adli tahkikat dosyasının gönderilerek Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu’ndan görüş alınmasının uygun olacağı kanaatine rağmen, istenen şartların yerine getirilmediği, dosya arasında mevcut 09/11/2018 tarihli İstanbul 112 Acil İl Ambulans Servisi Çağrı Kayıt formunda verilen bilgilere göre, maktulün 112 Acil ekipleri tarafından CPA ile acil servise getirildiği, burada yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadığının anlaşıldığı olayda, maktül için 112 Acil’i arayarak yardım talebinde bulunan 0530 797 61 80 numaralı hattın kime ait olduğunun araştırılmadığı ve olayla ilgili olarak ifadesine başvurulmadığı, maktulü bulunduğu yerden alıp hastaneye sevk eden 112 Acil ambulansında görevli kişilerin maktulü ne şekilde bulduklarına dair ayrıntılı şekilde ifadelerine başvurulmadığı anlaşılmakla, eksik soruşturma sonucu verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itiraz üzerine, soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi yerine, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 09/04/2021 gün ve 94660652-105-34-14891-2020-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesi ile Dairemize ihbar ve dava evrakı gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü;

TÜRK MİLLETİ ADINA

Kanun yararına bozma talebine dayanılarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, … 8. Sulh Ceza Hâkimliğinin 02/06/2020 tarihli ve 2020/1082 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nin 309. maddesi uyarınca kanun yararına BOZULMASINA, diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 17.09.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.