Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2019/212 E. 2019/2114 K. 08.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/212
KARAR NO : 2019/2114
KARAR TARİHİ : 08.04.2019

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Kasten öldürme, 6136 sayılı Kanuna muhalefet.
HÜKÜM : Bakırköy 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 01/12/2017 gün ve 2015/306 esas, 2017/362 karar sayılı hükmü;
a) … ve …’yı kasten öldürme suçlarından; TCK’nin 81, 29, 53. maddeleri uyarınca 18 yıl hapis cezası (2 kez) ile cezalandırılmasına ilişkin hükümlere yönelik istinaf başvurularının CMK’nin 280/1-a maddesi uyarınca esastan reddine (2 kez),
b) Ruhsatsız silah taşıma suçundan; 6136 sayılı Kanunun 13/1, TCK’nin 52, 53. maddeleri uyarınca 1 yıl 6 ay hapis ve 1,200.- TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin hükme yönelik istinaf başvurusunun CMK’nin 280/1-a maddesi uyarınca esastan reddine.

TÜRK MİLLETİ ADINA
1) Sanık … müdafiinin yerinde görülmeyen duruşmalı inceleme talebinin hüküm tarihinde yürürlükte olan 5271 sayılı CMK’nin 299. maddesi uyarınca REDDİNE karar verilmiştir.
2) Sanık hakkında 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçu nedeniyle verilen hükmün incelenmesinde; yerel mahkemece hükmolunan cezanın miktarı gözetildiğinde istinaf başvurusunun esastan reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5271 sayılı CMK’nin 286/2-a maddesi uyarınca temyizi mümkün olmadığından, 5271 sayılı CMK’nin 298. maddesi gereğince sanık müdafiinin temyiz isteminin REDDİNE karar verilmiştir.
3) Sanık … hakkında; maktuller … ve …’yı kasten öldürme suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin, sanık müdafii ve katılanlar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine yapılan incelemede; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 23/02/2018 gün ve 2018/121 esas, 2018/160 sayılı kararında bozma nedeni dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin; eksik incelemeye eylemin meşru müdafaa veya meşru müdafaada sınırın aşılması kapsamında kaldığına, suç vasfına, katılan … vekilinin; eksik inceleme ve hatalı değerlendirmeye, …, … ve … hakkında da mahkumiyet hükmü verilmesi gerektiğine, katılan … vekilinin; eksik inceleme ve hatalı değerlendirmeye, haksız tahrik maddesinin uygulanmaması gerektiğine, suç vasfına yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Oluşa ve dosya içeriğine göre, sanığın ağabeyinin oğlu…’ün, maktul …’in kardeşi …tarafından 29/05/2013 tarihinde öldürüldüğü, bu suçtan açılan kamu davasının yargılamasına devam edildiği sırada olayın failinin yakınları tarafından barışma girişimlerinin gerçekleştirildiği, maktul …’in babası ve katılanlardan …’in,…’un …’ü kazayla öldürdüğünü iddia ettiği ve karşı tarafa para teklifinde bulunduğu, olay günü maktul …’in arkadaşı maktul …’u da alarak ağabeyi …’u cezaevinde ziyaret ettiği, ardından her iki maktulün de silahlı bir halde sanık …’nın ağabeyi …’ın evine gittikleri, bu sırada sanığın da evde olduğu, maktullerin …’ı şikayetinden vazgeçmesi için tehdit ettikleri kalp rahatsızlığı bulunan …’ın fenalaşması üzerine sanığın maktullerden evi terk etmelerini istediği, akabinde gitmemekte direnen maktulleri tabancayla ateş ederek öldürdüğü olayda,
Maktullerin sanık ve ağabeyini tehdit etmeleri bunun üzerine kalp rahatsızlığı da bulunan …’ın fenalaşması üzerine, sanığın haksız tahrikin kendisinde yarattığı hiddetin etkisi altında bu eylemi gerçekleştirmesi, maktullerden kaynaklanan ve haksız tahrik oluşturan davranışların ulaştığı boyut dikkate alındığında, 12 ile 18 yıl aralığında hapis cezası öngören TCK’nin 29. maddesinin uygulanması sırasında, sanık hakkında her bir maktule karşı eylemi nedeniyle üst sınıra yakın bir ceza ile ayrı ayrı cezalandırılması yerine, haksız tahrikin derecesinde yanılgıya düşülerek yazılı biçimde 18’er yıl hapis cezası ile cezalandırılması suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5271 sayılı CMK’nin 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanunun 304/2-a maddesi uyarınca dosyanın Bakırköy 8. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilamının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 08/04/2019 gününde oy birliği ile karar verildi.