Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2018/4070 E. 2019/114 K. 22.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/4070
KARAR NO : 2019/114
KARAR TARİHİ : 22.01.2019

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Kasten öldürme, öldürmeye teşebbüs
HÜKÜM : a) Kasten öldürme suçundan; İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 23/11/2017 tarihli ve 2017/3 esas-2017/384 karar sayılı, sanığın kasten öldürme suçundan TCK’nin 81, 29, 62, 53. maddeleri uyarınca 12 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin hükmün, sanık müdafiinin yasal süresi içinde istinafı üzerine, CMK’nin 280/1-a maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddi,
b) Mağdur …’u öldürmeye teşebbüs suçu: İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 23/11/2017 tarihli ve 2017/3 esas-2017/384 karar sayılı, sanığın mağdur …’u öldürmeye teşebbüs suçundan TCK’nin 81, 35, 29, 62, 53. maddeleri uyarınca müebbet 6 yıl 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin hükmün, sanık müdafiinin yasal süresi içinde istinafı üzerine, CMK’nin 280/1-a maddesi uyarınca sonuç cezanın 4 yıl 2 hapis cezası olarak düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Sanık müdafii duruşmalı inceleme isteminde bulunmuş ise de 5271 sayılı Kanunun 299. maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “sanığın veya katılanın temyiz başvurusundaki istemi üzerine veya re’sen duruşma yoluyla yapar” ibaresi 24.12.2017 tarih 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 100. maddesi ile “uygun görmesi halinde duruşma yoluyla yapabilir” şeklinde değiştirildiğinden, incelemenin dosya üzerinden yapılması uygun görülmüştür.
Sanık … hakkında maktul …’i kasten öldürme, mağdur …’u kasten öldürmeye teşebbüs suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinden dolayı sanık müdafiinin süresinde istinaf kanun yoluna başvurması üzerine; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesince verilen 20.03.2018 tarihli ve 2018/211 esas, 2018/262 karar sayılı kararın, sanık müdafiince yasal süre içerisinde temyiz edilmesi üzerine yapılan incelemede;
Mahkemenin sanık hakkında mağdur …’a yönelik eyleminin kasten öldürmeye teşebbüs olduğuna dair kabul ve takdirinde bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak olunmamıştır.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesince verilen 20.03.2018 tarihli ve 2018/211 sayılı kararında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin sübuta, suç vasfına, meşru müdafaa olduğuna yönelen temyiz itirazları yerinde görülmediğinden, temyiz başvurularının ESASTAN REDDİNE, 22.01.2019 gününde Üye …’ın sanık lehine meşru müdafaa olduğuna ve …’a yönelik eylemin kasten yaralama suçunu oluşturduğuna dair muhalefet oyuyla oy çokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY:
Sanık savunmaları, tanık anlatımları ve özellikle kamera görüntülerinden anlaşılacağı üzere tarafların uzaktan akraba olup, aralarında alacak verecek meselesi bulunduğu, olay öncesinde de taraflar arasında bu yüzden tartışma yaşandığı ve husumet oluştuğu, öldürme olayının hemen öncesinde maktul …’in tüfekle sanıklar … ve babası …’ın içinde bulunduğu araca ateş ettiği, aracın isabet almasına rağmen sanıklarda herhangi bir yaralama meydana gelmediği, sanıkların araçlarıyla oradan uzaklaşmayı başarabildikleri, bu kez maktul … ile yeğeni…’un yolda sanık … ile karşılaştıkları, aralarında aynı nedenden dolayı tartışma başladığı, maktul …’in elinde az önceki olayda kullandığı tüfek bulunduğu sanık …’ın …’in elinden tüfeği almak için tuttuğu ancak …’in tüfeği bırakmadığı bu arada …’unda …’a müdahale ettiği bu müdahale sonucunda…’ın yere yıkıldığı, üzerinde …ve maktulün olduğu…’ın olay yerine gittiğini öğrenen… ve …’ın araçla tekrar olay yerine geldiklerinde maktul ve …’u …’ın üzerinde gördükleri,…’ın önce araçtan elinde herhangi bir şey olmaksızın inip yanlarına geldiği, …’ın ise elindeki tüfekle gelip tüfeği maktul ve …’a doğrultarak kardeşini bırakmalarını söylediği, ancak ateş etmediği, buna rağmen maktul ve …’un …’ı bırakmadıkları, sanık …’ın oğluna yönelik bu saldırı karşısında korkup paniğe kapılarak az önce yaşanan silahlı saldırının da etkisiyle oğlunu kurtarmak için hızlı bir şekilde aracına yönelip araçtan aldığı bıçakla önce elinde silah bulunan …’e birkaç kez vurup …’in oğlunun üstünden kalkmasını sağladığı, daha sonra …’a bir kez bıçakla vurarak …’un da oğluna yönelik saldırısını defettiği olayda her ne kadar ilk derece mahkemesi maktulün elinden silah alındıktan sonra bıçaklama olayının gerçekleştiği gerekçesiyle meşru savunmayı kabul etmemiş ise de bu tespit ve kabulün hatalı olduğu izlenen kamera görüntülerinden açıkça anlaşılacağı üzere silah henüz maktulün elindeyken bıçaklı saldırının gerçekleştiğinin açıkça görüldüğü silahın daha sonra maktulün elinden alındığının anlaşıldığı, Sanık …’ın oğlu…’a yönelen ve o an için devam eden saldırının uyarılara rağmen sonlanmadığını görerek korku ve paniğe kapılmak suretiyle meşru savunma koşulları içerisinde ancak mazur görülebilecek bir şekilde sınırı aşarak maktul …’i öldürmesi ve mağdur …’u yaralaması eylemlerinin TCK’nin 27/2. maddesine uyduğu ve CMK’nin 223/2-c maddeleri gereğince ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan sayın çoğunluğun bu yöndeki görüşüne muhalefet ediyorum.
Ayrıca kabulü göre de sanık …’ın …’a yönelik eyleminde tek bıçak darbesi olması, sanığın herhangi bir engelleyici sebep yokken eylemine kendiliğinden son vermiş olması, mağdurda meydana gelen yaranın niteliği hareketli kavga ortamında sanığın hedef seçme imkanının bulunmayışı gibi hususlar dikkate alındığında sanığın eyleminin kasten öldürme değil kasten yaralama olduğu kanaatinde olduğumdan sayın çoğunluğun eylemin öldürmeye teşebbüs olduğu şeklindeki görüşüne de muhalefet ediyorum. 22.01.2019