Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2020/3946 E. 2020/2481 K. 21.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/3946
KARAR NO : 2020/2481
KARAR TARİHİ : 21.10.2020

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : İhmali davranışla kasten öldürme
HÜKÜM :TCK’nin 83/2-b, 83/3, 61. maddeleri uyarınca 16 yıl hapis cezasına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Sanık … hakkında maktul …’ü ihmali davranışla kasten öldürme suçundan mahkumiyet hükmüne karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine dair karara ilişkin sanık müdafiinin temyiz istemine yönelik yapılan incelemede;
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 19/09/2017 tarihli, 2017/638 esas, 2017/673 sayılı kararında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ve duruşmalı incelemede ileri sürdüğü olayda sanığın ihmali bulunmadığına, neticeye engel olma olanağının dahi bulunmadığına, eksik araştırmaya, üst sınırdan ceza tayininin hukuka aykırı olduğuna, yetersiz gerekçe ile hüküm kurulduğuna, şüphenin sanık lehine değerlendirilmesi gerektiğine yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının CMK’nin 302/1. maddesi uyarınca tebliğnamedeki düşünce gibi ESASTAN REDDİNE, hükmolunan ceza miktarı ve temyiz incelemesi haricinde tutuklulukta geçen süre nazara alınarak sanık müdafiinin tahliye isteminin REDDİNE, aynı Kanunun 304/1. maddesi uyarınca dosyanın Kırklareli 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilamının bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek
üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 21.10.2020 gününde Başkan … ve Üye Hakim …’nın eylemin bilinçli taksirle öldürme olduğuna ilişkin karşı oyları ve oy çokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY;

Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi suçundan sanık …’ın maktul …’e karşı eyleminin bilinçli taksirle öldürme suçu olduğu ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 2017-638 E. 2017- 673 sayılı Kararının bozulması görüşünde olduğumuzdan esastan red şeklinde verilen çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.
Dosya kapsamına göre 71 yaşındaki maktul ile 51 yaşındaki sanığın arkadaş oldukları, olaydan önce birlikte alkol aldıkları, sanığın motosiklet kullandığı, maktulün sanığın arkasına oturup kaza mahallinden 550 metre önceki kamera kaydına göre düşük hızda seyrettikleri sırada bulanık ve debisi yüksek akarsu üzerindeki köprüden geçerken virajı alamayıp köprü korkuluğuna çarpıp savruldukları, maktulün dereye düştüğü, sanığın motosikletle olay mahallinden ayrılıp evine dönerek eşine kaza yaptığını söylediği, bir süre uyuduğu, uyandıktan sonra aklına maktulün geldiği, bilahare eşi ve oğlu ile hastaneye gelip oradaki görevlilere maktulden bahsettiği, görevlilerin üç gün boyunca arama yapmalarına rağmen maktulün cesedini bulamadıkları, maktulün oğlunun maktulü üç günden sonra olay yerine 4 km uzaklıkta bulduğu açıktır.
Köprünün sudan yüksekliği 3 metre, suyun akış hızı saatte 3,5 km, su bulanık ve derindir.
Kazadan yaklaşık 15 saat sonra sanığın 1,33 promil alkollü olduğu anlaşılmıştır. Her saatte 15 promilin düştüğü bilimsel veri olduğuna göre sanığın olay anında 3,58 promil alkollü olduğu, bu derece alkollü olan kişinin yaptığı kaza sonrası köprü üzerinde göremediği maktulü aramadan oradan ayrılması normaldir.
Maktulün, motosiklet kazası ile husulü mümkün genel beden travmasına bağlı kafatası ve femur kırığı ve suda bağulma sonucu öldüğü anlaşılmıştır.
Sayın çoğunlukça sanığın eylemi TCK 83. maddesinde yazılı kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi suçu olarak kabul edilmiştir. İhmal, kişiye belli bir icrai davranışta bulunma yükümlülüğünün yüklendiği hallerde, bu yükümlülüğe uygun davranılmamasıdır. Bu suçun oluşumu için sanığın neticeyi önleme yükümlülüğü olmalıdır.
Maktulün düştüğü köprü üç metre yüksekliktedir. Suyun debisi yüksek ve su bulanıktır. Maktulde kafatası ve femur kırığı oluşmuş, suda boğulma sonucu ölmüştür. Üç metre yukarıdan suya düşerek çarpma sonucu kafatası kırılan kişinin bir kaç dakikada boğulacağı muhakkaktır.
Maktul, görevlilerce üç gün aranmış bulunamamış, maktulün oğlu onu olay yerinden 4 km uzaklıkta bulmuştur.
Bu durumda olay anında 3.58 promil alkollü olup alkolün etkisi ile motosiklette maktulün olduğunu dahi unutup saatler sonra hatırlayarak görevlilere söyleyen sanığın bir kaç dakika içinde üç metre aşağıya düşen maktulü bulması mümkün olmadığı gibi, en seri şekilde görevlilere haber vermesi halinde dahi ölümü, yani neticeyi önleme imkanı bulunmayacaktır. Maktulün köprüden düştüğü an ölmüş olması da mümkündür.
TCK 83. maddesindeki suçun oluşumu için belli bir icrai davranışta bulunma yükümlülüğüne aykırı olarak bu davranışın gerçekleştirilmemesi sonucunda (davaya konu olayda haber vermeme sonucunda) ölümün gerçekleşmesi gerekir. Halbuki davaya konu olayda sanık icrai davranışta bulunsa, yani ivedi şekilde haber verse dahi neticeyi önleyemeyecektir.
Bu nedenlerle sanığın eyleminin bilinçli taksirle öldürme suçu olduğunun kabulü ile kararın bozulması gerektiği görüşü ile sayın çoğunluğa katılmıyoruz.