YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/5490
KARAR NO : 2019/66
KARAR TARİHİ : 21.01.2019
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : İhmali davranışla kasten adam öldürme
HÜKÜM : TCK’nin 83/1-2-3, 35/2 ve 62. maddeleri gereğince 8 yıl 4 ay hapis cezası.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı vekilinin 26.01.2016 tarihli dilekçe ile davaya katılma isteminde bulunduğu halde, katılma konusunda herhangi bir karar verilmediği anlaşılmış ise de; Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.10.2010 tarih ve 2010/149-205 sayılı kararında belirtildiği üzere, ilk derece mahkemesinde ileri sürülüp karara bağlanmayan katılma isteklerinin, temyiz incelemesi sırasında karara bağlanması mümkün olduğundan, 5271 sayılı CMK’nin 237. maddesi uyarınca suçtan zarar gören şikayetçinin sanık hakkında ihmali davranışla öldürmeye teşebbüs suçundan açılan kamu davasına katılan olarak kabulüne karar verilerek yapılan incelemede;
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık … … (…)’nun yeni doğan bebeğini ihmali davranışla öldürmeye teşebbüs suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin, cezayı azaltıcı takdiri indirim sebebinin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle değerlendirilip kısmen reddedilmiş, incelenen dosyaya göre bozma üzerine verilen hükümde düzeltme nedeni dışında isabetsizlik görülmediğinden, sanık müdafinin eksik incelemeye, sübuta, suç vasfına vs.ye, katılan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı vekilinin vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle; sanık hakkında bozma öncesi verilen 24.04.2014 tarihli, 2013/284 esas ve 2014/162 karar sayılı hükmün sanık müdafii ve Cumhuriyet savcısı tarafından sanık lehine temyiz edildiği, aleyhe temyiz istemi bulunmadığı anlaşılmakla bozma sonrası kurulan hükümde CMUK’un 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı itibariyle sanığın kazanılmış hakkının gözetilmemesi, 24.11.2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nin 53.maddesinin iptal edilen bölümleri nazara alındığında mahkemenin bu madde ile yaptığı uygulama, davada kendisini vekille temsil ettiren şikayetçi Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi yasaya aykırı ise de, bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hüküm fıkrasında TCK’nin 62. maddesi ile yapılan uygulamadan sonra gelmek üzere “sanık hakkında bozma öncesi verilen 24.04.2014 tarihli, 2013/284 esas ve 2014/162 karar sayılı hüküm ile sanığın 4 yıl 2 ay hapis cezasıyla cezalandırıldığı, bu hükme karşı aleyhe temyiz istemi bulunmadığından sanığın ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakkının korunması gerektiğinden CMUK’nin 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakkı gözetilerek neticeten sanığın 4 yıl 2 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına” ibaresinin eklenmesine, 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün “Anayasa Mahkemesinin iptal kararındaki hususlar gözetilerek 5237 sayılı TCK’nin 53/1-2-3. maddelerinin tatbikine” şeklinde değiştirilmesine, hüküm fıkrasına “şikayetçi Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının davada kendisini vekille temsil ettirmesi nedeniyle, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 4360 TL vekalet ücretinin sanıktan alınarak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına verilmesine” ibaresinin eklenmesine karar verilmek suretiyle DÜZELTİLEN, hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi ONANMASINA, 21/01/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.