Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2020/1354 E. 2021/5718 K. 31.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/1354
KARAR NO : 2021/5718
KARAR TARİHİ : 31.03.2021

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Kasten Yaralama
HÜKÜMLER : 1) Sanık … hakkında, 5271 sayılı CMK’nin 223/2-e maddesi gereği beraat,
2) Sanık … hakkında, 5237 sayılı TCK’nin 86/2, 86/3-e, 29, 62, 52/2. maddeleri uyarınca 2.380,00 TL adli para cezası ile mahkumiyet, 5271 sayılı CMK’nin 231/5. maddesi gereği hükmün açıklanmasının geri bırakılması.
3) Sanık … hakkında, 5237 sayılı TCK’nin 86/1, 86/3-e, 87/1-d, 29, 62, 53. maddeleri uyarınca 5 yıl 7 ay hapis cezası ile mahkumiyet.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü;
1) Sanık … hakkında verilen “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” kararına yönelik temyiz sebeplerinin incelenmesinde;
Sanık hakkında 5271 sayılı CMK’nin 231/5. maddesi gereği verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.02.2009 gün ve 2009/13-12 sayılı Kararı ile aynı Kanun’un 231/12. maddesi gereği itirazı kabil olup temyizinin mümkün bulunmadığı anlaşılmakla, temyizen incelenmeyen hükmün mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına istem gibi TEVDİİNE,
2) Sanık … hakkında katılana karşı “kasten yaralama” suçundan kurulan “mahkumiyet” hükmüne yönelik temyiz sebeplerinin incelenmesinde;
a) Yerinde görülmeyen diğer temyiz sebeplerinin reddine, ancak;
Sanığın eylemi neticesinde katılanda meydana gelen yaralanmaya ilişkin olarak, Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinde görevli, Göğüs Cerrahi Uzmanı tarafından tanzim olunan 08/12/2014 tarihli raporda, “Sağ göğüs ön duvarda 3. İKA ve sağ meme areolası medial kenarda keskin düz kenarlı kanamalı toraksa nafiz kesici delici alet yaralanması olduğu toraks BT’de sağ üst alanda pnomotoraks ve sağ alt alanda sıvama tarzı minimal hemoraji saptandı, basit tıbbi müdahale ile giderilemez, hayati tehlikeye neden olur, iyileşme olanağı bulunmayan bir hastalığa ya da bitkisel hayata girmesine neden olduğu” şeklinde görüş belirtilmesi ve Adli Tıp Kurumu Sincan Şube Müdürlüğünce tanzim olunan 14/04/2015 tarihli raporda, bahse konu yaralanmanın “basit tıbbi müdahale ile giderilemez, hayati tehlikeye neden olur.” nitelikte bulunduğuna yer verildiği ve fakat eylem neticesinde katılanın “iyileşme olanağı bulunmayan bir hastalığa ya da bitkisel hayata girmesine” neden olup olmadığı hususunda herhangi bir görüş belirtilmediği anlaşılmakla;
Söz konusu raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığı gözetilerek, katılanın, tüm tedavi evrakları, film ve grafileri ile tüm adli muayene raporları ile birlikte en yakın Adli Tıp Kurumu ilgili Şube Müdürlüğüne sevki sağlanarak, yapılacak fiziki muayenesini müteakip, 5237 sayılı TCK’nin 86. ve 87. maddelerinde belirtilen tüm kriterleri kapsayan nihai rapor temini ile sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tespit ve tayini gerekirken, eksik inceleme ile yetersiz rapora istinaden yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule ve uygulamaya göre de;
b) Sanık hakkında kasti suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak uygulanmasına karar verilen hak yoksunlukları yönünden, Anayasa Mahkemesinin, 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinde yer alan bazı ibarelerin iptal edilmiş olması ve hükümden sonra, 15/04/2020 tarihinde yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin 3. fıkrasının 1. cümlesine “ertelenen veya” ibaresinden sonra gelmek üzere eklenen “denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezası infaz edilen” ibareleri yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenlerle, 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA,
3) Sanık … hakkında katılana karşı “kasten yaralama” suçundan verilen “beraat” kararına yönelik temyiz sebeplerinin incelenmesinde;
Sanık …’ın hazırlık aşamasında, kolluk tarafından tespit olunan 09.12.2014 tarihli savunmasında, “Babam(sanık …) ile … arasında daha önceden bir telefon görüşmesindeki küfürlerinden dolayı ne olur ne olmaz diyerek yanıma biçak aldım, … daha sonra ben ve ailem olay yerinden ayrıldık … polis bana bıçağı sorunca, olay yerine giderken üzerime almış olduğum eve gelince mutfağa bıraktığım bıçağı alarak polise teslim ettim…” şeklindeki anlatımı; tanık …’ın aynı tarihli kolluk beyanında ve aynen tekrar ettiği kovuşturma aşamasındaki beyanında, “… isimli şahıs “yaklaşmayın saplarım” dedi. Olay yerinde …’in elinde bana gösterilen siyah plastik saplı ekmek bıçağına benzer bir bıçak vardı” yönündeki beyanları; tanık …’in aynı tarihli kolluk beyanında, “Saat 21:30 sıralarında düğün meydanında … ile oğlu …’in daha önceden tanımadığım kişilerle kavga ettiklerini gördüm, …kimin kime vurduğunu görmedim” şeklindeki anlatımı; tanık …’nın aynı tarihli kolluk beyanında, “… ve yanında bulunan tanımadığım şahıslar …’e saldırdı ve darp ettiler, etrafta bulunanlar ve ben olayı ayırdık, takribi 15-20 dakika sonra … ve yanında bulunan eli sopalı, bıçaklı şahıslar kayınçom olan …’e saldırdılar ve … yere düştü” şeklindeki beyanı; tanık …’ın aşamalarda değişmeyen anlatımlarına göre “…, … ve … da eşim …’e yumruk savuruyorlardı. Yumrukla vurduklarını bizzat gördüm. Daha sonra kavga yatıştırıldı. … isimli şahıs, oğlu olan … ve görsem tanıyabileceğim iki erkek şahısla birlikte bir tanesi elindeki sopa ile eşimin omzuna vurdu, sonra … bıçakla eşime vurdu, bu sırada eşim yere düştü, çevrede bulunanlar kavgayı ayırdılar” şeklindeki beyanları karşısında,
Sanıklar … ve …’ın fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek, katılanı yaraladıkları anlaşılmakla, sanık … hakkında, 5237 sayılı TCK’nin 86/1, 86/3-e, 87/1-d, 87/1-son maddelerinin tatbiki ile mahkumiyet hükmü kurulması gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek, yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenle, 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 31/03/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.