Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2016/5602 E. 2017/735 K. 13.03.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/5602
KARAR NO : 2017/735
KARAR TARİHİ : 13.03.2017

Hakaret ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarından hükümlü …’in, Kayseri 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/06/2010 tarihli ve 2009/940 esas, 2010/539 sayılı kararı ile verilen 1 yıl 5 ay 15 gün ve 6 ay hapis cezalarının infazı sırasında, adı geçen hükümlünün denetimli serbestlik hükümlerinden yararlanma talebinin kabulü ile hapis cezasının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına ilişkin Kayseri İnfaz Hakimliğinin 09/02/2015 tarihli ve 2015/269 esas, 2015/257 sayılı kararını müteakip, denetimli serbestlik tedbiri yükümlülüklerine uymamakta ısrar ettiğinden bahisle 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 105/A maddesinin 6. fıkrası uyarınca 09/07/2015 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere anılan kararın kaldırılması ile koşullu salıverilme tarihine kadar olan cezasının infazı için Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna gönderilmesine dair Kayseri İnfaz Hakimliğinin 22/07/2015 tarihli ve 2015/1518 esas, 2015/1508 sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 14/08/2015 tarihli ve 2015/1104 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;
Dosya kapsamına göre, yükümlülük ihlaline ilişkin mevzuat hükümleri irdelendiğinde, 5275 sayılı Kanunun 105/A-6/b, 107/12, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 51/7 ve 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değişik 191/4. maddelerinde yükümlülüklere uymamada ısrar durumu aranırken, 6545 sayılı Kanun ile değişmeden önceki 5237 sayılı Kanunun 191/2, 6545 sayılı Kanunun 81. maddesi ile değişik 5275 sayılı Kanunun 106/3, 108/7 ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/11. maddelerinde sadece yükümlülüklere uymamaktan bahsedilerek ısrar durumunun aranmadığı,
5402 sayılı Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanununun 5/2. maddesinde “(2) (Ek fıkra: 06/12/2006 – 5560 S.K.42.md) Denetimli serbestlik müdürlüğü tarafından yapılan çağrılara veya hazırlanan denetim planına uyarıya rağmen uyulmaması, denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülük ihlali sayılır.” şeklindeki hüküm getirilmiş, keza anılan Kanun’un uygulanmasının esaslarını göstermek amacıyla çıkartılan Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliğinin 44/1. maddesinde ise
“1) Yükümlülüğün yerine getirilmesi için uyulması gereken kurallar ile karara uygun olarak hazırlanan programa ve denetimli serbestlik personelinin bu kapsamdaki uyarı ve çağrılarına uyulmaması yükümlülüğün ihlali sayılır. Yükümlülüğün ihlal edilmesi durumunda vaka sorumlusunun teklifi üzerine yükümlü, komisyon tarafından veya kanunda yazılı hallerde komisyonun önerisi üzerine ilgili hâkim tarafından uyarılır.” şeklindeki hükme yer verilmiştir.
5402 sayılı Kanunun 5/2 ve Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliğinin 44/1. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde denetimli serbestlikte yükümlülüklere uymamakta ısrar durumunun aranmadığı hallerde dosyanın kapatılabilmesi için yükümlünün en az iki yükümlülük ihlali yapması gerekmekte iken,
Yükümlülüklere uymamada ısrar durumunun arandığı hallerde ise, Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliğinin 44/3. maddesinde “(3) Denetimli serbestlik kararlarının infazında, yükümlülüğün bir yıl içerisinde iki defa ihlal edilmesi yükümlülüğe uymamada ısrar etme sayılır. Yükümlünün uyarılmasının ardından bir yıl içerisinde ikinci ihlalin tespit edilmesi halinde infaza son verilerek kayıt kapatılır.” şeklindeki hükme yer verilerek ısrar durumunun aranmadığı haller ile ısrar durumunun arandığı halleri aynı şartlara tabi kılmak suretiyle yönetmelik hükmü ile kanun hükmüne aykırı bir düzenlemenin vazedildiği, bu haliyle hükümlünün yükümlülüklere uymamakta ısrar durumu her olayın özelliğine göre değerlendirilerek, ısrar durumunu ortaya koyan kasıt yoğunluğu, yükümlülüklere uymamadaki direnci değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği ve bu konuda kanun koyucunun uygulayıcıya takdir hakkı tanıdığının kabulünün gerektiği düşünüldüğünden, anılan kanun hükümleri gereği ve kanun koyucunun ısrar şartını araması gözönüne alındığında, somut dosya kapsamına göre hükümlünün fiilinin ısrar olarak değerlendirilebilmesi için an az 2 kez ihtar yapılmış olması ve hükümlünün usulüne uygun 2 haklı ihtara rağmen davete icabet etmemesi veya başka herhangi bir şekilde haberdar olmasına rağmen ısrarla denetime uymaması gerekmesi karşısında, merciince yapılan itirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine kararı verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan Kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 26/04/2016 gün ve 94660652-105-38-11554-2015-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesi ile Dairemize ihbar ve dava evrakı gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü;

TÜRK MİLLETİ ADINA

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 105/A maddesinin 6. fıkrasında yer alan;
“Hükümlünün;
a) Ceza infaz kurumundan ayrıldıktan sonra, talebinde belirttiği denetimli serbestlik müdürlüğüne üç gün içinde müracaat etmemesi,
b) Hakkında belirlenen yükümlülüklere, denetimli serbestlik müdürlüğünün hazırladığı denetim ve iyileştirme programına, denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerileriyle hakkında hazırlanan denetim planına uymamakta ısrar etmesi,
c) Ceza infaz kurumuna geri dönmek istemesi,
Hâlinde, denetimli serbestlik müdürlüğünün talebi üzerine, koşullu salıverilme tarihine kadar olan cezasının infazı için kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesine, infaz hâkimi tarafından karar verilir.” şeklindeki düzenleme ile,
Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliği’nin hükümlünün uyarılması başlıklı 44. maddesinde yer alan;
“(1) Yükümlülüğün yerine getirilmesi için uyulması gereken kurallar ile karara uygun olarak hazırlanan programa ve denetimli serbestlik personelinin bu kapsamdaki uyarı ve çağrılarına uyulmaması yükümlülüğün ihlali sayılır. Yükümlülüğün ihlal edilmesi durumunda vaka sorumlusunun teklifi üzerine yükümlü, komisyon tarafından veya kanunda yazılı hallerde komisyonun önerisi üzerine ilgili hâkim tarafından uyarılır.
(2) Uyarı bir yazı ile yükümlüye tebliğ edilir. Gerektiğinde yükümlü, müdürlüğe davet edilerek yükümlülüklerine ilişkin hususlar ve ihlalin sonuçları vaka sorumlusu tarafından kendisine sözlü olarak da açıklanır. Yükümlünün gelmemesi durumunda daha önce yapılmış olan yazılı uyarı yeterli sayılır.
(3)Denetimli serbestlik kararlarının infazında, yükümlülüğün bir yıl içerisinde iki defa ihlal edilmesi yükümlülüğe uymamada ısrar etme sayılır. Yükümlünün uyarılmasının ardından bir yıl içerisinde ikinci ihlalin tespit edilmesi halinde infaza son verilerek kayıt kapatılır.” şeklindeki düzenlemeler karşısında, somut olayda 10/02/2015 tarihi itibari ile hükümlü hakkında denetim planı hazırlanarak infazına başlanıldığı, hükümlünün 29/03/2015 tarihinde imza yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle 02/04/2015 tarihli komisyon kararına istinaden 03/04/2015 tarihinde uyarılmasına rağmen 09/07/2015 tarihinde belgelendirilebilir ve geçerli bir mazereti bulunmaksızın seminere katılma yükümlülüğünü yerine getirmeyerek
denetimli serbestlik kapsamında belirlenen yükümlülüğü ikinci kez ihlal ettiği anlaşılmakla;
Dosya kapsamına göre; hükümlünün denetimli serbestlik kapsamında belirlenen yükümlülüğe uymamakta ısrar ettiği kabul edilerek 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun’un 105/A maddesinin 6. fıkrası (b) bendi uyarınca ikinci ihlal tarihinden koşullu salıverilme tarihine kadar olan cezasının infazı için kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesine dair Kayseri İnfaz Hakimliğinin 22/07/2015 tarihli kararında ve bu karara karşı yapılan itirazın reddine dair Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 14/08/2015 tarihli ve 2015/1104 değişik iş sayılı kararında isabetsizlik görülmediğinden, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün KANUN YARARINA BOZMA talebinin CMK’nun 309. maddesi gereğince REDDİNE, dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 13/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.