Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2019/3614 E. 2021/5910 K. 02.04.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/3614
KARAR NO : 2021/5910
KARAR TARİHİ : 02.04.2021

(KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİ)

Silahla yağma suçundan İstanbul 1. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinin 09/12/2009 tarihli ve 2005/1 esas, 2009/271 sayılı kararı ile 2 yıl 1 ay hapis cezasına hükümlü …’un, bu cezasının infazı sırasında, 10/09/2015 tarihinden itibaren şartla tahliyesine dair İstanbul 1. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinin 13/10/2015 tarihli ve 2015/579 değişik iş sayılı kararını müteakip, hükümlünün denetim süresi içinde 11/07/2016 tarihinde işlemiş olduğu alkol veya uyuşturucu maddenin etkisi altındayken araç kullanma suçundan İstanbul 67. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/06/2017 tarihli ve 2016/594 esas, 2017/303 sayılı kararıyla cezalandırıldığının ve bu kararın 19/09/2017 tarihinde kesinleştiğinin ihbar edilmesi üzerine, İnfaz Savcılığı tarafından şartla tahliye kararının kaldırılması ve hükümlünün ikinci suç tarihi olan 11/07/2016 ile bihakkın tahliye tarihi olan 06/12/2016 tarihleri arasındaki sürenin aynen infazına yönelik talebinin kabulüne ve aynen çektirilmesine ilişkin İstanbul 1. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinin 28/02/2019 tarihli ve 2005/1 esas, 2009/271 sayılı ek kararına karşı yapılan itirazın kabulüne ilişkin mercii İstanbul 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinin 22/04/2019 tarihli ve 2019/282 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18/09/2007 tarihli ve 2007/1-214-181 sayılı kararında belirtildiği üzere infaza ilişkin lehe oluşan hataların kazanılmış hakka konu olmayacağı gözetilerek yapılan incelemede,
Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 10/12/2018 tarihli, 2018/2219 esas, 2018/5254 karar sayılı ilamında ” Hükümlünün infaza konu cezasından dolayı koşullu salıverilme hakkından yararlanabilmesi bakımından infaz kurumunda geçirilmesi gereken sürenin belirlenmesinde 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun hükümleri uyarınca yapılan uygulamanın 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun hükümlerine göre yapılacak uygulamaya göre lehe olduğundan, somut olayda 5275 sayılı Kanun hükümlerine göre değil 765 sayılı TCK’nin 17. maddesi hükümlerine göre koşullu salıverilme kararının geri alınmasına karar verilmesi gerektiği, koşullu salıverilme ile ilgili uygulama bakımından 647 sayılı Kanun hükümleri ile 5275 sayılı Kanun hükümlerinin sadece lehe olan bölümlerinin alınıp karma uygulama yapılmasının mümkün olmadığı, hükümlerin bir bütün olarak uygulanmasının zorunlu olduğu,…” şeklinde açıklamaya yer verildiği,
ükümlünün İstanbul 1. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinin 09/12/2009 tarihli ve 2005/1 esas, 2009/271 sayılı kararı ile 2 yıl 1 ay hapis cezasına hükmedildiği,
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 647 sayılı Cezalarının İnfazı Hakkında Kanunun 19 ve ek 2. madde hükümleri dikkate alınarak 1/2 oranında ve ayda 6 gün indirim yapılmak suretiyle düzenlenen 23/03/2015 tarihli ve 2015/1-182 sayılı müddetnamede bihakkın tahliye tarihinin 06/12/2016, koşullu salıverilme tarihinin ise 10/09/2015 olarak tespit edildiği,
Hükümlünün koşullu salıverildiği tarih ile bihakkın tahliye tarihi arasında (deneme süresi içerisinde) 11/07/2016 tarihinde işlediği alkol veya uyuşturucu maddenin etkisi altındayken araç kullanma suçundan dolayı İstanbul 67. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/06/2017 tarihli ve 2016/594 esas, 2017/303 sayılı kararıyla cezalandırıldığının ve bu kararın 19/09/2017 tarihinde istinaf başvurununun esastan reddedilmesi suretiyle kesinleştiği,
Suç tarihi itibariyle koşullu salıverilme ile ilgili mevzuata bakıldığında;
Mülga 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun “Şartla Salıverilme” başlıklı 19. maddesinin 1. fıkrasının “(Değişik fıkra: 11/03/1986 – 3267/1 md.) ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezasına hükümlüler 25 yıllarını; müebbet ağır hapis cezasına hükümlüler 20 yıllarını; diğer şahsi hürriyeti bağlayıcı cezalara mahkum edilmiş olanlar hükümlülük süresinin ½’ni; çekmiş olup da tüzüğe göre iyi halli hükümlü niteliğinde bulundukları takdirde, talepleri olmasa dahi şahsi şartla salıverilirler.”,
Aynı Kanun’un Ek Madde 2. maddesinin “Hükümlülerin yarı açık veya açık cezaevlerine seçilmelerine karar verme işlemi, Adalet Bakanlığınca her yılın Ocak ayı içerisinde tespit edilerek Cumhuriyet Savcılıklarına bildirilen şartla salıverilme tarihine göre yapılır. Bakanlıkça bildirilen bu tarih aşılmamak ve kapalı kurumlarda çalışanlara öncelik tanınmak kaydıyla; 9, 10 ve 11 inci maddeler gereğince tabi tutulacakları müşahadeleri sonucu yarı açık veya açık müesseselere naklolunan hükümlülerin; anılan müesseselerde kaldıkları her ay için 6 gün, 19 uncu maddenin 1, 2 ve 3 üncü fıkralarına göre tespit edilecek şartla salıverilme tarihlerinden indirilmek suretiyle şartla salıverilme işlemi yapılır.”,
765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 17. maddesinin 1. fıkrasının “(Değişik fıkra: 07/12/1988 – 3506/1 md.) şartla salıverilmiş olan hükümlü, geri kalan süre içinde işlediği kasıtlı bir cürümden dolayı şahsi hürriyeti bağlayıcı bir cezaya mahkum olur veya mecbur olduğu şartları yerine getirmez ise, şartla salıverilme kararı geri alınır. Bu takdirde suçun işlendiği tarihten sonraki kısım hükümlünün ceza süresine mahsup edilmeyerek aynen çektirilir ve şartla salıverilmeye esas teşkil eden hükmün infazı ile ilgili olarak bir daha şartla salıverilmeden yararlanamaz.” şeklinde ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un “Koşullu Salıverme” başlıklı 107.
maddesinin 2. fıkrası “Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edilmiş olanlar otuz yılını, müebbet hapis cezasına mahkum edilmiş olanlar yirmidört yılını, diğer süreli hapis cezalarına mahkum edilmiş olanlar cezalarının üçte ikisini infaz kurumunda çektikleri takdirde, koşullu salıverilmeden yararlanabilirler.” ve 6. fıkrası da “Koşullu salıverilen hükümlünün tabi tutulacağı denetim süresi, yukarıdaki fıkralara göre infaz kurumunda geçirilmesi gereken sürenin yarısı kadardır. Ancak süreli hapislerde hakederek tahliye tarihini geçemez.” şeklinde düzenlemelere yer verildiği,
Bu haliyle hükümlünün infaza konu cezasından dolayı koşullu salıverilme hakkından yararlanabilmesi bakımından infaz kurumunda geçirilmesi gereken sürenin belirlenmesinde 647 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yapılan uygulamanın 5275 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılacak uygulamaya göre lehe olduğundan, somut olayda 5275 sayılı Kanun hükümlerine göre değil, 765 sayılı Kanun’un 17. maddesi hükümlerine göre koşullu salıverilme kararının geri alınmasına karar verilmesi gerektiği, koşullu salıverilme ile ilgili uygulama bakımından 647 sayılı Kanun hükümleri ile 5275 sayılı Kanun hükümlerinin sadece lehe olan bölümlerinin alınıp karma uygulama yapılmasının mümkün olmadığı, hükümlerin bir bütün olarak uygulanmasının zorunlu olduğu, bu haliyle bihakkın tahliye tarihine kadar infaz süreci devam eden hükümlünün bihakkın tahliye tarihinden önce ikinci suçun işlenmesi karşısında ikinci suçu işlediği tarih olan 11/07/2016 tarihi ile bihakkın tahliye tarihi olan 06/12/2016 tarihi arasındaki sürenin aynen çektirilmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 02/10/2019 gün ve 94660652-105-34-8901-2019-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesi ile Dairemize ihbar ve dava evrakı gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü;

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar tarihinden sonra 14.04.2020 tarihinde kabul edilen 15.04.2020 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanunun 48. maddesi ile 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun Koşullu salıverilme ile ilgili 107. maddesinde değişiklik yapılmış ise de; kanun yararına bozma, kesinleşen hükümde verildiği zaman yürürlükte bulunan usul ve maddi hukuka ilişkin hukuka aykırılıkların giderilmesi ile sınırlı olduğundan, inceleme karar tarihindeki mevzuat hükümlerine göre yapılmış olup;
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına
göre yerinde görüldüğünden, İstanbul 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinin 22/04/2019 tarihli ve 2019/282 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nin 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA, diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 02/04/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.