Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2018/818 E. 2020/2370 K. 19.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/818
KARAR NO : 2020/2370
KARAR TARİHİ : 19.10.2020

(KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİ)

Hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlâl etme ve yağma suçlarından Konya Açık Ceza İnfaz Kurumunda bulunan hükümlü …’ın, ceza infaz kurumuna yasak nitelikte ilaç bulundurma eylemi nedeniyle 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 44/3-g maddesine aykırı hareket etmekten 15 gün süre ile hücre hapsi cezası ile cezalandırılmasına dair anılan Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu Başkanlığının 28/09/2017 tarihli ve 2017/267 sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Konya İnfaz Hakimliğinin 12/10/2017 tarihli ve 2017/3156 esas, 2017/3238 sayılı kararına yönelik itirazın kabulüne ve söz konusu kararın kaldırılmasına dair Konya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 03/11/2017 tarihli ve 2017/1389 sayılı kararı ile ilgili olarak;
Dosya kapsamına göre, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 44. maddesinin g bendinde, “Her türlü ateşli silâh, mermi, patlayıcı madde, kesici, delici, yaralayıcı, bereleyici alet, yakıcı, aşındırıcı, boğucu, bayıltıcı, kör edici gaz ve ecza, her türlü zehir ve uyuşturucu ilâç ve madde, cep telefonu, telsiz ve sair elektronik haberleşme aracını kuruma sokmak, bulundurmak, kullanmak.” şeklindeki düzenleme karşısında, hükümlünün adliye iş kolunda çalıştığı esnada yapılan üst aramasında üzerinden 25 adet Lyrica kendisine reçete edilmemiş ilaçların bulunduğu, söz konusu ilacın sinir sistemini etkilemesi nedeniyle mahkûmlar arasında yaygın olarak kullanıldığı anlaşılmakla, hükümlü hakkındaki disiplin cezasının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 06/02/2018 gün ve 94660652-105-42-12162-2017-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesi ile Dairemize ihbar ve dava evrakı gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü;

TÜRK MİLLETİ ADINA

Anayasa Mahkemesinin 10/10/2013 tarihli, 2013/6 esas, 2013/111 karar sayılı Kararında; “İnfaz Hukukuna ilişkin disiplin suç ve cezaları, 5275 sayılı Kanunun sekizinci bölümünde düzenlenmiş, bu çerçevede uygulanacak disiplin suç ve cezalarının amacı, mahiyeti, kapsamı, sınırları ve uygulanma koşulları Kanunun 37. maddesinde açıklığa kavuşturulmuştur. Kanundaki disiplin suç ve cezaları yönünden genel hüküm niteliğindeki bu madde uyarınca, bu kanun kapsamındaki bir disiplin suçunun oluşabilmesi ve cezasının uygulanabilmesi için sadece her bir disiplin suçu yönünden belirlenen özel hükümdeki şartların gerçekleşmesi yeterli olmayıp ayrıca 37. maddedeki şartların da gerçekleşmesi gerekmektedir. Kanunun 37. maddesine göre hükümlü hakkında ceza infaz kurumunda, düzenli bir yaşamın sürdürülmesi, güvenliğin ve disiplinin sağlanması bakımından kanun, tüzük, yönetmelikler ile idarenin uyulmasını emrettiği veya gerekli kıldığı davranış ve tutumları, kusurlu olarak ihlal ettiğinde, eyleminin niteliği ve ağırlık derecesine göre Kanunda belirtilen disiplin cezaları uygulanacaktır.” denilmektedir. Bunun yanında yine Anayasa Mahkemesinin 07/07/2015 tarihli ve 2013/2920 başvuru numaralı kararı ve 02/12/2015 tarihli, 2013/1869 sayılı kararlarında, yukarıda belirtilen kararına atıfta bulunarak disiplin cezasının oluşumu ile ilgili karar verildiği görülmektedir.
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 37/1. maddesinde “hükümlü hakkında kurumda, düzenli bir yaşam sürmesi, güvenliğin vc disiplinin sağlanması bakımından kanun, tüzük, yönetmelikler ile idarenin uyulması emrettiği veya gerekli kıldığı davranış ve tutumları, kusurlu olarak ihlal ettiğinde eylemin niteliği ile ağırlık derecesine göre kanunda öngörülen disiplin cezaları uygulanır” denilmekte olup, madde de açıkça kurumda ibaresi kullanıldığı için hükümlü ve tutukluların ceza infaz kurumu dışında duruşmaya götürülürken, tedavi veya muayene için hastaneye götürülürken veya hastane de tedavi olunurken veya ceza infaz kurumları arasında nakilleri, ceza infaz kurumu dışında çalıştırıldıkları sırada işledikleri eylemlere disiplin cezası verilemeyeceği anlaşılmaktadır. Başka bir deyişle 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 37/1. maddesinde açıkça kurumda ibaresi yer aldığından kanun koyucunun amacının ceza infaz kurumlarında disiplin ve düzeni bozucu eylemlerle ilgili disiplin cezası öngördüğü, ceza infaz kurumları dışında gerçekleşen eylemlerle ilgili ceza infaz kurumunda gerçekleşmiş gibi disiplin cezası uygulanmasını öngörmediğini söylememiz gerekmektedir, dolasıyla ceza infaz kurumu dışındaki eylemlerin ceza infaz kurumunda disiplin ve düzeni bozduğu kabul edilerek disiplin cezası verilmesi mümkün değil ise de ceza infaz kurumu dışında hükümlü yada tutukluların gerçekleştirdiği eylemler suç teşkil ediyor ve adli soruşturmayı gerektiriyorsa, adli soruşturma yapılmasına engel bir durum bulunmamaktadır.
Yargıtay içtihatları, Anayasa Mahkemesi kararları ve 5275 sayılı Kanunun 37/1. madde metni birlikte değerlendirildiğinde, kanun koyucunun amacının kurumda gerçekleşen eylemler yönünden disiplin cezasının uygulanması, kurum dışında gerçekleşen ve suç teşkil eden eylemler yönünden genel hükümlere göre soruşturma yapılması olduğunu kabul etmemiz gerekmektedir.
Bu açıklamalara göre somut olay değerlendirildiğinde; hükümlünün ceza infaz kurumu dışında adliye iş kolunda çalıştığı sırada gerçekleştirdiği eylemi nedeniyle hakkında disiplin cezası verilemeyeceği ancak genel hükümlere göre suç teşkil ettiği kabul edilen eylemi nedeniyle Cumhuriyet Başsavcılığına ihbarda bulunulmasının ve soruşturma yapılmasının mümkün olduğu sonucuna varılmakla; Disiplin Kurulu Başkanlığının 28/09/2017 tarihli ve 2017/267 sayılı kararına karşı hükümlü tarafından yapılan şikayetin reddine ilişkin Konya İnfaz Hakimliğinin 12710.2017 tarihli ve 2017/3156 esas, 2017/3238 karar sayılı Kararının kaldırılmasına dair Konya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 03/11/2017 tarihli ve 2017/1389 değişik iş sayılı kararında isabetsizlik görülmediğinden bu karara ilişkin Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün kanun yararına bozma talebinin CMK’nin 309. maddesi gereğince REDDİNE, dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 19/10/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.