Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2018/3957 E. 2018/5274 K. 11.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/3957
KARAR NO : 2018/5274
KARAR TARİHİ : 11.12.2018

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten öldürmeye teşebbüs
HÜKÜM : TCK’nin 82/1-d, 35, 29, 62/1 ve 53. maddeleri uyarınca 10 yıl hapis cezası.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Sanık … hakkında babası olan mağdur …’e yönelik nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs suçundan kurulan hükümde mahkemenin kabul ve takdirinde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanığın kasten yaralama suçundan cezalandırılması gerektiğine yönelen tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık …’nın, babası olan mağduru nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin, haksız tahrik ve takdiri indirim nedenlerinin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre; bozma üzerine verilen hükümde bir isabetsizlik görülmediğinden, sanık müdafiinin bir nedene dayanmayan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddiyle, Başkan … ve Üye …’in suç vasfının yaralama olduğuna yönelik karşı oyu ve hükmün tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak ONANMASINA, 11/12/2018 gününde oy çokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY ;
Sanık …’in katılan …’e karşı eyleminde Dairemizin 01/11/2017 gün ve 2017/1773-3672 Esas ve Karar nolu ilamında olduğu gibi sayın çoğunluk heyetinden ayrık olarak suç vasfına yönelik farklı düşündüğümüz için, Mardin 1. Ağır Ceza Mahkemesinin vasfın kasten öldürmeye teşebbüs olarak nitelendirilip onanmasına yönelik çoğunluk görüşüne de aynı doğrultuda muhalifiz.
Şöyle ki;
Dairemizin, 01/11/2017 tarihli bozma kararına ilişik muhalefet görüşümüzü belirterek vasıflandırmanın kasten yaralama olması gerektiğine ilişkin açıklamalarımızı izah eder iken, aynen “…….katılan …, sanık …’in babasıdır. Suç tarihinden önce taraflar arasında miras paylaşımından kaynaklı ihtilaf söz konusu ise de, aile arasındaki bu ihtilafın öldürmeyi gerekli kılacak dereceye vardığını kesin ve net olarak söylemek olanaksızdır. Zira, olay günü taraflar bu meseleyi konuşmak için bir araya gelmiş iken, aralarındaki konuşmanın sözlü münakaşaya, hatta fiili münakaşaya dönüşmesi sonrasında, bu şekilde neticelenmiştir.
Olayın sıcaklığı ile bir kısım görgü tanıklarının beyanlarına başvurulmuş, ancak olay yerinde bulundukları halde aile içerisinde meydana gelen bu tartışmaya dahil olmamak için beyanda bulunmamışlar, tanık … ise, aşamalardaki beyanlarında kendi içerisinde çelişkili olduğu görülmüştür. Zira tanık…, mahkemedeki beyanında sanığın ateş ettiğini görmediğini beyan etmiş ise de, soruşturma aşamasında olay günü alınan ilk beyanında “..otoparkta iken birden silah sesi duyduğunu, döndüğünde sanığın mağdura 7-8 el ateş ettiğini gördüğünü, sanığın üzerine atlayıp elindeki tabancayı aldığını belirtmiştir. Bu nedenle tanık beyanlarına göre, eylemi vasıflandırmak mümkün olamamaktadır ki, maddi deliller bu aşamada suç vasfının belirlenmesinde heyete ışık tutması gerekecektir.
Dosyada mevcut olay yeri tespit tutanağından da anlaşılacağı üzere; 8 adet boş mermi kovanı, kapı önünde 2 adet deforme olmuş mermi gömleği, l adet 9 mm çaplı tabanca ve bu tabancaya ait boş şarjör bulunarak muhafaza altına alınmıştır .
Mağdurun doktor raporuna göre sağ kalçasından mermi sıyrığı tesbit edildiği, başkaca bir yaraya rastlanmadığı da sabittir. Ayrıca mağdurun giysileri üzerinde atış mesafelerinin tesbitine yönelik yaptırılan incelemede ise, sol bacak arka taraftaki mermi çekirdeği sekmesi/parçalanması sonucu oluşmuş olabileceği, sağ bacak arka taraftaki deliğin ise atış artıklarına rastlanılmadığından mesafesinin tesbitine olanak tanımayacağı belirtilmektedir.
Yine olay yeri basit krokisi ile resimlerine bakıldığında ise, olayın meydana geldiği yazıhanenin kapısından hemen yaklaşık 1,5 metre sonra köşe başına gelindiği, tam karşısındaki evin yerden yaklaşık 4.20 metre yüksekliğindeki duvarına bir merminin isabet ettiği, yine 14.30 metre görüş alanındaki aracın şöför kapı altına doğru yine başka bir merminin isabet ettiği sabittir.Kaldı ki, mağdurun pantalonu üzerindeki ekspertiz incelemesinden de anlaşılacağı gibi, mermi çekirdeği sekmesi/parçalanmasına ilişkin bir delinme de sabittir. Yani mermi isabet edilen yerler, ya çok aşağıda, yada çok yukarıda yada mağdura isabet eden çekirdek itibarıyle sekme ile olduğu görülmektedir.
Kast, suçun manevi unsurunu oluşturmakta olup, kişinin iç dünyasını ilgilendiren bir durum ise de, bunu dış dünyaya yansıyan hareketleriyle tespit etmemiz mümkün olacaktır.
Şimdi, sanığın savunmasını irdelersek; mağdur babası ile konuşma mesafesinde yani çok yakın iken tabancasını ateşlemiş, buna rağmen hedefte mutlaklık var iken, vurmamıştır. Mağdurun kaçmak için işyerinden çıkıp, 1,5 metrelik köşe başını döndüğü esnada, pantalonunun ekspertiz incelemesine göre büyük ihtimal ile sekme ile sağ kalçasından sıyrık şeklinde yaralandığı, yine mağdurun köşeyi dönüp, hedeften tamamen çıkmasına rağmen rastgele atışına devam etmiştir.Olay yerinde tabanca ve boş şarjör bulunduğuna göre, sanık eylemini şarjörünü boşaltana kadar tabancasını kullandıktan sonra olay yerine bırakarak oradan yaya olarak uzaklaşmıştır. Bu nedenle, tanık …’ün sanığı tutması ile eylemine son vermesi şeklinde, yani engel neden dolayısıyle bitirmediği de açık ve nettir.
Tüm ileri sürülen bu nedenler dolayısı ile ve maddi delillerin ışığı altında, sanığın eylemini, yakın mesafeden mutlak şekilde neticeyi alma olanağı var iken, tabancasını kullanmaya başlamış, mağdurun kaçmaya başlayıp, kısa mesafede hedeften mutlak çıkmasına rağmen yine rastgele atışlarına devam ederek, olay yeri resimlerinden de anlaşılacağı üzere, çok farklı mesafelere karşı kullanmış olduğundan, neticesi itibariyle eyleminin yaralama olduğunu kabul etmek gerektiği düşüncesi ile sayın çoğunluk görüşüne katılmıyoruz….. “ demek suretiyle, belirttiğimiz muhalif görüşümüzü yine aynen tekrarlıyoruz.