Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2016/3255 E. 2017/3630 K. 31.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/3255
KARAR NO : 2017/3630
KARAR TARİHİ : 31.10.2017

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Tasarlayarak öldürme, saldırıda kullanmak amacıyla bıçak taşıma
HÜKÜM : 1- Sanık … hakkında:
a) TCK’nun 37, 82/1-a, 29, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 24 yıl hapis cezası,
b) 6136 sayılı Kanunun 15/4, TCK’nun 52. maddeleri uyarınca 600 TL adli para cezası,
2- Sanık … hakkında:
a) TCK’nun 37, 82/1-a, 29, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 24 yıl hapis cezası,
b) 6136 sayılı Kanunun 15/4, TCK’nun 52. maddeleri uyarınca 600 TL adli para cezası.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Sanıklara “saldırıda kullanmak amacıyla bıçak taşıma” suçlarından verilen adli para cezaları, miktarları itibariyle 6217 sayılı Kanunun 26. maddesiyle 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 2. Maddesine göre kesin nitelikte olup, temyiz kabiliyetleri bulunmadığından, müdafilerinin bu suça yönelik temyiz istemlerinin CMUK’nun 317. maddesi uyarınca REDDİYLE,
Temyiz edenlerin sıfatları ve dilekçelerinin içeriklerine göre, sanıklar hakkında “tasarlayarak öldürme” suçundan kurulan ve hükmolunan ceza miktarı itibariyle resen de temyize tabi olan hükümler yönünden yapılan temyiz incelemesinde,
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıklar…ve…’nin maktul …’a yönelik eylemlerinin sübutu kabul, takdiri indirim sebebinin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanıklar müdafilerinin, temyiz dilekçelerinde meşru savunmaya ve haksız tahrikin derecesine sanık … müdafiinin duruşmada sanığın suçu işlemediği halde üstlendiğine, suç kastı bulunmadığına, vesaireye yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle,
Oluşa ve dosya kapsamına göre, sanık … ile maktul … arasında önceye dayalı husumet olduğu, sanık …’nin ise Sadık’ın arkadaşı olduğu, olay günü akşam saat 23.00 sıralarında, soruşturma evrakı içinde yer alan telefon inceleme tutanağının arananlar bölümünün 11. sırasından da anlaşılacağı üzere, maktulün sanığı aradığı, bu arama sonrasında sanıklar ve maktulün … Mevkii denilen yerde buluştukları, bir süre alkol alıp konuşan taraflar arasında çıkan tartışma sırasında, sanıkların maktulü av tüfeği ve bıçak kullanmak suretiyle öldürdükleri olayda,
a) Suçun tasarlanarak işlendiğinin kabulü için; sanığın eylemini gerçekleştirmeye olay tarihinden önce karar vermesi, kararında sebat ve ısrar göstermesi, karar ile icra arasında makul bir süre geçmesinin gerektiği, oysa somut olayda sanıkların öldürme kararı vermesi ile eylemleri arasında, karalarını soğukkanlı bir şekilde tekrar gözden geçirmeleri için yeterli sürenin geçtiğine dair her türlü şüpheden uzak, somut ve inandırıcı kanıtların bulunmadığı, sanıkların içinde bulunduğu tehevvür hali devam etmekte iken öldürme kararını verdiklerinin ve eylemlerini gerçekleştirdiklerinin kabulü gerektiği ve böylece tasarlamanın unsurlarının oluşmadığı anlaşıldığı halde, sanıklar hakkında ayrı ayrı TCK’nun 81. maddesi uyarınca “kasten öldürme” suçundan hüküm kurulması yerine, suçun niteliğinde yanılgıya düşülerek, yazılı biçimde ayrı ayrı TCK’nun 82/1-a maddesi uyarınca “tasarlayarak öldürme” suçundan hüküm kurulması,
b)Olayın gelişimi ve sanıkların birbirleriyle çelişen savunmaları dikkate alındığında, maktulden sanıklara yönelen ve haksız tahrik oluşturan herhangi bir söz veya davranış olmadığı halde, sanık …’nin daha az ceza almaya yönelik olan soyut nitelikteki savunması dikkate alınarak, sanıklar hakkında ayrı ayrı haksız tahrik hükmünün uygulanması suretiyle eksik ceza tayini,
c) Sanıklar hakkında TCK’nun 53. maddesi tatbik edilirken, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının gözetilmesinde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmekle, re’sen de temyize tabi hükümlerin, 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca, aynı Kanunun 326/son maddesi de gözetilerek BOZULMASINA, 31/10/2017 gününde oybirliği ile karar verildi.31/10/2017 gününde verilen işbu karar Yargıtay Cumhuriyet savcısı …’un huzurunda ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanık … müdafii Avukat …’nın yokluğunda 02/11/2017 gününde usulen ve açık olarak anlatıldı.