Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2016/5982 E. 2018/5566 K. 20.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/5982
KARAR NO : 2018/5566
KARAR TARİHİ : 20.12.2018

(KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİ)

Nitelikli yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçlarından sanık …’nun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 149/1-c-g, 109/2, 109/2-3-b ve 62. maddeleri uyarınca, 8 yıl 4 ay hapis ile 3 yıl 4 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına dair İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/10/2008 tarihli ve 2001/30 esas, 2008/228 sayılı kararını müteakip, cezalarının 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 99. maddesi gereğince 11 yıl 8 ay hapis cezası olarak toplanmasına, hükümlü hakkında 4616 sayılı Kanunun uygulanmamasına ve hükümlü hakkında verilen cezaların infazında 5275 sayılı Yasanın 107/4 maddesi gereğince indirim yapılmasına ilişkin aynı Mahkemenin 18/02/2011 tarihli ve 2011/169 değişik iş sayılı kararından sonra, hükümlü tarafından müddetnameye yapılan itirazın reddine ilişkin aynı Mahkemenin 21/11/2013 tarihli ve 2013/604 değişik iş sayılı kararma ilişkin itirazın keza reddine ilişkin İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 17/12/2013 tarihli ve 2013/679 değişik iş sayılı kararına yönelik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca yapılan kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu;
Yargıtay l. Ceza Dairesinin 04/03/2015 tarihli ve 2015/761 esas,
2015/1201 karar sayılı ilamı ile; “………İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK’un 250. maddesi ile görevli) 28.10.2008 tarihli ve 2001/30 Esas, 2008/228 sayılı karar başlığında suç tarihi “1998-2000 yılları arasında” olarak gösterilmiş ise de, bu tarihin suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olmak suçu yönünden olduğu, kararın gerekçesinde hükümlü …’nun nitelikli yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarını 03.01.2000 tarihinde mağdur Metin Can’a karşı işlediği, Dairemizin 13.10.2010 tarihli ve 2010/3983 Esas, 2010/6609 sayılı kararı ile suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olmak suçu yönünden zamanaşımı süresi dolduğundan kamu davasının ortadan kaldırılmasına karar verildiği, dolayısıyla suç tarihinin 03.01.2000 olduğu anlaşılmaktadır.
4616 sayılı 23 Nisan 1999 Tarihine Kadar İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıverilmeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanunun 1. maddesinde; bu Kanun hükümlerinin “23 Nisan 1999 tarihine kadar işlenen suçlar nedeniyle” uygulanabileceği düzenlenmiş olup, olayımızda suç tarihinin “03.01.2000” olması nedeniyle uygulanamayacağı açıktır.
12.04.1991 tarihinde kabul edilen 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun “Terör suçları” başlıklı 3. maddesinde; “Türk Ceza Kanununun 125, 131, 146, 147, 148, 149, 156, 168, 171 ve 172. maddelerinde yazılı suçlar, terör suçlarıdır” denilmekte olup, 29.06.2006 tarih ve 5532 sayılı Kanunun 2. maddesi ile değişik 3. madde de; “26/09/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 302, 307, 309, 311, 312, 313, 314, 315 ve 320. maddeleri ile 310. maddesinin birinci fıkrasında yazılı suçlar, terör suçlarıdır” düzenlemesi getirilmiştir.
Aynı Kanunun “Terör amacı ile işlenilen suçlar” başlıklı 4. maddesinde;
“a) Türk Ceza Kanununun 145, 150, 151, 152, 153, 154, 155, 157, 169 ve 384. maddeleri ile 499. maddesinin ikinci fıkrasında yazılı suçlar, b) 2845 sayılı Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 9. maddesinin (b), (c), (e) bentlerinde yazılı suçlar, 1. madde de belirtilen terör amacı ile işlendiği takdirde terör suçu sayılır” denilmekte olup, 29.06.2006 tarih ve 5532 sayılı Kanunun 3. maddesi ile değişik 4. madde de; “Aşağıdaki suçlar 1. madde de belirtilen amaçlar doğrultusunda suç işlemek üzere kurulmuş bir terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde işlendiği takdirde, terör suçu sayılır: a) Türk Ceza Kanununun 79, 80, 81, 82, 84, 86, 87, 96, 106, 107, 108, 109, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 142, 148, 149, 151, 152, 170, 172, 173, 174, 185, 188, 199, 200, 202, 204, 210, 213, 214, 215, 223, 224, 243, 244, 265, 294, 300, 316, 317, 318. ve 319. maddeleri ile 310. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan suçlar, b) 10/07/1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunda tanımlanan suçlar, c) 31/08/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun 110. maddesinin dördüncü ve beşinci fıkralarında tanımlanan kasten orman yakma suçları, ç) 10/07/2003 tarihli ve 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda tanımlanan ve hapis cezasını gerektiren suçlar, d) Anayasanın 120. maddesi gereğince olağanüstü hal ilan edilen bölgelerde, olağanüstü halin ilanına neden olan olaylara ilişkin suçlar, e) 21/07/1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 68’inci maddesinde tanımlanan suç” düzenlemesi getirilmiştir.
Aynı Kanunun “Cezaların infazı ve tutukluların muhafazası” başlıklı 16. maddesinde de, bu Kanun kapsamına giren suçlardan mahkum olanların cezalarının ne şekilde infaz edileceği gösterilmiştir.
Suç tarihi itibariyle 3713 sayılı Kanunun 5532 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önceki hali yürürlükte olup, hükümlü …’nun nitelikli yağma suçunun 765 sayılı TCK’nin 499/1. maddesi kapsamında kaldığı, dolayısıyla 3713 sayılı Kanunun 4. maddesinde sayılan 499. maddesinin ikinci fıkrasında yazılı suç olmadığı, 765 sayılı TCK’nin 179. maddesinde düzenlenen kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun da ilgili maddeler arasında sayılmadığı, dolayısıyla hükümlü hakkında 3713 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanamayacağı anlaşılmıştır.
Hükümlü …’nun 11 yıl 8 ay hapis cezasının infazının 03.01.2000 olan suç tarihinde yürürlükte bulunan 647 sayılı Cezaların İnfaz Hakkında Kanunun 19 ve Ek-2 maddeleri gereğince 1/2 ve her ay için 6 gün indirimden yararlandırılmak suretiyle yapılması gerekeceğinden, farklı gerekçe ile kanun yararına bozma talebinin kabulü ile İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesince hükümlünün itirazının kabulüne karar verilmesi gerekirken itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 17.12.2013 tarih ve 2013/679 değişik iş sayılı kararının kanun yararına bozulmasına karar verildiği,
Ancak; Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 11/11/2016 tarihli ve 94660652-105-34-7603-2016-Kyb sayılı yazısı ile farklı gerekçe ile kanun yararına bozma talebinin kabul edilmesinin CMK’nin 309. maddesindeki düzenlemeye aykırı olduğundan bahisle Dairemizin 04/03/2015 tarihli ve 2015/761 esas, 2015/1201 karar sayılı ilamına karşı itiraz yoluna gidilmesini itiraz yoluna gidilmesi yönündeki talebin reddedilmesi halinde kanun yararına bozma kararına uyularak İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 29/06/2015 tarihli, 2001/30 esas ve 2008/228 karar sayılı kararına karşı kanun yararına bozma yoluna gidilmesini Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından istediği, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Dairemizin 04/03/2015 tarihli ve 2015/761 esas, 2015/1201 karar sayılı ilamına karşı itiraz yasa yoluna gidilip gidilmeyeceği yönünde herhangi bir değerlendirme yapmaksızın dosyayı kanun yararına bozma istemi gibi dairemize gönderdiği anlaşılmakla; İstanbul 9.Ağır Ceza Mahkemesince verilen 29/06/2015 tarihli, 2001/30 esas ve 2008/228 karar sayılı kararına karşı yapılan kanun yararına bozma isteminin incelenerek sonuçlandırılmasının bu aşamada mümkün olmadığı, öncelikle Dairemizin 04/03/2015 tarihli ve 2015/761 esas, 2015/1201 karar sayılı ilamına karşı itiraz yoluna gidilip gidilmeyeceği konusunda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından değerlendirme yapılmasının, itiraz yoluna gidilecek ise itiraz gerekçelerini içerir tebliğnamenin düzenlenerek Dairemize gönderilmesinin itiraz yoluna gidilmeyecek ise bu konuda verilen kararın dosya içerisine alınmasının zorunlu olduğu anlaşılmakla bu eksikliklerin giderilmesi amacıyla dosyanın incelenmeksizin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 20/12/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.