Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2018/4293 E. 2019/125 K. 22.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/4293
KARAR NO : 2019/125
KARAR TARİHİ : 22.01.2019

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten öldürmeye teşebbüs
HÜKÜM : TCK’nin 82/1-e, 35/2, 29, 62/1, 53 ve CMUK’un 326/son maddeleri uyarınca, sanığın 4 yıl 2 ay hapis cezası.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Sanık … hakkında; mağdur …’yı kasten öldürmeye teşebbüs suçundan yapılan yargılama sonunda; mahkumiyetine dair Ankara Batı 1. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 31.08.2010 gün ve 2010/206 esas, 2010/177 karar sayılı hükmün sanık müdafii tarafından temyizi üzerine, Dairemiz 13.11.2013 tarih 2011/6291 esas, 2013/6254 sayılı Kararı ile “sanık …’un mağdur …’yı kasten öldürmeye teşebbüs suçundan verilen mahkumiyet hükmü yönünden; “20.07.1992 doğumlu mağdurun, 22.04.2010 olan suç tarihinde 17 yaşında olması itibariyle TCK’nin 6/1-b maddesi kapsamında “çocuk” olduğu anlaşıldığı halde, sanığın “çocuğu öldürme” suçuna teşebbüsten TCK’nin 82/1-e, 35/2. maddeleri uyarınca makul bir ceza ile cezalandırılması yerine, suçun niteliğinde yanılgıya düşülerek, yazılı biçimde “kasten öldürme” suçuna teşebbüsten aynı Kanunun 81, 35/2. maddeleri uyarınca alt sınıra yakın bir ceza ile cezalandırılmasına karar verilmesi, mağdurun sanığa hakaret etmesinden ibaret haksız tahrik oluşturan eylemi nedeniyle cezadan asgari miktarda indirim yapılması yerine, yazılı şekilde 1/2 oranında indirim yapılarak eksik ceza tayini, kabul ve uygulamaya göre; TCK’nin 81. maddesi uyarınca müebbet hapis cezası tayin edildikten sonra TCK’nin, 35. maddesi uyarınca teşebbüs nedeniyle indirim yapılırken yasal düzenlemeye aykırı olarak “cezadan 1/2 oranında indirim yapılarak” ibaresinin yazılmış olması, CMUK’un 326/son maddesi de gözetilmek suretiyle…” gerekçeleriyle bozulduğu,
Bozma üzerine mahkemenin 21.03.2014 tarih 2014/23 esas 2014/100 karar sayılı ilamıyla sanığın nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs suçundan 5271 sayılı CMUK’un 326/son maddesi hükümleri de nazara alınarak çocuğa karşı kasten öldürmeye tesşebbüs suçundan cezalandırılmasına karar verildiği, sanık müdafiinin temyizi üzerine Dairemiz 23.11.2015 tarih 2015/3754 esas 2015/5642 sayılı Kararı ile davaya katılma, duruşmalardan haberdar edilme ve CMK’nin 260. maddesi uyarınca hükmü temyiz etme hakkı bulunan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığını temsilen Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğüne, yokluğunda verilen gerekçeli kararın, 5271 sayılı CMK’nin 291. maddesi gereğince “hükmün tebliğinden itibaren yedi gün içinde hükmü veren mahkemeye bir dilekçe verilmesi veya zabıt katibine yapılacak bir beyanla hükmü temyiz edebileceğini” gösterir açıklamalı tebligatın tebliği için dosyanın incelenmeksizin mahkemesine tevdiine karar verildiği,
Mahkemece gerekçeli kararın tebliği üzerine Bakanlık vekilinin katılma talebinde bulunup, kararı temyiz ettiği, katılan kurum vekili ve sanık müdafiinin temyizi üzerine Dairemiz 19.04.2016 tarih 2016/1573 esas 2016/2034 sayılı Kararıyla “Sanık … hakkında çocuk mağdur …’i kasten öldürmeye teşebbüs suçundan açılan kamu davasında, 6284 sayılı Yasanın 2/1-d ve 20/2. maddeleri uyarınca Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının bu suçun zarar göreni olduğu, bu sıfatının gereği olarak CMK’nin 233 ve 234. maddeleri gereğince kovuşturma evresinde sahip olduğu davaya katılma ve öteki haklarını kullanabilmesi için duruşmadan haberdar edilmesi gerektiği halde, usulen dava ve duruşmalar bildirilmeden, davaya katılma ve CMUK’un mağdur ve katılanlar için öngördüğü haklardan yararlanma olanağı sağlanmadan yargılamaya devam olunarak yazılı şekilde hüküm kurulması…” gerekçesiyle bozulduğu,
Bozma üzerine mahkemenin 13.10.2016 tarih 2016/215 esas 2014/328 karar sayılı ilamıyla sanığın nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs suçundan 5271 sayılı CMK’nin 326/son maddesi hükümleri de nazara alınarak cezalandırılmasına karar verildiği, sanık müdafii ve katılan Bakanlık vekilinin temyizi üzerine Dairemiz 01.12.2017 gün 2017/655 esas, 2017/4581 sayılı Kararıyla “Sanık … hakkında; çocuk mağduru öldürmeye teşebbüs suçundan açılan kamu davasında, 6284 sayılı Yasanın 2/1-d ve 20/2. maddeleri uyarınca Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının bu suçun zarar göreni olduğu, bu sıfatının gereği olarak CMK’nin 233 ve 234. maddeleri gereğince kovuşturma evresinde sahip olduğu davaya katılma ve öteki haklarını kullanabilmesi için duruşmadan haberdar edilmesi gerektiği halde, usulen dava ve duruşmalar bildirilmeden, davaya katılma ve CMUK’un mağdur ve katılanlar için öngördüğü haklardan yararlanma olanağı sağlanmadan yargılamaya devam olunduğundan, yapılan tebligat üzerine Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının 06/01/2016 tarihli katılma ve temyiz başvurusundan sonra kurulan 13/10/2016 tarihli hükümde, artık usul eksikliği giderildikten sonra ortaya çıkan aleyhe temyiz nedeniyle, CMUK’un 326/son maddesinde belirtilen ceza miktarı bakımından kazanılmış hak hükümlerinin uygulanamayacağının gözetilmemesi,” gerekçesiyle bozulduğu,
Bozma kararı üzerine yerel mahkemece eski hükümde direnilmesine karar verildiği görülmekle, 6763 sayılı Kanunla değişik 5271 sayılı CMK’nin 307. maddesinin üçüncü fıkrasının ikinci cümlesi uyarınca yapılan incelemede;
Mahkemece ortaya konulan kabul ve gerekçeye göre direnme kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla Dairemizin 01.12.2017 gün ve 2017/655 esas, 2017/4581 sayılı Kararının bozma ile ilgili kısmı kaldırılarak yapılan incelemede;
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık …’un mağdur …’yı nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin, haksız tahrik ve takdire ilişen cezayı azaltıcı sebeplerin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde düzeltme nedeni dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin; suç vasfına,verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna vesaire, katılan kurum vekilinin sanık hakkında üst sınırdan hüküm kurulması gerektiğine vesaireye yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddiyle; duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettiren katılan kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi, kanuna aykırı ise de, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 4.360,00.TL maktu vekalet ücretinin sanıktan alınarak kendisini vekille temsil ettiren katılan kuruma ödenmesine” ibaresinin hüküm fıkrasının ilgili bölümüne eklenmesine karar verilmek suretiyle DÜZELTİLEN, hükmün tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak ONANMASINA, 22/01/2019 gününde oy birliği ile karar verildi.