YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/2835
KARAR NO : 2019/5201
KARAR TARİHİ : 26.11.2019
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten öldürme, hırsızlık
HÜKÜM : 1-TCK.nin 81/1, 53 ve 63/1. maddeleri uyarınca müebbet hapis cezası,
2-TCK.nin 142/2-a-2. cümle, 53 ve 63/1. maddeleri uyarınca 4 yıl 2 ay hapis cezası.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Katılan Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekilinin temyizinin vekalet ücretine hasren yapıldığı anlaşılmakla; inceleme sanık müdafii ile katılan bakanlık vekilinin vekalet ücreti ile sınırlı temyizlerine göre yapılmıştır.
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık …’nin maktul …’ya yönelik eyleminin sübutu kabul, takdire ilişen cezayı azaltıcı sebeplerin nitelikleri ve derecesi takdir kılınmış, savunmaları değerlendirilip inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bozma nedenleri dışında isabetsizlik görülmediğinden, sanık müdafilerinin suçun manevi unsuruna, haksız tahrike, takdiri indirime ve sair hususlara yönelen yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,
1-) Katılan Aile Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığı vekilinin 22/01/2018 tarihli dilekçesinde katılan sıfatı almak istediğini beyan ettiği halde, bu konuda bir karar verilmediği,
2-) Maktulün, sanığın eşinin dayısının eşi olduğu, sanığın düzenli bir işi olmaması nedeniyle maktulün eşi tarafından sıklıkla yemeğe çağrıldığı, tüm taraf ifadelerinden anlaşılacağı üzere maktulün kolunda 4 adet bilezik bulunduğu ve sürekli üzerinde açık şekilde taşıdığı, olay günü maktul kızını okula bıraktıktan sonra sanık ile karşılaştığı, sanığın maktulü kendi ikametine götürdüğü, burada sanığın ağız ve burnunu kapatmak suretiyle boğarak öldürdüğü ve daha önceden gördüğü maktule ait 4 adet bileziği yağmaladığı, yargılama aşamasında sanığın maktul ile ilişkisi olduğuna ve maktulün bu ilişkiyi eşine anlatacağına, sanığın da bunu engellemek kastıyla maktulü öldürdüğüne yönelik savunmalarına itibar edilemeyeceği, çünkü hiçbir kadının sanığın belirttiği şekilde yalnızca bir sarılmaktan ibaret ilişkiyi kendisini zor duruma sokacak şekilde yakınlarına anlatamayacağı, bu durumun hayatın olağan akışına aykırı olduğu, sanığın içerisinde bulunduğu sosyo-ekonomik durum ve taraf ifadelerinden açıkça anlaşılacağı üzere sanığın maktulü yağmalamak amacıyla öldürdüğü anlaşıldığından, sanığın maktule yönelik eylemleri nedeniyle TCK’nin 82/1-h maddesinde belirtilen nitelikli kasten adam öldürme ve TCK’nin 149/1-d maddesinde belirtilen nitelikli yağma suçlarından cezalandırılması yerine suç vasfında yanılgıya düşülerek kasten öldürme ve nitelikli hırsızlık suçlarından hüküm kurulması,
3-) Aile Çalışma ve Sosyal Politikalar Hizmetler kendisini vekil ile temsil ettirmesine rağmen lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafiinin ve katılan bakanlık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin, CMUK’un 326/son maddesi gözetilmek kaydıyla tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak BOZULMASINA, 26/11/2019 gününde Üye …’in kararın onanmasına dair karşı oyu ve oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY:
Maktul …’in sanık … tarafından kasten öldürülmesi olayında yerel Mahkemece sanık hakkında TCK’nin 81, 142/2-a maddeleri gereği verilen mahkumiyet kararının sanık müdafii ve re’sen temyizi üzerine sanığın eyleminin TCK’nin 82/1-h-e, 149/1-d, (Bir suçu gizlemek amacıyla adam öldürme ve konutta yağma) suçlarını oluşturduğundan bahisle CMUK 326/son maddesi gözetilmek kaydıyla bozulmasına dair Dairemizin kararına katılmıyorum. Şöyle ki;
Davaya konu olayda sanık olayın kurgusunu aşamalarda daima “makktulenin evine ailece sıksık gider gelirdik bir gün beni yanına yalnız olarak çağırdı ve benden hoşlandığını söyledi cinsel ilişki olmadı yalnızca sarıldık, sonradan maktule bana ilişkimizi eşine anlatacağını söyledi ben de anlatma zaten birşey olmadı aramızda dedim, olay günüde bu konuyu konuşmak için evime çağırdım evde konuşurken maktule bağırırım deyince engel olmak için ağzını tuttum bu arada boğulmuş daha sonra kolundaki bilezikleri aldım ve onu bir sandığa yerleştirerek evden götürdüm. Şeklinde savunma yapmış, yerel Mahkemede sanığa TCK’nin 81, 142/2-a maddelerinden (kasten öldürme ve kişinin ölmesinden yararlanarak hırsızlık) ceza vermiştir.
Sanık, savunmalarında maktule ile cinsel boyuta varmayan sarılma şeklinde bir yakınlaşmasının olduğunu bu yakınlaşmayı maktulenin eşine bahsedeceğini söylemesi üzerine kendisinin karşı çıktığını bu konuyu konuşmak için kendisinin eşi evde yok iken maktuleyi kendi evine çağırdığını maktulenin de bu nedenle kendisinin evi evine geldiğini bu konuları konuşurken maktulenin bağırması üzerine ağzını tuttuğunu bu sırada maktulenin öldüğünü söylemiştir. Maktule sanığın eşinin dayısının hanımıdır. Maktule suç tarihinde 31 sanık ise 27 yaşındadır. Taraflar Şanlıurfada yaşamakdırlar. Tarafların yaşadıkları bölgede yerleşik kültürel değerler dikkate alındığında sanık ile maktulenin yanlarında 3. Bir kişi olmadan bir araya gelmeleri toplumda kabul görmeyecek bir davranış olmasına rağmen sanık, maktule ili iki kez kendi evlerinde baş başa görüştüklerini anlatmış, dosyada bulunan kamera kayıtlarından da olay günü sanığın eşi evde yok iken önce sanığın kısa süre sonrada maktulenin tek başına sanığı takiben sanığın evine girdikleri görülmüştür.
Yine tarafların cep telefonu kayıtları da incelenmemiş olup incelenseydi taraflar arasında görüşme trafiği olup olmadığı da belirlenmiş olacak idi.
Tarafların bir yakınlığı belirlenirse sanığın bu konuyu konuşurken maktuleyi ağzını ve burnunun sıkıp boğarak öldürdüğü (kolundaki bilezikleri almak için değil) ölen maktulenin kolundaki bilezikleri de daha sonra hırsızladığı ancak küpe ve yüzüğünü almadığı anlaşılmış olacağından sanığın bu savunmalarını denetlemeye yönelik araştırmalar yapılmadan yerel mahkemece verilen karar Dairemizce sanık savunmasının hayatın olağan akışına uymadığı gerekçesi ile bozulmuştur.
Sanığın aksi belirlenemeyen savunmasının doğru olup olmadığını yani yağma amacıyla götürmeyip aralarındaki duygusal konuyu görüşmek için maktulenin kendi ayağı ile yalnız başına ve hayatın olağan akışına aykırı şekilde yabancı bir erkeği takiben onun evine geldiğini tesibite yönelik maktule ve sanık arasında telefon, mesaj trafiği olup olmadığına bakılmaksızın sanığın savunmasını çürütür bir delil de bulunmadığı halde sanık aleyhine yerel Mahkeme kararının bozulmasının şüpheden sanık yararlanır ilkesine aykırı olduğu kanaatinde olduğumdan öncelikle eksik
araştırma yapıldığı gerekçesiyle yerel Mahkeme kararının bozulması eksik araştırma yok deniliyor ise sanık savunmasına itibar olunarak yerel Mahkeme kararının dosya kapsamı ve delil durumuna uygun olması nedeniyle onanması gerektiği kanaatiyle çoğunluk görüşüne katılmıyorum.