Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2019/1501 E. 2019/5143 K. 25.11.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/1501
KARAR NO : 2019/5143
KARAR TARİHİ : 25.11.2019

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Olası kastla öldürme, kasten yaralama
HÜKÜM : 1) Sanık … hakkında:
TCK’nin 81/1, 21/1, 29, 62/2, 53/1, 63. maddeleri gereğince 8 yıl 4 ay hapis cezası.
2) Sanık … hakkında: TCK’nin 86/1, 86/3-e, 29, 62, 53/1, 58/6, 63. maddeleri gereğince 1 yıl 3 ay hapis cezası.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıklar … ve …’in, maktul …’a karşı eylemlerinin sübutu kabul, haksız tahrikin varlığı ve takdiri indirim nedenlerinin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık … müdafiinin; sübuta, beraat etmesi gerektiğine, haksız tahrik nedeniyle daha fazla indirim yapılması gerektiğine, katılan … müdafiinin; sanıklar hakkında TCK’nin 82/1-b-e hükümlerinin uygulanması gerektiğine, haksız tahrik hükümlerinin uygulanmaması gerektiğine, katılan … ve …’nin, bir nedene dayanmayan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine;
Ancak;
Oluşa ve dosya kapsamına göre; maktulün olay günü saat: 04.30 sıralarında aldığı alkol ve uyuşturucu maddenin etkisi ile yalın ayak vaziyette köy içinde gezerken Jandarma Karakolunun bahçesine doğru gittiği ve etrafa küfür ederek bağırıp burada bulunan nizamiye nöbetçisinden sigara istediği, nizamiye nöbetçisi olan erin sigarasının bulunmadığını söylemesi üzerine taşkınlık yaparak ısrarcı olması üzerine, nöbetçi erin durumu karakol binasında bulunan nöbetçi çavuşa bildirmek için içeri girdiği ve nöbetçi çavuş ile birlikte bahçeye çıktıklarında maktulün bahçenin içine girdiğini gördükleri, maktulün bahçede de bağırmalarına ve küfür etmelerine devam etmesi üzerine, o saatte koğuşta uyuyan diğer erlerin de gürültüden uyanarak dışarı çıktıkları, maktulün taşkınlığına devam etmesi ve kendisine müdahalede bulunan erlere vurmaya kalkışması üzerine bir erin maktulü kelepçelediği, daha sonra erlerin maktulü karakol binası içine soktukları ve karakol komutanına haber vermek istedikleri, ancak telefonların çalışmaması üzerine iki erin askeri araçla karakol komutanını almak üzere karakoldan ayrıldıkları, bu sırada jandarma er sanık …’ın, kendisine küfür ettiği gerekçesi ile karakol komutanının odasında bulunan kauçuk jopla karakol binası içinde bulunan maktulün kafasına defalarca vurduğu, daha sonra diğer erlerin duruma müdahale ettiği ve sanığı oradan uzaklaştırıp sakinleştirdikleri ve maktulü ikinci bir kelepçe ile koridorda bulunan demire kelepçeledikleri ve bir sandalyeye oturttukları, sanık …’in de maktule kafa attığı ve tokatla vurduğu, maktulün sandalyede oturur vaziyette iken kendinden geçtiği, karakol komutanının olay yerine gelmesinden sonra da maktulün künt kafa travma ve boyun travmasına bağlı tiroid kartilaj kırığı ile birlikte beyin kanaması (subaraknoid kanama), beyin doku harabiyeti ve subdural kanama sonucu öldüğünün anlaşıldığı olayda;
1- Sanık …’ın, maktule jopla çok sayıda vurduğu, sanık …’in de maktule diğer sanık … tarafından jopla çok sayıda vurulduğunu bilmesine rağmen, hayati bir organ olan başına kafa atıp, yumrukla vurduğu olayda, Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulunun 27/06/2012 ve 19/06/2013 tarihli raporlarına göre maktulün ölümüne neden olan travmanın kafa ile vurulma veya jop ile vurulma sonucu meydana gelebileceği tıbben ayrım yapılamayacağının belirtilmiş olması ve maktulle sanıklar arasında husumet bulunmaması karşısında, sanık …’ın eyleminin TCK’nin 87/4-2.cümle, sanık …’in eyleminin TCK’nin 87/4-1. cümlede düzenlenen kasten yaralama sonucu ölüm suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgı sonucu yazılı şekilde olası kastla öldürme ve kasten yaralama suçlarından hükümler kurulması,
2- Olayın oluş şekli, olay sırasında ölenden kaynaklanan haksız eylemlerin ulaştığı boyut gözetilerek, TCK’nin 29. maddesinin uygulanması sırasında, asgariye yakın oranda indirim yapılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde 1/2 oranında indirim yapılması suretiyle sanıklara eksik ceza tayin edilmesi,
3- Sanık … hakkında Elmadağ Asliye Ceza Mahkemesinin 09.03.2011 tarih, 2010/198 esas, 2011/84 karar sayılı ilamıyla verilen 4.000.- TL adli para cezasının tekerrüre esas alınması gerekirken, suç tarihinden sonra kesinleşen hükmün tekerrüre esas alınması,
4- Kendisini vekil ile temsil ettiren katılan … lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
5- 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin iptal edilen bölümleri doğrultusunda sanıkların hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, Cumhuriyet savcısı, katılan … vekili, katılanlar … ve sanık … müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak BOZULMASINA, 25/11/2019 gününde Üyeler … ve …’in, sanıkların eyleminin nitelikli kasten öldürme olduğuna yönelen muhalefetleri ve oy çokluğu, diğer yönlerden oy birliği ile karar verildi.

KARŞI OY:

Suç tarihi olan 28.06.2011 tarihinde sabaha karşı 04:30 sıralarında maktulün aldığı alkol ve uyuşturucu maddenin etkisi ile Jandarma karakolunun bahçesine girdiği, bahçede bağırdığı ve küfür ettiği, aşırı gürültü yaptığı, koğuşta uyuyan diğer erlerin de gürültüden uyanarak dışarı çıktıkları, maktulün taşkınlığa devam etmesi üzerine, kendisine müdahalede bulunan erlere vurmaya kalkışması üzerine, bir Er’in maktulü kelepçelediği, daha sonra erlerin maktulü karakol binası içine götürdükleri ve karakol komutanına haber vermek istedikleri, bu sırada sanık …’ın kendisine küfür ettiği gerekçesi ile karakol komutanının odasında bulunan jopla maktulün kafasına çok sayıda vurduğu, daha sonra diğer erlerin duruma müdahale ettiği ve sanığı oradan uzaklaştırıp sakinleştirdikleri ve maktulü ikinci bir kelepçe ile koridorda bulunan demire kelepçeledikleri ve bir sandalyeye oturttukları, sanık …’ın
maktule kafa attığı ve tokatla vurduğu, maktulün sandalyede oturur vaziyette iken kendinden geçtiği ve öldüğü anlaşılmıştır.
Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu;
– 21.12.2011 tarihli 4158 Karar sayılı mütalaasında,
– 27.06.2012 tarihli 2554 Karar sayılı mütalaasında,
– 19.06.2013 tarihli 2606 Karar sayılı mütalaasında,
Maktulün ölümüne neden olan travmanın kafa ile vurulma veya jop ile vurulma sonucu meydana gelebileceğinin, bunlar arasında tıbben ayrım yapılamayacağını belirtmiştir.
Sanıkların savunmaları, katılanların beyanları, tanık anlatımları, olay yeri inceleme raporu, olay yeri krokisi, olay yeri fotoğraflarının ve kamera görüntülerinin bulunduğu CD, olay yeri inceleme ve ölü muayene tutanağı, otopsi tutanağı ve CD görüntüleri, Adli Tıp Kurumu … Grup Başkanlığı Morg İhtisas Dairesinin 27.09.2011 tarihli otopsi raporu, Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulunun raporları birlikte değerlendirildiğinde;
Sanıkların, Beden veya Ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan maktulü kasten öldürdükleri anlaşılmış olup, sanıkların TCK’nin 82/1-e, 29. maddeleri uyarınca ayrı ayrı cezalandırılmalarına karar verilmesi gerektiği kanaatindeyiz.
Bu nedenle çoğunluğun görüşüne katılmıyoruz.