Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2016/3318 E. 2017/3957 K. 15.11.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/3318
KARAR NO : 2017/3957
KARAR TARİHİ : 15.11.2017

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Eşini öldürmeye teşebbüs
HÜKÜM : TCK’nun 82/1-d, 35, 62. maddeleri uyarınca 13 yıl 4 ay hapis cezası

TÜRK MİLLETİ ADINA

Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık …’ın katılan … ‘ı nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun suç niteliği tayin, takdire ilişkin cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, katılan vekilinin TCK’nun 62. maddesinin uygulanmaması gerektiğine, sanık müdafiinin haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiğine, suç vasfına yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine;
Ancak;
1-Sanığın TCK’nun 32/1. maddesi kapsamında olduğuna ilişkin Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinin 28/05/2013 tarihli raporu ile cezai sorumluluğunun tam olduğu yönündeki Adli Tıp Gözlem İhtisas Dairesi’nin 23/05/2014; Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulu’nun 13/06/2014 tarihli raporları arasında çelişki bulunması karşısında, 5237 sayılı TCK’nun 32. maddesi kapsamında ceza ehliyeti konusunda Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan rapor alındıktan sonra hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması;
2-Katılanın tüm tedavi evrakları ve grafileri getirtilmeden, dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderilerek yaraların niteliği, iç organlarda hasar oluşturup oluşturmadığı ve ayrı ayrı hayati tehlikeye neden olup olmadığı yönünde rapor aldırılmadan, rapor sonucuna göre, sanığın teşebbüs nedeniyle 13 yıldan 20 yıla kadar hapis cezası
öngören 5237 sayılı TCK’nun 35. maddesi ile uygulama yapıldığı sırada meydana gelen tehlikenin ve zararın ağırlığı dikkate alınarak bir ceza belirlenmesi gerektiği düşünülmeden eksik soruşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
3-Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 90. maddesinin son fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/3-c. maddesi uyarınca, 5271 sayılı CMK’nun 150, 234. ve 239. maddeleri ile 5320 sayılı Kanunun 13. maddesine dayanılarak hazırlanan Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince Müdafii ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 8. maddesi kapsamında baro tarafından görevlendirilen zorunlu müdafii ücretinin sanıktan alınmasına hükmedilemeyeceği gözetilmeksizin, yazılı biçimde tahsiline karar verilmesi,
4-24.11.2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı Kararı ile 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin iptal edilen bölümleri doğrultusunda sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, katılan vekili ile sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak BOZULMASINA, 15/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.