Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2018/4891 E. 2019/2041 K. 03.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/4891
KARAR NO : 2019/2041
KARAR TARİHİ : 03.04.2019

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Çocuğu kasten öldürme
HÜKÜM : TCK.nin 82/1 d-e, 83/3, 62, 53, 63. maddeleri uyarınca; 16 yıl 8 ay hapis cezası.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık …’ün maktul yeni doğan bebeğini öldürme eyleminin sübutu kabul edilmiş, cezayı azaltıcı takdiri indirim sebebinin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle değerlendirilmiş, incelenen dosyaya göre bozmaya uyularak verilen hükümde bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmediğinden katılan … Bakanlığı vekilinin tasarlama bulunduğuna, TCK’nin 83 ve 62. maddelerinin uygulanmaması gerektiğine ve sair hususlara yönelen yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
1- Oluşa ve dosya kapsamına göre; sanık …’in suç tarihinden 5 gün önce doğan bebeğini 29/01/2014 günü saat 11:30 sıralarında … mahallesi, … caddesi, … villa kavşağına yaklaşık 50 metre uzaklıktaki orman içerisindeki moloz yığınının yanına bırakarak oradan ayrıldığı, ertesi gün saat 09:30 sıralarında bebeğin ölü olarak bulunduğu, otopsi raporuna göre bebeğin ölümünün soğukta kalma sonucu meydana gelmiş olduğunun belirtildiği anlaşılan olayda;
Yeni doğan bebeğin soğukta kalma ve beslenememe sonucunda ölebileceğini öngörebilecek durumda bulunan sanığın, sonucu kabullenerek eylemini
gerçekleştirdiğinin anlaşılması karşısında, olası kastla nitelikli öldürme suçundan, TCK’nin 82/1-d-e, 21/2. maddeleri uyarınca cezalandırılması gerektiği gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabule göre de; Kendisini vekille temsil ettiren katılan … Bakanlığı lehine avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak BOZULMASINA, 03.04.2019 gününde Başkan … ve Üye …’in hükmün düzeltilerek onanması yönündeki karşı oyları ve oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY:
Beden ve ruh bakımından kendini savunamayacak çocuğu öldürmek suçundan sanık …’ün 5237 sayılı TCK. 82/1-d-e, 83/3, 62. maddeleri uyarınca 16 yıl 8 ay hapis çezası ile cezalandırılmasına ilişkin Ağır Ceza Mahkemesi kararının onanması görüşünde olduğumuzdan eylemin olası kastla öldürme olduğunu kabul eden çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.
Dosya kapsamına göre sanık …’ün gayrıresmi ilişiki sonucu 25.01.2014 günü bir erkek çocuk doğurduğu, ailesinden sakladığı ve ailesi tarafından kabul edilmeyeceğini düşündüğü bebeğin karnını doyurup ormanlık alana bıraktığı 30.01.2014 tarihinde o bölgede çöp toplayan tanık … tarafından bebeğin ölü olarak görülüp polis ihbar hattının arandığı, olay mahalline gelen polislerin üzerinde beyaz renkli tulum, ellerinde eldiven, kafasında beyaz bere, 40 cm mesafesinde beyaz çarşaf ve battaniye olduğu halde bebek cesedini buldukları, bebeğin 25.01.2014 tarihinde sanık … tarafından dünyaya getirilen bebek olduğu ve oraya sanık tarafından bırakıldığı kuşkusuzdur.
Sayın çoğunlukla aramızda oluşan ve çözümlenmesi gereken uyuşmazlık sanığın eyleminin nitelendirilmesine ilişkindir.
Ağır Ceza Mahkemesince sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK.nin 83. maddesinde yazılı suçu oluşturduğu kabul edilmiştir.
TCK.nin 83. maddesindeki suçun oluşabilmesi için, başkasının hayatını korumak ve gözetmek yükümlülüğü altında bulunan garantör konumundaki kişinin, korumak ve gözetmekle yükümlü olduğu hayatın sona erme tehlikesi ortaya çıkmasına rağmen, hayatın korunması açısından yapılması gereken icrai davranışları gerçekleştirmemesi gereklidir.
4721 sayılı medeni Kanunun 335 ve müteakip maddelerinde anne – babanın çocuğa karşı yükümlülükleri düzenlenmiştir. Anne ve babanın evli olmaması halinde, doğan çocuk annenin velayeti altında olacağından, annenin çocuk üzerinde kanundan doğan koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunmaktadır.
Sanık annenin, evlilik dışı ilişki sonucu hamile kaldığı bebeğini doğumdan üç gün sonra doyurup, giydirip ormanlık bir alana bıraktığı, 4721 sayılı Medeni Kanun hükümleri uyarınca bebeğin hayatını korumak ve gözetmek yükümlülüğü altında olmasına rağmen bu yönde icrai bir davranışta bulunmadığı, böylece kanundan kaynaklanan görantörlük görevini kasten ihmal ederek ölüm neticesinin meydana gelmesine icrai davranışla eş değer olan ihmali davranışla neden olduğunun kabulü gerektiğinden, eylemin TCK. 83. maddesi kapsamında değerlendirilmesine ilişkin Ağır Ceza Mahkemesi kararının onanması görüşünde olduğumuzdan sayın çoğunluğun eylemin olası kastla öldürme olduğuna ilişkin görüşüne katılmıyoruz.