Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2020/2212 E. 2020/2369 K. 14.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/2212
KARAR NO : 2020/2369
KARAR TARİHİ : 14.10.2020

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Kasten öldürme, kasten öldürmeye yardım
HÜKÜM : 1-Suça sürüklenen çocuk … bakımından:
TCK’nin 81/1, 29, 31/3, 62, 63, 54. maddeleri uyarınca 10 yıl hapis cezası,
2-Sanık … Ünlü bakımından:
TCK’nin 81/1, 39/1, 29, 62, 53/1-2-3, 54. maddeleri uyarınca 8 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Suça sürüklenen çocuk … hakkında istinaf kararı müdafii tarafından süresinde temyiz edilmiş ise de, suça sürüklenen çocuğun 18 yaşını doldurduktan sonra dosyasının onanmasını istediğine dair 29/06/2020 tarihli dilekçesi temyizden vazgeçme mahiyetinde bulunduğu,
Katılan … vekilinin 04/10/2019 tarihli süre tutum dilekçesini mahkemeye sunarak gerekçeli kararın kendisine tebliğ edilmesini talep etmesi üzerine gerekçeli kararın anılan vekile 10/10/2019 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen katılan vekili tarafından gerekçeli temyiz dilekçesinin mahkemeye sunulmadığı,
Sanık … müdafiine ise gerekçeli karar 24/10/2019 tarihinde tebliğ edildiği halde CMK’nin 295. maddesinde belirtilen süreye uymayarak yasal süresinden sonra 01/11/2019 tarihinde gerekçeli temyiz dilekçesi sunduğu, süre tutum temyiz dilekçesinin ise gerekçe içermediği anlaşıldığından;
Suça sürüklenen çocuk müdafiinin, katılan vekilinin ve sanık … müdafiinin temyiz istemlerinin 5271 sayılı CMK’nin 298 maddesi uyarınca REDDİNE karar verilmiştir.
Sanık … hakkında maktul …’u kasten öldürmeye yardım suçundan mahkumiyetine dair hükme karşı istinaf başvurularının kabulü ile sanık hakkında verilen hükme ilişkin olarak Cumhuriyet savcısının temyiz istemine yönelik yapılan incelemede;
Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin 18/09/2019 tarihli, 2019/928 esas, 2019/1953 sayılı kararında bozma sebepleri dışında isabetsizlik görülmemiştir, ancak;
1- Oluşa ve dosya kapsamına göre; suç tarihinde sanık …’ın gündüz saatlerinde tartıştığı kişilerle tekrar buluşmak üzere suça sürüklenen çocuk ile birlikte olay yerine geldikleri, burada maktulün de içinde bulunduğu araca rastladıkları, aracı …’nın kullandığı, maktul …’ın sürücünün sağ tarafındaki koltukta oturduğu, araç yanlarında durduğunda sanık …’ın aracın sağ tarafından sağ ön penceresinden araç içerisine doğru “Tartıştıklarımız siz misiniz lan” diyerek sorduğu, bu sırada suça sürüklenen çocuk … ‘in aracın sağ ön far kısmında bulunduğu, tarafların tartıştıkları, her ne kadar suça sürüklenen çocuk kendi beyanıyla maktule ateş ettiğini söylese de, bulunduğu yer, araçta herhangi bir isabet izi olmaması, sanık …’ın bulunduğu yer ile maktulde meydana gelen yaralanma dikkate alındığında, gerçekte ateş eden kişinin sanık … olduğunun kabulü gerektiği, zira maktule ateş edenin suça sürüklenen çocuk olması hâlinde aracın ön camında mermi deliği olması gerektiği, oysa olay yeri inceleme formuna göre aracın camında veya kapılarında herhangi bir isabet izi bulunmadığının belirtilmesi karşısında suça sürüklenen çocuk … ‘in yaşı nedeni ile daha az ceza alacağını düşünerek sanık …’ı kurtarmak amacıyla savunmada bulunduğu ve sanık …’ın suçta kullandığı tabanca ile teslim olduğu, suça sürüklenen çocuk … ve sanık …’ın eylem ve irade birlikteliği içerisinde hareket ettikleri, olay yerine her ikisinin de tabanca ile geldiği, her ikisinin de olay sırasında tabancasını çektiği, maktule doğrulttuğu, ateş etmek istedikleri, birinin tabancasının patladığı, diğerinin tabancasının patlamadığı, patlamayan tabancanın da korkutucu etkisi ile maktulün direncinin kırıldığı, sonuçta maktulün ateşli silah yaralanmasına bağlı olarak hayatını kaybettiği anlaşılan olayda; maktul …’a ateş eden kişinin sanık … olduğunun kabulü ile sanığın TCK’nin 81/1. maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi gerekirken mahkemece yanılgılı değerlendirmede bulunularak yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabule göre de;
Olay yerinde suça sürüklenen çocuk … ile eylem ve irade birlikteliği içerisinde hareket eden, tabancasını çekip maktule doğrulttuğu ancak tabancasını patlatamadığı Mahkemece kabul edilen sanık …’ın maktulün ölümünden yardım eden olarak değil, fail olarak cezalandırılması gerektiği, sanık …’ın da maktulü vurma kastı ile hareket ettiği ve tabancasının korkutucu etkisinin maktulün direncini kırdığı gözetilerek sanık …’ın maktul …’ı kasten öldürme suçundan fail olarak cezalandırılması gerektiği halde, yazılı şekilde yardım eden olarak cezalandırılmasına karar verilmesi,
Kanuna aykırı, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi CMK’nin 302/2,3. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozmaya konu kararın niteliği de gözetilerek aynı Kanunun 304/2. maddesi uyarınca dosyanın takdiren Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 14.10.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.