Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2019/857 E. 2019/1979 K. 02.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/857
KARAR NO : 2019/1979
KARAR TARİHİ : 02.04.2019

(KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİ)
Nitelikli yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçlarından sanık …’nun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 149/1-c-g ,109/2, 109/2-3-b ve 62. maddeleri uyarınca, 8 yıl 4 ay hapis ile 3 yıl 4 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına dair İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/10/2008 tarihli ve 2001/30 esas, 2008/228 sayılı kararını müteakip, cezalarının 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 99. maddesi gereğince 11 yıl 8 ay hapis cezası olarak toplanmasına, hükümlü hakkında 4616 sayılı Kanunun uygulanmamasına ve hükümlü hakkında verilen cezaların infazında 5275 sayılı yasanın 107/4 maddesi gereğince indirim yapılmasına ilişkin aynı Mahkemenin 18/02/2011 tarihli ve 2011/169 değişik iş sayılı kararından sonra, hükümlü tarafından müddetnameye yapılan itirazın reddine ilişkin aynı Mahkemenin 21/11/2013 tarihli ve 2013/604 değişik iş sayılı kararına ilişkin itirazın keza reddine ilişkin İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 17/12/2013 tarihli ve 2013/679 değişik iş sayılı kararına yönelik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca yapılan kanun yararına bozma talebinin Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 04/03/2015 tarihli ve 2015/761 esas, 2015/1201 sayılı ilâmı ile bozulmasına karar verilmiş ise de;
21/05/2014 tarihli ve 94660652-105-34-1580-2014/10143/34886 sayılı kanun yararına bozma talep yazımız ve bu kapsamda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen 10/06/2014 tarihli ve 2014/203100 sayılı tebliğnamede;
Dosya kapsamına göre;
1- İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 18/02/2011 tarihli ve 2011/169 değişik iş sayılı kararında hükümlü hakkında 4616 sayılı Kanunun uygulanmayacağı belirtilmiş ise de; sanığın cezasına konu eylemin suç tarihinin 1998 ila 2000 tarihleri arası olarak belirtildiği, 4616 sayılı Kanunun 1. maddesinde söz konusu Kanunun 23/04/1999 tarihine kadar işlenen suçlar kapsamında uygulanacağını ve yine sanığın üzerine atılı suçun 4616 sayılı Kanunun 5. maddesi kapsamında da kalmamasına rağmen mahkemece sanık hakkında anılan Kanun’un uygulanmama gerekçesinin denetime uygun olacak bir şekilde karar yerinde gösterilmemesi,
2- İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesince, sanık hakkında verilen cezanın 11 yıl 8 ay olarak içtiması ile bu cezanın infazının 5275 sayılı Kanununun 107/4. maddesi gereğince 1/4 indirim yapılacağı şeklinde karar verilmiş ise de 647 sayılı Kanunun 19 ve ek 2. maddeleri ile 5275 sayılı Kanunun 107/4. maddesindeki hükümlerin ayrı ayrı uygulanarak denetime uygun ve gerekçeli olacak şekilde sanığın lehine olan infazın süresi ve şekli karar yerinde gösterilmeden karar verilmesine rağmen itirazın kabulü yerine yazılı şekilde karar verilmesinde, isabet görülmediği gerekçeleri ile kanun yararına bozma talep edilmesine rağmen Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 04/03/2015 tarihli ve 2015/761 esas, 2015/1201 sayılı ilâmının 4. sayfasının en alt satırında da belirtildiği üzere farklı gerekçe ile kanun yararına bozma talebi kabul edilerek İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 17/12/2013 tarihli ve 2013/679 değişik iş sayılı kararının bozulmasına karar verilmesi, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesinde yer alan Kanun yararına bozma başlıklı düzenlemeye aykırılık teşkil ettiğinden öncelikle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 308. maddesi uyarınca Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 04/03/2015 tarihli ve 2015/761 esas, 2015/1201 sayılı kararına karşı Yargıtay Ceza Genel Kuruluna itiraz yoluna başvurulması gerektiği düşünülmektedir.
Ancak Yargıtay Ceza Genel Kuruluna itiraz yasa yoluna başvuru talebimizin reddedilmesi halinde,
Dosya kapsamına göre, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 107/4. maddesinde yer alan “Suç işlemek için örgüt kurmak veya yönetmek ya da örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçtan dolayı mahkûmiyet halinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm edilmiş olanlar otuz altı yılını, müebbet hapis cezasına mahkûm edilmiş olanlar otuz yılını, süreli hapis cezasına mahkûm edilmiş olanlar cezalarının dörtte üçünü infaz kurumunda çektikleri takdirde, koşullu salıverilmeden yararlanabilirler.” şeklindeki düzenleme karşısında, hükümlü hakkında örgüt faaliyeti kapsamında işlenen yağma ve hürriyeti tahdit suçlarından da 5237 sayılı Kanun’un 149/1-c-g, 109/2, 109/3-b. maddeleri uyarınca verilen mahkûmiyet hükümlerinin infazının 5275 sayılı Kanunun 107/4. maddesi gereğince yapılması gerektiğinden, Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 04/03/2015 tarihli ve 2015/761 esas, 2015/1201 sayılı kanun yararına bozma ilamına uymak suretiyle hükümlünün cezalarının infazının 647 sayılı Kanunun 19 ve Ek-2 maddeleri gereğince yapılmasına dair İstanbul (kapatılan) 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 29/06/2015 tarihli ve 2001/30 esas, 2008/228 sayılı kararında isabet görülmediğinden bahisle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 11/11/2016 gün ve 94660652-105-34-7603-2016-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesi ile Dairemize ihbar ve dava evrakı gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü;
TÜRK MİLLETİ ADINA
21/05/2014 tarihli ve 94660652-105-34-1580-2014/10143/34886 sayılı kanun yararına bozma talebi üzerine “hükümlü …’nun 11 yıl 8 ay hapis cezasının infazının 03.01.2000 olan suç tarihinde yürürlükte bulunan 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun 19 ve Ek-2 maddeleri gereğince ½ ve her ay için 6 gün indirimden yararlandırılmak suretiyle yapılması gerekeceğinden, farklı gerekçe ile kanun yararına bozma talebinin kabulü ile İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesince hükümlünün itirazının kabulüne karar verilmesi gerekirken itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmediği” gerekçesiyle Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 04/03/2015 tarihli ve 2015/761 esas, 2015/1201 karar sayılı ilamıyla İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 17.12.2013 tarih ve 2013/679 değişik iş sayılı kararının kanun yararına bozulmasına karar verildiği,
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 11/11/2016 tarihli ve 94660652-105-34-7603-2016-Kyb sayılı yazısı ile farklı gerekçe ile kanun yararına bozma talebinin kabul edilmesinin CMK’nin 309. maddesindeki düzenlemeye aykırı olduğundan bahisle Dairemizin 04/03/2015 tarihli ve 2015/761 esas, 2015/1201 karar sayılı ilamına karşı itiraz yoluna gidilmesini itiraz yoluna gidilmesi yönündeki talebin reddedilmesi halinde kanun yararına bozma kararına uyularak İstanbul 9.Ağır Ceza Mahkemesince verilen 29/06/2015 tarihli, 2001/30 esas ve 2008/228 karar sayılı kararına karşı kanun yararına bozma yoluna gidilmesini Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından istediği, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Dairemizin 04/03/2015 tarihli ve 2015/761 esas, 2015/1201 karar sayılı ilamına karşı itiraz yasa yoluna gidilip gidilmeyeceği yönünde herhangi bir değerlendirme yapmaksızın dosyayı kanun yararına bozma istemi gibi dairemize gönderdiği anlaşılmakla; İstanbul 9.Ağır Ceza Mahkemesince verilen 29/06/2015 tarihli, 2001/30 esas ve 2008/228 karar sayılı kararına karşı yapılan kanun yararına bozma isteminin incelenerek sonuçlandırılmasının bu aşamada mümkün olmadığı, öncelikle Dairemizin 04/03/2015 tarihli ve 2015/761 esas, 2015/1201 karar sayılı ilamına karşı itiraz yoluna gidilip gidilmeyeceği konusunda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından değerlendirme yapılmasının, itiraz yoluna gidilecek ise itiraz gerekçelerini içerir tebliğnamenin düzenlenerek Dairemize gönderilmesinin itiraz yoluna gidilmeyecek ise bu konuda verilen kararın dosya içerisine alınmasının zorunlu olduğu anlaşılmakla bu eksikliklerin giderilmesi amacıyla dosyanın incelenmeksizin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdii edildiği, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06/03/2019 tarihli, 2016/391380 sayılı yazısı ile 5271 sayılı CMK’nin 308/1. maddesinde hükümlü aleyhine itiraz kanun yoluna başvurulabilmesi için otuz günlük yasal süre şartının bulunduğu, inceleme tarihi itibariyle anılan süre dolmuş olduğundan ileri sürülen itiraz sebepleri değerlendirilmeksizin itiraz olağanüstü kanun yoluna gidilmediğinin bildirildiği anlaşılmakla;
Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 04/03/2015 tarihli ve 2015/761 esas, 2015/1201 karar sayılı bozma kararına uyularak İstanbul (kapatılan) 9. Ağır Ceza Mahkemesince kurulan 29/06/2015 tarihli ve 2001/30 esas, 2008/228 sayılı kararında usul ve yasaya aykırılık görülmediğinden, bu karara yönelik haklı nedenlere dayanmayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 02/04/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.