Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2018/2414 E. 2020/2367 K. 14.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/2414
KARAR NO : 2020/2367
KARAR TARİHİ : 14.10.2020

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten öldürme
HÜKÜM : 1- Sanık … hakkında TCK’nin 81/1, 29, 53, 63. maddeleri uyarınca 18 yıl hapis cezası,
2- Sanık … hakkında TCK’nin 106/2-a, 53, 63. maddeleri uyarınca 3 yıl hapis cezası.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Katılanların bir haftalık yasal süreden sonra yapmış oldukları temyiz isteminin CMUK’un 317. maddesi uyarınca REDDİNE karar verilerek hükümler sanık müdafiinin temyiz talebi doğrultusunda incelenmiştir.
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık …’ın, maktul …’yü kasten öldürme ve tehdit suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç nitelikleri tayin, savunmaları değerlendirilip inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, verilen hükümlerde düzeltme ve bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmediğinden, sanık müdafiinin TCK’nin 27, 62. uygulanması gerektiğine yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle,
1- Sanık hakkında mağdur …’a karşı tehdit suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün, 24.11.2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin iptal edilen bölümleri nazara alındığında mahkemenin bu madde ile yaptığı uygulama yasaya aykırı ise de, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hüküm fıkrasında yer alan 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün “Anayasa Mahkemesinin iptal kararındaki hususlar gözetilerek 5237 sayılı TCK’nin 53/1-2-3 maddelerinin tatbikine” şeklinde değiştirilmesine karar verilmek suretiyle DÜZELTİLEREK tebliğnamedeki düşünce gibi ONANMASINA,
2- Sanık hakkında maktulü kasten öldürme suçundan kurulan hükmün incelenmesinde ise;
a-Tanık …’ın soruşturma aşamasında alınan beyanında maktulün olayın gerçekleştiği civarda hayat kadınlığı yaptğını, olay günü failin kullandığı aracın maktulün yanında durduğunu, maktulün bu araca bindiğini, yolun kenarından ormanlık alana doğru indiklerini, kendisinin etraftan şişe topladığını, 10-15 dakika kadar sonra maktül …’nün “yapma” diyerek üç kez bağırdığını, bunun üzerine sesin geldiği yere gittiğinde maktulün yerde yüzüstü yattığını gördüğünü, olay yerine gidince bu sefer failin elindeki bıçağı kendisine doğru salladığını, bıçağı görünce olay yerinden kaçtığını ifade ettiği, olay tarihinden 4 gün sonra yakalanan sanığın kendisini suçtan kurtarmaya yönelik yaptığı savunmaların olay yerine yakın bulunan tanık … tarafından doğrulanmadığı, maktulden sanığa yansıyan herhangi bir haksız hareket olmadığı halde, yasal koşulları oluşmadığından sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nin 29. maddesi uyarınca haksız tahrik indirimi yapılarak eksik ceza tayini,
b-24.11.2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin iptal edilen bölümleri yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, hükmün tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak BOZULMASINA, Daire Başkanı … ve Üye …’nın sanık hakkında maktule olan eyleminde makul oranda tahrik indirimi yapılması gerektiği yönündeki karşı oyları ile, 14/10/2020 gününde oy çokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY:

Sanık …’ın maktul …’yı kasten öldürdüğü, ancak maktulden kaynaklanan ve haksız tahrik oluşturan eylemler mazara alındığında TCK’nin 29. maddesi gereğince yapılacak indirimin asgari seviyeden biraz uzaklaşılmak suretiyle sanığın cezalandırılması gerektiği görüşünde olduğumuzdan olayda hiç tahrik olmadığı görüşünde olan sayın çoğunluğa katılmıyoruz
Dosya kapsamına göre, maktule otoyol kenarlarında durdurduğu sürücülerle fuhuş yapmaktadır. Olay tarihinde sanık … ile bu konuda anlaşıp, anayoldan tali yollara sapıp ağaçlık alanda cinsel ilişkiye girmişlerdir.
İlişki sırasında pantolonunu dizine kadar indiren sanık, maktulenin elini pantolon cebine soktuğunu farketmiş, bunun üzerine maktule, sanığın cebinden aldığı telefonu ağaca çarpıp kırdıktan sonra, yine sanığın cebinden aldığı paralarla kaçmaya başlamıştır. Parası alınan, telefonu kırılan sanığın en azından alınan tomar halindeki parayı geri almak için maktuleyi kovalaması doğaldır. Yakalanacağını anlayan maktule sanığa bıçak çekip onu elinden yaralamış, o sırada sanık maktuleyi yakalayıp onun düşürdüğü bıçakla maktuleyi öldürmüştür.
Bu aşamaya kadar olayın tanığı yoktur.
Sanık olayı bu şekilde anlatmıştır. Belli bir ücret karşılığında cinsel ilişkide bulunma konusunda anlaşmışlarsa ve sanığın istikrarlı şekilde anlattığı bu savunma doğru değilse sanığın öldürme eyleminin gerekçesi izah edilemez. O halde sanığın savunmasına itibar etmek zorunludur.
Her ne kadar … isimli tanık var ise de bu tanığın bilhassa 28.09.2015 tarihli ifadesinden de anlaşılacağı üzere tanık … maktule yaralanıp yerde yatarken gelmiştir.
Esasen ilişki konusunda anlaşan sanık ve maktulenin kimsenin görmeyeceği yere gitmeleri gerektiği düşünülürse dahi o yerle maktulenin yaralandığı yer arasında gerçekleşen olayları tanığın göremeyeceği aşikardır.
Bu itibarla sanığın kasten öldürme eylemini maktulenin davranışlarından kaynaklanan tahrikle işlediği ve hakkında TCK’nin 29. madde uyarınca asgari seviyeden bir miktar uzaklaşılarak uygulama yapılması ve kararın sanık lehine bozulması görüşünde olduğumuzdan sayın çoğunluğa katılmıyoruz.